Gökçek: ‘O videoyu defalarca izledim inanılır gibi değil Yakmış sigarayı basmış gaza’

Haberin Devamı

KAN çanağına dönen haberler arasında boğulmadan...
Ankara Dikimevi’deki otobüs katliamını sorguluyorum.
-Nasıl oldu?
Başkan Melih Gökçek’i aradım.
O da şaşkın.
Daha “Başkan, başımız sağ olsun. Nasıl...” dedim...
O dakika anlatmaya başladı:
“İnanılır gibi değil. Olay yeri videosunu defalarca izledim. Durdum, bir daha izledim. Gerçekten inanılır gibi değil. Otobüsü park edip iniyor. Sonra ne oluyorsa, bir sigara yakıyor. Gaza basıyor...”
-Peki bir cinnet hali falan mıdır?
-Bakıyorlar tabii.
-Bir konuyu merak ediyorum. Sonuçta otobüs şoförleri gün boyu trafikte. Bana göre uçak pilotundan farkları yok. Buna sinir de dayanmaz beden de... Biz birkaç saat trafiğe çıkıyoruz... Korna sesinden, trafikten delirecek gibi oluyoruz. Bu şoförlere bir psikolojik destek var mı? Test yapılıyor mu?
-Elbette yapılıyor. Belirli aralıklarla uzmanlar kontrol ediyor. Ben de olaydan sonra şoförün psikolojik test sonuçlarına baktım. Hepsi tam puan... Yani ne oldu anlamadık.

Haberin Devamı


Haberin Devamı


TRAFİKTEKİ MAYINLAR



Başkan Gökçek’in ağzından olay böyle...
Ama ben İstanbul’u biliyorum...
Maslak’tan Beşiktaş’a doğru inen herkes bilir...
Bir yandan otobüs, öteki taraftan minibüs...
Araya sıkışırsın... Tam bir terör...
Bir elinde sigara, ötekinde cep telefonu...
Sanki yollar onlarındır. Aniden önünüze kırar. Işıklarda yavaşlıyor musunuz... Bir korna dehşetiyle irkilirsiniz. Dönersiniz, arka camınızda bir tampon...
Özellikle otobüs şoförleri sinir krizi halinde araba kullanır.
Buna rağmen yine de kendilerini kontrol ediyorlar...
Edemeyenler çıkınca...
İşte böyle katliamlar yaşanıyor...
Benim önerim şu:
m Otobüs şoförleri için insan sağlığı ölçülerinde yeni bir düzenleme yapılmalıdır.
Her biri binlerce insanın canını taşıyor. Yolcu uçaklarındaki pilotlar kadar onların da yaptığı iş önemlidir. Hayatidir.
Bu nedenle, maaşları, özlük hakları mutlak düzeltilmelidir...
Otobüs şoförlerinin eğitimlerine özen gösterilmelidir...
En az ortaöğretimden söz ediyorum...
Hatta meslek liseleri bile açılabilir...

Haberin Devamı

Hasret kaldım

FİLMLERE konu olacak sahici bir aşk hikâyesine...
Böyle bir filmin başarısına...
Nubar Terziyan’ın Ermeni kimliğini hiçbir zaman sanatçı kimliğinin önüne çıkarmayan o zarafetine...
Bir Ayhan Işık, Hülya Koçyiğit saflığına...
Bugünkü habis kötülüktense, Erol Taş’ın o masum kötülüğüne...
Hasret kaldım...
Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni’nin konserine gitmeye...
O konserden konuşmaya...
İçimizden çıkmış bir bilim adamının başarısını alkışlamaya...
Dopingsiz bir altın madalyaya...
Birbirimize inanmaya...
Hasret kaldım.
Kimsenin kimseyi suçlamadığı, kimsenin kimseye hakaret etmediği...
Kansız bir güne...
Hasret kaldım.
Fenerbahçe’yi yenen Beşiktaş’ın bu kadar acı içinde sevinememesine üzülüp...
Sezen Aksu bestelerine...
Hayatın yalnızca izlenme oranına ayarlı bir Acun şovundan ibaret olmadığını konuşabilenlere...
Gerçek dünyanın en güzel hayaleti Casper’a...
Hasret kaldım.
Kahvehanelerde toplanan şairlere...
Bilek bükmek için okunan şiirlerdense...
Ruhumuzun üzerinde birer havai fişek gibi patlayan aşk şiirlerine...
Hasret kaldım.
Zeki Müren’in nezaketine...
Ahmet Kaya’nın, “pervasız isyanı”na...
İbrahim Tatlıses’in hoyrat ama samimi özgüvenine...
Neşat Ertaş’ın bozlak bilgeliğine...
Müslüm Gürses’in “en sakin isyanı”na
Hasret kaldım.
Biraz sükûnet... Mola... Break... Teneffüs...
Yeter yahu...

Yazarın Tüm Yazıları