Sırtını arkadaşlarına döndü ve bombayı...
Bu pazar anlatacağımız hikâye... Kuzey Irak’ın içlerine doğru. Dağların yolları kestiği Hakurk’ta geçiyor. Suriye’de 18 ay görev yaptıktan sonra Irak’ın kuzeyine geçen komando Yusuf Çavuş’un hikâyesi...
21 Haziran gecesi...
Sırası gelen Yusuf, tam teçhizat nöbet yerine geçmişti.
Dağlarda gölgeler kesilmiş, zifiri karanlık yayılıyordu.
Uzman Çavuş Yusuf, gecenin sessizliğini dinliyordu...
Hakurk bu... Malum.
Yıllarca PKK/YPG’nin kamp bölgesiydi. Şimdi Türk askeri orayı tutuyordu.
Ama alçaklık ve pusu bitmemişti. 
Yusuf Çavuş bir ara vızıltı gibi bir ses duydu.
Olduğu yere sindi. Dinlemeye başladı.
Belli belirsiz bir ses. Bir vınlama.
Bu konuda eğitim almışlardı.
PKK dronları...
Gelen istihbarata göre PKK dronla keşif yapmaya çalışıyordu. Her defasında o el yapımı dronlar düşürülüyordu.
Hemen sessiz alarm verildi.
Manga arkadaşları anında Yusuf’un yanında yerlerini almışlardı.
Birlik geceye yayılıyordu ki...
İZLİ MERMİLER HAVADA UÇUŞUYOR
Bir cayırtı koptu. Çatışma çıkmıştı.
İzli mermiler... Kulağı sağır eden patlamalar...
İşte o anı kahraman çavuşumuz Yusuf şöyle anlatıyor:
“Dron saldırı girişimi oldu. Çatışma başladı, orada ben bir kayanın arkasına mevzi aldım, kucağıma küçük bir cisim düştü. Elime aldığımda el bombası olduğunu, misket el bombası olduğunu fark ettim. Yanda da iki arkadaşım vardı, onları da düşünerek zarar görmesinler diye arkamı onlara döndüm. Sırtımı verdim onlara...”
Evet arkadaşlar...
İzin verirseniz burada araya gireceğim...
Şu cümleyi gördünüz mü?
“Sırtımı verdim onlara...”
Yanındaki silah arkadaşlarına sırtını dönüyor ki, kucağına düşen misket bombası bari onlara zarar vermesin...
O anı bir kez düşünür müsünüz lütfen. Bir hayal edin o sahneyi...
Kendinizi Yusuf’un yerine koyun...
Bu nasıl bir “kahramanlık refleksi”dir.
Reflekstir çünkü düşünmeye gelmez. O andır.
BOMBAYI BACAKLARIMIN ARASINA SIKIŞTIRDIM
Yusuf anlatmaya devam ediyor:
“Misket bombasını bacağımın arasına sıkıştırdım. ‘Onlara bir şey olmasın’ dedim. Ayağımın bu kadar parçalanmasının sebebi ayağımın basıncı ile el bombasının patlamasıyla orada gömülü bir tane topuk koparan mayını patlamış. Ondan...”
HEMEN HASTANEYE
Bomba patlayınca ortalık yangın yerine dönüyor. Arkadaşları hemen Yusuf’a sarılıyor. Birisi kanayan bölgeye bastırıyor. Diğeri Yusuf’u omuzluyor:
“Dayan aslanım...”
O sırada pusu kuran ne kadar hain varsa etkisiz hale getiriliyor. Birlik arkada en derinlerine kadar kuşatıyor. Gün ışıyana kadar operasyon sürüyor.
Yusuf Çavuş helikopterle Hakkâri Devlet Hastanesi’ne kaldırılıyor. Gece yarısı ameliyat...
Sağ ayağı ampute ediliyor...
Yusuf’un durumu şu anda iyi...
DHA muhabiri Ali Fuat Güçlüer aracılığıyla bakın bize ne mesaj veriyor:
“Devlete sadece bacağımız değil, kolumuz, bacağımız, bedenimiz, canımız feda olsun.”
BENİ SEVİNDİREN DAYANIŞMA
Filmlerde görüp inanmakta güçlük çektiğimiz bu kahramanlık hikâyesinde dikkatimi çeken bir söz var...
Yusuf Çavuş’un babası İlyas Bey diyor ki:
“Birlikte olacağız, beraber olacağız... Dostlarımız olsun, siyasi partiler olsun hepsi aradı, herkesten Allah razı olsun. Hep birlikte inşallah Yusuf’umu ayağa kaldıracağız.”
Oğlu gazi olan bir babanın, “Dostlarımız aradı, siyasi partiler aradı. Herkesten Allah razı olsun” demesi nasıl mükemmel bir olgunluktur.
Nasıl siyaset üstü bir vatanseverliktir...
O kadar ihtiyacımız olan bu dayanışma duygusunu en acılı anınızda anlattınız ya...
Helal olsun size İlyas Bey...
PKK DRONLARI
UZAKTAN kumandalı dron ve maket uçaklarla orta menzilli koordinatlar veriliyor.
Bu dronlar el bombası gibi çok ağır olmayan bombaları taşıyor...
Teröristler maket uçakları bir yazılım kartıyla daha uzun menzillerde kullanmaya çalışıyor ancak bugüne kadar bu girişimlerin çok büyük bir bölümü havada imha edildi...
Yakın zamandan iki örnek...
20 Ağustos 2020’de Kuzey Irak’ta Duhok’un Şiladize ilçesinde askeri üssümüze saldırı girişiminde bulunan bomba yüklü 2 adet maket uçak düşürüldü.
11 Mayıs 2021’de Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonları sürerken Kuzey Irak’ın Metina bölgesinde de PKK’nın maket uçağı düşürüldü.
BRAVO ATLETİZM FEDERASYONU BAŞKANI’NA
Dün efsane atlet Muharrem Dalkılıç’ın hastanede yattığını yazdım. Bugün federasyon başkanı aradı ve şöyle dedi: “Muharrem abimizin durumunu biliyorduk, doktoruyla görüşüyorduk, pazartesi günü inşallah olimpiyat kotası alan birkaç milli atletimizle kendisini ziyaret edeceğiz.”
