Paylaş
“Sağlık çalışanlarımız ve bazı meslek gruplarımız için acilen 10 bin doz aşıya ihtiyacımız var.”
Ülkeler aşı için milyarlarca dolar harcayıp kuyruğa girerken...
Aşılamalar başlamışken...
O acılı ve kanlı coğrafyanın Filistinli çocukları yine ortada kalmış durumda...
İşte o nedenle yazıyorum bunları...
Ve bu yazı...
Felaketler tarihinde...
İnsanlığa yazılmış bir mektup olsun istiyorum...
Önceki gün aralarında sağlık çalışanlarının da bulunduğu 1900 Filistinli daha hayatını kaybetti.
Ne gariptir ki...
Dünyada en yaygın aşıyı yaptığını ilan eden İsrail, Filistin için bir şey yapmıyor.
Ve ne acıdır ki...
İsrail işgal altındaki Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinlileri aşılıyor.
Ama Filistin yönetimi altındaki Filistinliler için sağlık görevlilerine bile aşı yok.
Acaba diyorum...
İsrail çıkıp da...
“Önce insanlık... Salgına karşı Filistin halkına aşı gönderiyorum” dese...
Ardından...
Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü, “imkânı olmayan halklar için bir aşı fonu” kursa...
Yeryüzü tarihinde...
İnsanlığın ihtiyacı olan asıl aşı bu değil midir?
Bu aşının adı:
“İnsanlık için dayanışma ruhu” değil midir?
İşte böyle bir bakışla düşünsek...
İsrail adına “Ben savaş değil, barış istiyorum” demek için bundan daha güzel bir fırsat olabilir mi?
Yıllarca süren acılı ve kanlı bir savaşın ardından gelen ilahi bir fırsattır bu.
İşte yıllardır savaşan iki halk... Ama bu salgın gösterdi ki...
Aslında birbirleriyle o kadar iç içeler ki...
Duvar da örseler, tel de çekseler... Sonuçta bir arada yaşıyorlar.
O yüzden bir tarafın aşı olması yetmiyor.
Birlikte olmaları gerekir.
Doğanın ilahi bir mesajıdır bu.
Ölümcül virüse karşı, “Nefret de etseniz, ancak birlikte kurtulursunuz” diyen bir mesaj...
“Kaderleriniz aslında birbirinize bağlıdır” diyen bir mesaj...
Nefretin ötesinde...
“Bir arada yaşamayı öğrenin” diyen bir mesaj...
Daha ne olsun...
AMA NE YAZIK Kİ YİNE NEFRET ÖNDE
Ama ne yazık ki böyle olmuyor.
Filistin halkı ortada kalıyor.
En son Rusya 5 bin doz aşı göndereceğini söyledi. Ama o da gelmedi...
İsrail hâlâ...
Oslo anlaşmasına ve ikili mutabakatlara göre, salgınla mücadelenin Filistin yönetiminin yükümlülüğü olduğunu iddia ediyor.
Ama sınır aşan böylesine bir salgında Oslo anlaşması olur mu?
İşte buradan bir daha yazıyorum...
Her dilden bir mektup olarak gönderiyorum...
Tercümesiz tek dilden...
Kalp dilinden... İnsanlık coğrafyasına gönderiyorum.
Mesela BM Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır bir duyuruda bulunsa...
İnsanlık için nasıl bir sınavdır bu...
Doğrudan insanlığa saldıran bu virüse karşı insanlık bir araya gelmez mi?
İmkânı olmayan halklar için bir fon oluşamaz mı?
Adım gibi eminim...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan böyle bir yardım fonunun ilk eli olur.
TBMM’deki her parti, her vekiliyle bu yardıma el kaldırır.
Başta Merkel olmak üzere AB liderleri harekete geçer.
Ve gelişmiş ekonomiler...
Borsada gelir rekorları kıran dünya zenginleri... Gates’ler, Musk’lar...
Virüs belasını insanlığa bulaştıran Çin...
Her fırsatta genel kurul toplayan Birleşmiş Milletler...
Ve son olarak...
ABD’nin yeni başkanı Biden...
Haydi, dünyaya bir “Hoş geldim” mesajı vermeye ne dersiniz?
Paylaş