Paylaş
2021 için umutlanıyoruz.
İşte Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği “samimi” mektup...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “yeni dönemde barış” için gösterdiği olağanüstü çaba ve görüşme trafiği...
Son olarak Yunanistan’la 25 Ocak’ta yapılacak “istikşafi görüşmeler”den gelen umut...
Tabii ben bunu Ankara’dan aldığım mesaj ve kulislerle yazıyorum...
Ve gönlümden de böyle geçtiği için umuda doğru “pozitif” bir alfabe kuruyorum...
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ
Ama bir de madalyonun öteki yüzü var.
İç siyasete kurban edilen diplomasi gibi...
Ben buradan Türkiye’nin “barış öncelikli” mesajlarını yazarken, tecrübesine, bilgisine çok güvendiğim değerli dostum emekli büyükelçi Tugay Uluçevik çok nazik bir hatırlatma yapıyor.
Bir anlamda, diplomasinin umut kadar “gerçeğe” de ihtiyacı olduğunu hatırlatıyor.
Ve örnekler veriyor...
Bizim barış mesajları verdiğimiz 11 Ocak’ta Yunan sözcü Papaioannou bir çiçek dalı uzatıyor:
“Yunanistan, uluslararası hukuk temelinde MEB ve kıta sahanlığının sınırlandırılması konusunu görüşmek üzere Türkiye’nin yapacağı münasip bir davete olumlu yanıt verecektir.”
Bu çok güzel...
Ama bizden olumlu yanıtlar gelmeye başlayınca Atina’da üslup değişmeye başlıyor.
Deyim yerindeyse...
“Bizdeki barış havası, Atina’da iç politikanın oyun havası”na dönüşüyor.
Yani 12 Ocak’ta... Bizden “olumlu mesaj” gittiği gün...
Yunan Bakan Varvitsiotis şöyle diyor:
“(...) tek bir anlaşmazlık konusu var: Deniz bölgelerinin uluslararası hukuka göre sınırlandırılması. Türk tarafının sürekli tehditleri altında hiçbir durumda ulusal egemenlik meselelerini tartışmıyoruz.”
Dahası var.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun jest olsun diye görüşmeye gelecek heyeti Antalya’ya davet ettiği günlerde...
Aynı isim bu defa Türkiye’nin, AB’nin baskısı ve ABD’nin ambargosu yüzünden görüşmeleri kabul ettiği gibi saçma bir iddiayı ortaya atıyor.
Daha açık bir deyişle...
Biz “Görüşmelere hazırız. Müzakere esastır” dedikçe, Yunan iç siyaseti bu beklemediği hamle karşısında şaşırıp sertleşiyor.
Çünkü onların beklentisi Türkiye’yi “oyunbozan” gibi göstermek...
O nedenle bu defa Yunan Dışişleri Bakanı Dendias yükleniyor:
“Yunanistan karasularını Ege’de 12 mile genişletme hakkını korumaktadır. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, birkaç hafta önce Atina’yı ziyaretinde ülkemizin bu egemenlik hakkına dair Rusya’nın tutumunu tarihi boyutuyla açıkça ortaya koydu. Önemle vurgulamak istiyorum.”
YİNE AYNI İSİM
Türk Dışişleri Sözcüsü ile Yunan Dışişleri Sözcüsü’nün aynı anda açıklama yaparak, görüşmelerin başlayacağını duyurduğu günün ertesi... Yine Varvitsiotis, 14 Ocak’ta parlamentoda yaptığı konuşmada şöyle diyor:
“Parlamentomuz 25 Ocak’ta başlayacak olan istikşafi görüşmelerin öncesinde ve özellikle 2020 yılı içinde Türkiye’nin tahrikleri karşısında bu yasayı kabul etmekle (İyon Denizi’nde karasularını 12 mile çıkartan yasa) Türkiye’ye masaya getirilecek olanın parti siyaseti değil, milli siyaset olduğu mesajını vermiştir.”
İNADINA BARIŞ İNADINA MÜZAKERE
Evet arkadaşlar... Buradaki “milli siyaset” vurgusunun ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz.
Belli ki yıllarca iç siyasete kurban edilen “barış” yine öyle kolay görünmüyor.
Ama ben yine de “Umut var” diyorum.
Yunanistan her defasında “AB üyesi” olmanın Türkiye’ye karşı bir “diplomatik şımarıklık” kartına dönüşmesini istiyor olabilir.
İç politik kaygılarla sert mesajlar veriyor olabilir. Ama Türkiye onun beklediği gibi “oyunbozan” konumuna düşmüyor. Tam tersine “barış isteyen taraf” olarak ortaya çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile yapacağı videokonferans...
Türkiye’nin teklif ettiği “Doğu Akdeniz konferansı”...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çok kritik bir dönemde bu perşembe günü yapacağı Brüksel ziyareti... Orada AB’nin önemli isimleriyle yapacağı “Doğu Akdeniz konferansı” görüşmeleri...
Bütün bunları toplayınca...
Türkiye, Yunanistan’ın istemeye istemeye kabul edeceği bir “barış iklimi”nin hazırlayıcısı durumuna geliyor.
Tabii bizdeki “barış havası”nı, Atina’da iç politikaya ayarlı bir “oyun havası”na dönüştürme gayreti görülebilir.
Bu da bir gerçek... İzleyeceğiz...
Paylaş