Caretta adaleti

Efsanesi... Sadun Abimizin ölüm yıldönümüne günler kala...

Onun değişmez vasiyeti üzerine mücadeleye devam ediyoruz.

Şöyle demişti:

“Bana bak Çekirge!!!! Necati (Zincirkıran) ve Can (Pulak) biz bu cennet koyları, ağaçları, bitkileri, böcekleri korumak için 45 sene mücadele ettik. Şimdi sıra sizdedir...”

Bir akşamüzeri Okluk Koyu’nda Denizkızı Lokantası’nda söylenmiştir bu sözler.

Peki bu esprili vasiyet kimlerin kulağında çınlar?

Meriç Köyatası’nın, Alim Sür’ün, Haluk Karamanoğlu’nun, Erhan Kavlakoğlu’nun, Tanıl Tuncel’in, Osman Atasoy’un...

ANKARA’DAKİ TOPLANTI

Ve bir gün yine şöyle demişti:

“Buraları korumak için kim iktidar olursa olsun. Hangi çevre bakanı gelirse gelsin gidip anlatacaksınız...”

Ben de bu sözler üzerine dönemin Çevre Bakanı İdris Güllüce’yi aradım.

İdris Bey yalnızca çok başarılı bir çevre bakanı değildi.

Aynı zamanda Sadun Abi, dünya seyahatinden dönerken elinde Türk bayraklarıyla onu karşılayan çocuklardan birisiydi.

O nedenle ayrıca saygı duyardı.

Ve Güllüce’nin önerisi üzerine Ankara’da sivil toplum kuruluşları, amatör denizciler ile bakanlık yetkilileri bir toplantı yaptık.

Bakan Güllüce, “İlk söz Sadun Abi’nindir” deyince.

Sadun Abi çevre literatürüne girecek şu esprili uyarısını bir atasözü gibi arkasında bıraktı:

“Arkadaşlar, en azından sizlerden sonra gelecek nesillere de kirletecek bir çevre bırakın...”

Toplantıda önemli kararlar alındı.

Bunlardan birisi de “İztuzu’nun yönetimi meselesi”ydi..

Bakan Güllüce, bir bakanlık kararı olarak sorunu ortadan kaldırmak için şöyle dedi:

“Eğer uygunsa biz bakanlık olarak İztuzu’nun yönetimini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’ne veriyoruz...”

Karar alkışlarla karşılandı. Ve orada bulunan üniversite rektörü Mansur Harmandar ile bakanlık arasında protokol imzalandı.

Sonrasını bütün kamuoyu biliyor.

Daha önceki işletici konuyu mahkemeye taşıdı. Ve bir yargı kararıyla, bir sabah plajın büfesinin kilidini kırıp içeri girdi.

Hemen ardından Çevre Bakanı Fatma Güldemet Sarı duyarlı bir çevreci olarak “büfelerin ivedilikle boşaltılması”nı istedi.

Ancak ne olduysa Ortaca Kaymakamlığı bir tavır almadı.

Sonunda geldik bugüne...

Dün... Muğla 1. İdare Mahkemesi, İztuzu Plajı’nın işletmesiyle ilgili özel şirket DALÇEV’in, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında imzalanan protokolün iptali istemiyle açtığı davayı reddetti...

İztuzu yıllardır bir mezbelelik gibiydi.

Dünyanın sayılı “doğal alan”larından birisi olan, “Caretta caretta” cenneti sahipsizdi.

Bakanlık bu durumu düzeltmek için...

Hem bilimsel çalışmalar yapılsın... Hem de medeni bir sistem gelsin diye...

İztuzu’nu bölgenin en büyük üniversitesi olan Su Ürünleri Fakültesi’nde çağdaş çalışmaları olan Sıtkı Koçman Üniversitesi’ne bırakmıştı.

VALİ NE YAPACAK?

Bakanlığın kararından sonra Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde bir tam gün süren bir çalışma toplantısı yapıldı.

Muğla Valisi Amir Çiçek’in de bulunduğu toplantıda plajın işletimi ve güvenliğiyle ilgili kararlar alındı.

Vali Çiçek, çevre duyarlılığı olan bir isimdir. Makuldür.

Şimdi bu kararla, bakalım seçilmişlerin ve yargının sözü orada geçerli olacak mı?

Eminim ki Kayseri Belediye Başkanlığı’nda yalnızca başkanlık başarısıyla değil, çevre duyarlılığıyla da tanıdığımız Mehmet Özhaseki de aynı duyarlılığı gösterecektir.

Caretta adaleti gerçekleşecektir...