Paylaş
Bu süreç başka bir süreç...
İçinde yine Oslo var. Yine bir “süreç” var...
Ama can yakan, iç acıtan, gözyaşı renginde, kramp gibi bir süreç bu...
Anlatayım:
Bir süre önce Norveç’in Ankara Büyükelçiliği’nden bir yetkili Konya Valiliği’ni arar...
Norveçli yetkili Konya’nın Kulu kazasını merak etmektedir.
Neden mi?
Çünkü son dönemde küçük yaştaki bazı kızlar “Norveç’te yaşayan falanca Türk’le evlenmek” üzere ülkeye giriş yapmak ister.
Norveç polisi olayı bir türlü anlayamaz.
O yaştaki kızlar nasıl olur da evlenir?
Sonra gerçek ortaya çıkar.
Konya’nın Kulu kazası İsveç ve Norveç’e en çok göç veren bir bölge...
Ağırlıklı olarak da Kürt kökenliler yaşıyor.
Ve küçük yaşta evlilikler çok yoğun olarak görülüyor.
Norveç Sosyal Hizmetler Başkanlığı bu olayı çok merak eder.
Ve incelemek üzere Türkiye’ye bir heyet gönderirler.
Norveçli uzmanlar bir sosyal proje geliştirir.
Dönemin Van Valisi Aydın Nezih Doğan da bu konulara karşı hassasiyet gösteren başarılı bir isim.
Vali de bir proje hazırlar. Aile Bakanlığı da dahil olur.
Ve Oslo-Kulu süreci böylece başlar.
Heyetler, köylere kadar giderler. Tek tek anlatırlar. Çocuk yaştaki kızların evlendirilmesinin neden yanlış olduğunu gösterirler. Annelerle konuşurlar.
İnsan haklarını, seçme hakkını, âşık olmanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışırlar.
Anlatırlar da...
OSLO-PERVARİ HATTI
Ve dün acı bir haber Siirt Pervari’den geldi. 12 yaşında evlendirilen ve 14 yaşında öldürülen Kader’in kaderi...
İşte o yüzden anlatıyorum.
O dönemin Konya Valisi şimdi Van’da görev yapıyor.
Dün konuştuk.
Konya benzeri bir proje yapacak.
Gerekirse köy köy dolaşılacak. Anlatılacak.
Ben kendisine elimden gelen desteği vermeye hazır olduğumu söyledim.
Ve şimdi haber bekliyorum.
PEDOFİLİ Mİ
Bir de soru var:
13 yaşındaki bir kızla evlenen erkek için ne diyeceğiz?
Türkiye’de küçük yaştaki kızların bu şekilde katledildiği o kadar olay var ki.
Şimdi bunlara “çocuk gelin” diyorlar...
Gelin ne demek?
Çocuktan gelin olur mu?
Bu “çocuk gelin” tanımını reddediyorum.
Bu bir pedofili hastalığı değil midir?
Ve uluslararası bir suçtur.
Cinayettir. Vahşettir...
Hangi ahlak, hangi kalp, hangi insanlık küçücük kızların anne kucağından koparılıp “gelin” adı altında erkeklerin yatağına gönderilmesine göz yumar?
Ah benim Kader’im...
Küçük kızım...
Senin o eve ilk girişini. Korkak bakışlarını. Ürpermelerini.
Geceleri yorgan altında gizlice döktüğün gözyaşlarını düşündükçe uykularım kaçıyor.
Çocuklarımızı düşünüyorum.
Uyanmak istiyorum.
O kâbustan kurtulmak istiyorum.
Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum.
Paylaş