Paylaş
Çavuşoğlu’nun çevresinde baş döndürücü bir trafik var.
Diplomatlar, dosyalar, notlar, telefonlar, tek sayfalık mesajlar...
Tam sohbete başlayacağız, bir telefon...
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell arıyor...
Çavuşoğlu büyük bir titizlikle Türkiye’nin pozisyonunu ve yaptığı temasları anlatıyor.
Ardından bir telefon daha. Ukrayna cephesinden...
İlk soru üzerine Çavuşoğlu Türkiye’nin pozisyonunu şöyle özetliyor:
“Türkiye’nin başından beri bu konudaki tutumu net. Biz her ikisiyle de iyi ilişkileri olan bir devlet olarak tansiyonun düşmesi için elimizden gelen sağduyulu çabayı gösterdik.
Bir ilhaka ya da savaşa karşıyız, tanımaya karşıyız. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Biz savaşın tarafı değiliz. Herhangi bir çatışmanın içinde olacak bir ülke değiliz. Dengeli ama hakkaniyetten yana, uluslararası hukuktan yana ilkesel tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Bu askeri harekâtın bir an önce bitmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz.”
RUSYA NEREDE DURACAK?
Bakan Çavuşoğlu, Rusya’nın nerede duracağına yönelik soruya ise şu cevabı veriyor: “Ukrayna bunu bir işgal olarak tanımlıyor. Ama şimdi Rusya nerede duracak? Dombas bölgesinde askeri harekât için Ukrayna içinde bir güvenlik tedbiri mi aldı, çünkü ilk vurduğu yerler genellikle askeri bölgeler, havaalanları ya da askeri üsler. Stratejik yerleri vurduğunu görüyoruz. Bazı yerlerde telekomünikasyon kulelerini vurduğu da söyleniyor. Kiev havaalanına da bir saldırı oldu. Kırım’a yakın Herson bölgesinde karadan içeriye girdiği yerler de var. Ama Ukrayna bunu Ukrayna’nın tamamını işgal yönünde bir askeri harekât olarak tanımlıyor.”
MONTRÖ
Ve bir soru da en sıcak gelişmeden:
- Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi’nin, Boğazlar’ın Rus savaş gemilerine kapatılması talebi var. Montrö’ye göre mümkün mü?
Çavuşoğlu çok detaylı bir cevap veriyor: “Ukrayna resmi bir talepte bulundu. Montrö Antlaşması’nın maddeleri gayet açık ve net. Bugüne kadar Türkiye Montrö Antlaşması’nı tereddütsüz her seferinde uygulamıştır. Yani Türkiye’nin taraf olmadığı bir savaşta, savaşın tarafı olan ülkelerle ilgili alınabilecek tedbirler var. Boğazlar’dan savaş gemilerinin geçişini Türkiye durdurabilir. Ama Montrö Sözleşmesi’nde ayrıca bir şey var. Burada savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin kendi üslerine dönme talebi olursa, o zaman ona izin verilmesi gerekiyor. Uzmanlarımız bir kere savaş hali var mı, onu çalışıyor. Savaş halini hukuken kabul edersek bu süreç başlayacak. İkincisi, savaş halini kabul edersek, Montrö bağlamında savaş gemilerinin geçişini yasaklayacağız. Ama yasaklasak da Rusların böyle bir hakkı var. Sözleşme yapılırken, Rusya kendisince madde koydurmuş. 19., 20. ve 21. Madde bunları düzenliyor. En sonunda diyor ki, kıyıdaş ülkenin gemisi kendi üssüne dönme talebiyle geçmek isterse buna izin verilir.”
Tabii bu da Türkiye’nin Rusya’nın saldırısını bir “savaş olarak” nitelemesini gerektiriyor...
TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER
- Peki yaptırımlar Türkiye gibi çok yakın konumda olan bir ülkeyi nasıl etkileyecek?
İşte cevap:
“Her bir yaptırım, herkesi etkiler, bu muhakkak. Yaptırımlar bazen bazı ülkeler için fırsatlar da ortaya çıkarır fakat biz prensip olarak yaptırımların sorunları çözmediğini eskiden beri söylüyoruz. Bu aslında sadece ilkesel bir durum değil, gözlemlediğimiz de bu. Bugüne kadar çok yaptırım kararları gördük ama Rusya’ya yönelik yaptırımlara baktığımız zaman daha çok şahıslara yönelik olduğunu görüyoruz. Bazı ekonomik, özellikle finansal yaptırımlar var.
Sonuçta yaptırımların bizi ne kadar etkileyeceği yaptırımların ölçüsüne, kapsamına bakar. Mesela doğalgazı, petrolü kapsayacak mı? Mutlaka sadece bizi değil, Avrupa’yı da etkiler. Turizmi de mutlaka etkiler. Bu sürecin ne kadar süreceğine bağlı.”
TÜRK VATANDAŞLARININ TAHLİYESİ
Ukrayna’daki Türk vatandaşlarının tahliyesi konusunda ise Bakan Çavuşoğlu şöyle diyor: “Orada 20 bin civarında vatandaşımız vardı. 12 Şubat’tan itibaren tüm vatandaşlarımıza tek tek telefonla ulaşarak doğu bölgelerine gitmemelerini söyledik. Telefonlarımızı 7 gün 24 saat açık olarak paylaştık. İşleri olmayanların yavaş yavaş Ukrayna’dan ayrılmalarını da söyledik. 22 Şubat’taki tanıma kararından sonra da yine vatandaşlarımıza ulaşarak bölgeyi terk etmelerini söyleyerek ilave uçuş planladık. Öğrencilerimizden sadece 4 bilet satılınca uçuş iptal oldu. Ama planlamamızı da yaptık, öğrencilerimizi de buradan uygun bir şekilde tahliye edeceğiz. Hiç ayrılmak istemeyenler, ailesi, işi gücü olanlar da var. Biz olası bir gelişmede hava, kara ve deniz yoluyla vatandaşlarımızı nasıl tahliye edeceğimize yönelik planlamamızı yaptık. Tüm hava sahası kapatılırsa komşu ülkelere, Moldova, Polonya ve Romanya’ya vatandaşlarımızı karayolundan geçirmek için gerekli çalışmaları yaptık. Türk otobüs firmalarıyla ücretini biz karşılamak üzere anlaştık. Vatandaşlarımızın belirlediğimiz bu ülkeler üzerinden PCR testi alınmadan ve vizesiz geçişleri için de her türlü çalışmayı yaptık.”
KIRIM TATARLARINA KAPIMIZ AÇIK
Ukrayna’daki Kırım Tatarları konusu gündeme gelince Bakan Çavuşoğlu net bir cevap verdi: “Kırım Tatarı kardeşlerimize kapımız açık. Her türlü yardımı yaparız...”
BAŞ DÖNDÜRÜCÜ TRAFİK
Evet...
Kazakistan’da Çavuşoğlu ile geçirdiğimiz sürede gördüm ki...
Türkiye baş döndürücü bir trafiğin tam ortasında...
Bu satırları da o trafiğin arasında yazıyorum...
Detaylara devam edeceğim...
Paylaş