PKK kapattırmak istiyor çünkü DTP’yi yendik

Sevgili okurlar, bu hafta geniş bir Ankara turu yaptım. Çankaya’dan Başbakanlığa, oradan Dışişleri koridorlarına uzanan bir tur oldu bu. Önce Cemil Çiçek’le başlayalım.

PKK kapattırmak istiyor çünkü DTP’yi yendik
TERÖRLE
Mücadele Kurulu’nun başındaki isim Cemil Çiçek. Başbakan Yardımcısı. Makamında bir akşam sohbeti yapıyoruz. Önümüzdeki döneme yönelik keskin mesajlar veriyor. İşte satırbaşları...

KARDEŞLİK PROJESİ Önümüzdeki yerel seçimler çok önemli. Biz oraya bir kardeşlik projesi götürdük. Oraya yatırım götürüyoruz. Ve devam ediyoruz. 22 Temmuz seçimlerinde DTP büyük oy kaybetti. Şimdi de kaybedeceğini anladı. Şiddet bu yüzden başladı.

OYLAR BİRLEŞSİN Yerel seçimlerde, DTP’nin elinden belediyeleri alabiliriz. Bunun için CHP’lisi ya da başka bir partilisi Türkiye için oyunu AKP’ye versin bu iş biter. DTP bunun farkında... Oyları birleştirelim.

MAZLUM TAKTİĞİ İşte bu yüzden PKK ve parti yönetimi DTP’yi kapattırmak istiyor. Bu yolla hem dünyada hem bölgede mazlumu oynamak istiyorlar.

ABD İLE İSTİHBARAT ABD ile yalnız istihbarat paylaşmadık. Çok daha geniş çaplı baktık. Şu anda istihbarat paylaşımı sürüyor. Ama memnunuz demiyorum. Çünkü bu anlık bir konu değil. Bu işbirliğine uzun süreli bakıyoruz. Yarın değişirse bilmem.

TSK İŞİNİ BİLİR TSK’ya Kuzey Irak’ta (şuraya kadar gidebilirsin) diye bir kilometre çizmedik. O ne yapacağını biliyor. Üstelik bölgeyi de çok iyi biliyor.

KIRMIZI BÜLTEN AB çok haksızlık ediyor. Kırmızı bültenle aranan teröristleri toplantılarına davet ediyor.

10 TANE GAP
Teröre bugüne kadar 300 milyar dolar harcadık. 10 tane GAP eder. Bu harcama olmasaydı. Türkiye’nin milli geliri 20 bin doları bulurdu.

MESAFE KOY: DTP’ye terör örgütüyle arana mesafe koy diyoruz. Bunu ABD’de söylüyor. Ama yapmıyorlar. Neden? Bu belli...

Cemil Çiçek’le uzun bir sohbet yaptık. Sonuç olarak önümüzdeki 1.5 yıl için hükümet Güneydoğu’daki yatırımı katlamayı düşünüyor. Yerel seçimlere kadar silah seslerinin susturulup demokrasi sandığının konuşmasını amaçlıyor. Kardeşlik projesinin temeli bu. Bütün taktik yerel seçimlere ayarlı. DTP’li bazı belediye başkanları verdikleri PKK yanlısı demeçlerle kendilerini görevden aldırtmayı amaçlıyor. Amaç yerel seçim öncesi mazlum olmak.

PKK bir taşerondur asıl muhatap o olmalıdır/images/100/0x0/55ea13faf018fbb8f869f4a8

KUZEY Irak’taki PKK varlığının büyük bölümü şehre yakın alanlardaki "sivil kamplar" ile şehirlere çekilmiş durumda. Dağda lider kadrosu ve az sayıda terörist var. Örneğin Mahmur kampında 10 bine yakın Türkiye’den göç etmiş insan var. Bunların arasında 1000 civarında silahsız terörist bulunuyor. İşte bütün mesele bunların yeniden silaha sarılmadan Türkiye’ye dönebilmeleri. Siyaset yapma ihtimalleri olabilir mi?

Bütün bu sorulara bir cevap bulunabilmesi Barzani ile temastan geçiyor.

Önümüzdeki dönem için etkin görüş şu:

"PKK muhatap değildir. Çünkü PKK bir taşerondur. Asıl muhatap Barzani olmalıdır. Barzani ile bu konular görüşülmelidir..."

Bu açıdan bakınca Barzani’yle bir temas şart hale gelmiştir.

Türkiye’de "eve dönüş" projeleri yapılırken bu Barzani’den bağımsız olmaz... Çünkü dönecek olanlar Kuzey Irak’tadır.

Aslında Türk ordusunun Kuzey Irak’taki operasyonlarına karşı Barzani’nin sessiz kalması da "görüşme için iyi niyet mesajı" olarak değerlendirilebilir...

Masadaki kripto: Kosova’ya dikkat

"BUGÜN Kosova eğer bağımsızlığını açıklarsa bu belki de bütün Balkanlar’ın yeniden ateş çemberine düşmesi anlamına gelecektir..."

Bu rapor devletin en kritik makamlarının önünde...

Kripto olarak Dışişleri Bakanı’nın masasında.

Evet Kosova...

İki kez dünya savaşına neden olmuş "Sırp faktörü" yine devrede...

Ankara tedirgin. İtidal tavsiyeleri bir işe yaramıyor. Bosna’ya kadar yayılabilecek bir çatışma zinciri olabilir. Yunanistan’ın Balkanlar’daki etki arayışı ortada. Rusya hareketli. ABD yine orada. Bugün 10 Aralık 2007... Kosova’da karar günü... Yerel haberlere ayarlı Türk kamuoyu bu "sessiz ateş"in henüz farkında değil.

Çankaya’da vetosuz dönem

Cumhurbaşkanı Gül 100 günlük dönemde hiçbir hükümet talebini geri çevirdi mi? Bir kanun ya da bir tayin...

Hakimler ve savcılarla ilgili kritik yasayı nasıl oldu da jet hızıyla incelemeden imzaladı?

İşte iki kritik sorunun cevabı:

- Gül bugüne kadar bir tek kişinin tayinini geri çevirdi. Ancak onu da yazılı olarak değil. Sözlü olarak uyardı. Ve Başbakanlık bu uyarı üzerine tayini "bir teknik eksiklik olmuş" diyerek geri çekti. Böylece basına "tayin krizi" diye yansımadı.

- Kanunlara gelince. Veto olmaması için Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yeni bir yöntem uyguluyor. Cumhurbaşkanlığı hukukçuları hükümet tasarısını başından itibaren inceliyor. TBMM’de görüşülürken, yine madde madde inceliyor. Ve o sırada gerekli gördükleri eksiklikleri ya da hataları tasarıyı hazırlayan komisyona iletiyor. Böylece yasa "Hükümet ve Çankaya işbirliği"nde çıkmış oluyor. Vetoya gerek kalmıyor. Çankaya’nın tasarı hazırlanırken uyguladığı inceleme kriteri de anayasal uygunluk...

Evet "Vetosuz Çankaya dönemi" böyle işliyor. Bu nedenle Sezer dönemindeki gibi "vetoyla vakit kaybı" olmuyor... Çok tartışılacak bir gelişme. "Ortak başkanlık" dönemi diye adlandırılabilir.

PKK kapattırmak istiyor çünkü DTP’yi yendik
Yeniden hareketleniyor/images/100/0x0/55ea13faf018fbb8f869f4ac

ÇANKAYA ’daki "100 günlük Gül döneminde neler oldu" sorusuna devam ediyoruz.

İşte Özal’dan bu yana hiç görülmeyen bir gelişme daha...

Rahmetli Özal, Güney Ege’nin koylarına hayrandı. Göcek ve Gökova onun sayesinde sit alanı ilan edilip betonlaşmadan kurtarılmıştı.

Sadun Boro’ya göre denizkızının dinlenmek için seçtiği Gökova’nın eşsiz Okluk Koyu’na Özal bir "Cumhurbaşkanlığı dinlenme alanı" kurdurtmuştu. Doğayı bozmadan tabii.

Özal zaman zaman oraya gelir, balıkçılarla sohbet eder, yabancı konuklarını ağırlar ve bol bol yüzerdi. Demirel ve Sezer Cumhurbaşkanlığı döneminde bir kez olsun oraya gitmediler. Gül bu anlamda Özal’ın mirasına sahip çıkıyor. Orayı yeniden canlandıracak.

Şimdi orası fotoğraflanıyor. Ve yenilenecek. Umarım bir cumhurbaşkanının oraya gitmesiyle o koylara yeniden sahip çıkılır.

İkinci önemli hazırlık ise Huber Köşkü’nde... Orası da yeniden dekore ediliyor. Suriye Devlet Başkanı Esad’ı hayran bırakan Huber için titiz bir çalışma var.

Bunun anlamı şudur:

- Türkiye yeniden "hareketli bir cumhurbaşkanı" görecek.

Mahalleye cumhurbaşkanı olarak 16 yıldızla dönmek...

ÇANKAYA ’dan birkaç gelişmeyle devam edelim...Abdullah Gül’le cumhurbaşkanı olmadan önce Kayseri’ye gitmiştik. Muazzam bir karşılama olmuştu. Ceketleri atıp mantı yemiş, sokaklarda dolaşmıştık. Gül şimdi Kayseri’ye Cumhurbaşkanı olarak gidiyor. Geldiği mahalleye 16 yıldızlı forsla dönüyor...

Daha önceki Kayseri gezisini bildiğim için bu defa inanılmaz bir hazırlık yapıldığını duyuyorum.

Aslında ben bunun daha çok duygusal yanıyla ilgiliyim. İnsan mahallesine cumhurbaşkanı olarak dönerse bu nasıl bir ruh durumudur?

Doğduğu eve nasıl bakar? Her akşam anneannesinin çorbasını içtiği masaya nasıl oturur.

Bakkala nasıl gider? Erik çaldığı ağaç orda mıdır?

Bir çocukluk arkadaşına sarıldığında ne hisseder? Geçen defa Şükrü Karatepe oradaydı. Yanlış anlaşılmış değerli bir isimdir Karatepe. Sevgi dolu gözlerle bakıyordu arkadaşına.

Evet, 18 Nisan, bir çocuğun cumhurbaşkanı olarak mahallesine dönmesinin günüdür...
Yazarın Tüm Yazıları