Homeland

Ama dizinin ötesinde bir yapısı var.

Senaryosunu sanki CIA yazıyor.

IŞİD saldırıları... Taliban bağlantıları... Casuslar dünyası...

ABD-Almanya ve Rusya çekişmesi...

Öylesine gerçek ve güncel ki...

Gerçek diyorum, çünkü müthiş detaylar var.

Mesela dizinin bir bölümünde bir Alman yetkili aynen şöyle diyor:

“Bizim asıl korktuğumuz şey buradan IŞİD’e katılmak için giden gençlerin eğitimli birer bombacı olarak geri dönmesidir.”

Tesadüf budur ya...

Aynı sözü bir sohbetimiz sırasında Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière aynen bu üslupla söylemişti.

Metrolarda patlatılan bombaların organizasyonu...

Dizinin son bölümü Berlin’de geçiyor...

Ve CIA’nın Berlin büro şefinin Rus ajanı olduğu ortaya çıkıyor.

Rus ajanının el altından IŞİD’i destekleyişi ve Ortadoğu’daki çıkar kavgası anlatılıyor...

Müthiş bir gerilim... İzlemeyenlere tavsiye ediyorum.

Hayalin gerçekle dansı var burada...

Bu dizideki gerçekleri, gündelik hayatımızın gerçekleriyle birleştirince şu manzara çıkıyor ortaya:

“IŞİD de Taliban gibi birkaç Müslüman gencin kandırılması değildir... Büyük devletlerin iplerini yeraltında tuttuğu kanlı bir ‘kukla’dır...”

Yani bugün yerüstünden atılan bombalar, yeraltında yaşanan inanılmaz oyunları, dönen kirli dolapları kolay kolay bitiremiyor...

Mesela Rus jetlerinin IŞİD hedefi diye Türkmen topraklarını bombalaması nasıl açıklanabilir?

Rus ajanları Şam’da.

CIA görevlilerinin Erbil’de yaptığı toplantıları nasıl anlayacağız?

Ya da şöyle soralım:

Bu silahları kim veriyor?

Bu silahların eğitimlerini kim veriyor?

Bu bombalar... Bu lojistik destek... Bu patlayıcı teknolojisi nereden geliyor?

KANDİL GİBİ

Ortadoğu bu ‘kanlı kukla’ların oyunlarıyla kirleniyor. Kanıyor... Yırtılıyor...

Cizre, Nusaybin farklı mı?

Kandil’e verilen destek Türkiye’deki ‘barış süreci’ni havaya uçurmuştur.

Şimdi yeraltından kim bilir ne sözler veriliyor...

Öcalan’ın devre dışı bırakıldığı bu oyunda Türkiye’yi bir ‘çatışma bölgesi’ haline getirme planı sahneye konulmuş durumdadır.

Yani artık dışişleri, içişlerine karışmıştır... Ayıramazsınız... Musul’daki bombayı, Nusaybin’deki hendekten ayıramazsınız.

Baktığınız zaman herkes barış istiyor.

Ama nasıl bir barış?...

“Benim kazancağım bir barış olsun” diyenler barışı da yırtıyorlar...

Rusya, Esad sonrası Suriye’deki askeri varlığını, limanları garanti altına alacağı bir barış istiyor.

ABD ve Almanya, Rusya’nın stratejik olarak güçleneceği bir Doğu Akdeniz barışı ister mi?

Elbette hayır.

Döndük mü 1’inci Dünya Savaşı günlerine...

Şimdi haritaları yeniden çizmek isteyenler var.

Kantonlar kurmak isteyenler var... Yeni uydu devletçikler peşinde olanlar var...

Türkiye işte böyle bir oyunun ortasındadır...

Homeland’ı izlerseniz...

Bugün yaşadıklarımızın aslında nasıl bir gerilim filmi olduğunu daha iyi anlarsınız...

Aman haaa, izlerken uyumayın!!!

İyi seyirler...