Paylaş
Türkiye sahillerinin en güzel ve en tartışmalı kıyıları...
Kasabaları... Körfezleri... Koyları...
Ve elbette İstanbul Boğazı...
Af bu alanlarda nasıl işleyecek...
Denize sıfır bir koya villayı konduran bu aftan faydalanacak mı?
- Bu imar affı bu sahil kasabalarını da kapsıyor mu?
- Orman alanlarını kapsıyor mu?
- Özel çevre alanları, sit alanları ne olacak?
- Kıyılar imara mı açılıyor?
Dün özellikle bu konuyu araştırdım.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sordum.
Bakan Bey örnekleriyle anlattı.
“Bu affın bir anlamı olması için geniş bir çalışma yaptık.
İSTANBUL BOĞAZI: Önce İstanbul Boğazı’na baktık.
Boğaz’a kıyısı olan belediye başkanlarımızı aradım. Tek tek konuştuk. Boğaziçi öngörüm elbette önemli. Yani adam gelmiş dünyanın incisi Boğaz’ın en güzel yerine kaçak yapıyı kondurmuş. Buna elbette af yok.
Ama bakıyorsunuz, Boğaz’dan 3-4 kilometre uzakta Boğaz’ı bile görmeyen bir yerleşimde vatandaş kendisine ev yapmış. Ama kaçak duruma düşmüş. İşte ona af geliyor. Yani inanın bu af tamamıyla güç şartlarda ev yapan vatandaşa geliyor.
TARİHİ YARIMADA: Elbette Sultanahmet dahil. Yani Unkapanı’ndan Sultanahmet’e kadar olan alan da af kapsamı dışında.
GELİBOLU YARIMADASI: Yine tarihi değeri olan Gelibolu Yarımadası da kapsam dışında tutuldu.
SAHİLLER: Sahillerde de elbette özel çevre bölgelerinde bize gelen bir ihbar olmadı. Tamamıyla değerlendirdik. Yani özel çevre alanlarının nasıl korunduğunu biliyorsunuz. Zaten devlet orada gereğini yapıyor. Ama bakın Muğla’nın dağ köylerine de ‘sit’ alanı demişsiniz. Özel çevre demişsiniz. Oradaki köylü kendisine ev yapamıyor. Yapmış ama kaçak. Bakıyorsunuz, vatandaş mağdur, belediye başkanı yargılanıyor. Mahkemeler bunalmış. İşte onlara geliyor af.
Devlet zaten eğer bir yeri istimlak edecekse. Gereğini yapar.
Bu af başını sokacak bir evi olup da kaçak duruma düşmüş gariban vatandaşa çıkmıştır.”
SONUÇ:
Bakan Özhaseki’den anladığım kadarıyla.
Çıkan sonuç şu:
Özel çevre alanları dışında kasabalarda, köylerde kaçak duruma düşmüş yapılar bu imar affına girecek.
Düşünün ki Bozburun’un falanca köyünde doğmuş büyümüş bir insan. Kendi tarlasında çocuğuna bir ev yapamaz haldeydi. Sit alanı diye izinsiz yapılan bu tür kaçak yapılar o denli artmıştı ki. Köylü şikâyetçi. Belediye şikâyetçi. Mahkemeler sıkışmış, hâkimler bunalmış. İdare mahkemeleri tıkanmış.
Tabii buradaki hassas konu, sahillerin yağmalanmasıdır ki...
Israrla sordum. Bakan Mehmet Özhaseki çok açık konuştu:
“Devlet buna zaten izin vermez. Biz bu affı mağdur durumdaki gariban vatandaşa çıkardık.”
Evet... Bu söz önemli...
Elbette vatandaş bu aftan yararlansın. Yıllardır çektiği mağduriyet bitsin...
Yeter ki, bu cennet kıyıları, dünyada nadir görülen dantel gibi işlenmiş koyları...
Troya’dan Likya’ya kadar Ege’nin tarihi ve sahil dokusunu koruyabilelim...
Bu arada denizci büyüğümüz Sadun Boro için Marmaris girişine bir anıt diken Marmaris Çevre Derneği’ni de yürekten kutluyorum...
DÜNYA GÖÇEBE OYUNLARI VE ETNOSPOR FESTİVALİ
TÜRKİYE’de dünyanın geleneksel sporlarını buluşturan bir festival yapıldı.
Öylesine muazzam görüntüler yaşandı ki...
Kazakların at üstündeki akrobasileri...
Japon atlı okçuları...
Anadolu’nun yiğitleri...
Arap şahinleri...
Bizim doğanlar...
1000’i aşkın sporcu dünyanın değişik coğrafyalarından geldi.
Muazzam bir festival, geleneklerin yeşerdiği bir kültür şenliği...
Onlarca oyun, yüzlerce gösteri.
El sanatları... Yerel lezzetler... Çadırlar...
Umarım bu oyunlar ve festival daha da gelişir... Bunu istemek için yalnızca şu fotoğraf bile yetmez mi?
Paylaş