Paylaş
Kuşaklar boyu sürecek bu yolculuğun merkezinde çocuklar var.
Düşünsenize, NASA’nın Mars yolcuğu için internet üzerinden verdiği “boarding pass”lar en çok Türkiye’den alınmış.
Tam 2.5 milyon isim Türkiye’den Mars için “sanal bilet” almış.
Mars’a gidecek araçtaki çipe 2.5 milyon Türk’ün adı yüklenmiş.
O yüzden ben Türkiye’nin uzay projesini yürekten destekliyorum.
Bu arada birçok okurum sordu:
“Ben Türkiye’nin 1 numara olduğu listeyi bulamıyorum?”
Cevap veriyorum:
- Arkadaşlar bu linke tıklarsanız ulaşacaksınız:
- https://mars.nasa.gov/participate/send-your-name/mars2020/map/world
MARS’A SANAL İNİŞ
Bu fotoğrafı NASA’nın internet sitesindeki yüzlerce interaktif bağlantıdan birisi üzerinden indirdim.
Bir deneme yaptım...
Babadağ’dan yamaç paraşütüyle inerken çekilen fotoğrafımı seçtim.
Mars’a sanal iniş fotoğrafım bu oldu.
Fotoğrafınızı seçip “gönder” tuşuna basıyorsunuz... Sonra fotoğrafınız kaydediliyor.
Ardından NASA sizi Mars’a bu fotoğrafla indiriyor.
Mars’a sanal iniş fotosu için de bu linke tıklayabilirsiniz.
https://mars.nasa.gov/mars2020/participate/photo-booth/
Ben ulaşamadım ama acaba dünyadan kaç milyon çocuk NASA ile fotoğrafını paylaşıp böyle bir sanal inişle kişisel albümünü renklendirmiştir.
Dahası...
NASA ardından size ilk uzay pasaportunuzu gönderiyor...
Ve çocuklar bunu kesip yapıştırarak yapabiliyorlar.
MARS’I HALKA AÇACAK MISINIZ?
- NASA direktörü o gece yalnızca çocukların sorularına cevap verdi.
Gazeteciler değil, büyükler değil, başka bilim adamları değil, uzmanlar değil.
Yalnızca çocuklar sordu...
Ve bir çocuk dedi ki:
- Mars’ta hayat bulabilecek misiniz?
- Belki bir yaşam izi bulmayı umuyoruz
- Peki orada hayat bulursanız, halka açmayı düşünüyor musunuz?
İşte asıl soru budur arkadaşlar...
“Mars’ı halka açmayı düşünüyor musunuz?”
Bizden sonra gelen kuşakların nasıl bir insani paylaşma evreninde olduğunu göstermesi açısından bu soru çok değerlidir. Çünkü dünya tarihinde o kadar çok savaştık ki... O kadar çok birbirimizi öldürdük ki...
O kadar çok birbirimizin toprağını işgal ettik ki...
Çocuğun NASA’ya bu sorusu daha çok bizim vicdanımızadır...
O yüzden ben zaten bu soruyu soramam. Aklıma gelmez.
Bir bilim adamı ya da siyasetçi de soramaz.
Siz soramazsınız...
Çünkü o tarihlerde bizler bu dünyada olamayacağız. Doğal olarak gizli ve benciliz ya. Hiç yaşamayacağımız yıllar için neden kaygılanıp soru soralım ki...
O yüzden de bu soruyu ancak bir çocuk sorabilir...
Bana göre cevabı da ancak bir çocuk verebilir...
Ve bu soru evrenin geleceğinde nasıl bir kuşak olacağını göstermesi açısından ibret vericidir.
PEKİ MARS SUYU NASIL KAYBETTİ
O gece insanlık için müthiş bir keşfin başlangıcıydı.
Evrende bizden başka bir yaşam izi var mıydı?
Bu sorunun cevabı için “evrensel arkeoloji”nin ilk adımı atılıyordu.
Bir başka deyişle Steven Spielberg’in “kutsal hazine avcıları”nın uzay macerasını başlatan geceydi.
Çünkü keşif aracı indiği Jezero kraterinde toprak altını kazacaktı.
O krater bir antik göletin izlerini taşıyordu. Ve muhtemelen milyarlarca yıl önceki bir hayat izine odaklanıyordu.
İşte o an bir çocuk sordu:
m Peki ama Mars gezegeninde su varsa o kraterdeki gölet nasıl kurudu? Su nereye gitti?
Gezegenimizde yaşanan iklim değişikliği ve kuraklığını sorgulamak için bundan güzel bir soru olabilir mi?
O GECE DÜNYA MARS KIZILI OLDU
- O gece dünyanın birçok merkezinde binalar, gökdelenler, hava alanları Mars kızılı oldu.
Empire State binası... Los Angeles Havalimanı...
Londra Trafalgar Meydanı...
Berlin... Paris...
Keşke o gece biz de meydanlarımızı kırmızıyla ışıklandırsaydık.
Benim aklıma bu konulara en yakın gördüğüm Faruk Eczacıbaşı geliyor.
Kanyon’u o gece Mars kızılı yapabilirdi.
Zorlu Center yine öyle...
İBB Boğaz Köprüsü’nü Mars kızılı yapabilirdi...
VE HÜRRİYET.COM.TR’YE BRAVO
En hoşuma giden şey de o gece hurriyet.com.tr’nin yayınıydı.
Başından itibaren muhteşem bir şekilde anlattı. Bilgiler verdi.
Gece yarısı o heyecanı paylaştı.
MARS’A GİDEN HEDİYE
O kadar ince düşünülmüş ki...
Yıllar önce bir meteorun dünyaya düştüğü yerde bulunan Mars taşı...
NASA’nın keşif aracı “Azim”le birlikte Mars’a gönderildi arkadaşlar.
Sanıyorum bu evrende evine dönmek üzere...
Bir gezegenden diğerine giden tek taş budur.
Tüm bu yayınları için...
Kendi çocukluğum dahil bütün çocuklar adına NASA’ya teşekkür ediyorum.
Paylaş