Paylaş
Bu kadar Allah sevgisiyle cenneti hayal edip de...
Yaşadığı cenneti, betondan bir cehenneme çeviren başka bir halk var mıdır?
Adam gitmiş...
Marmaris cennetinin girişine betondan bir hançer saplamış...
Üstelik ‘kırık bir hançer’...
‘Hattat’lar yapmış oteli
Doğaya karşı, yarım kalmış bir ihanet gibi duruyor orada...
Yalnızca Marmaris mi?
Cevat Şakir’in Bodrum’u...
Selim İleri’nin “Her Gece Bodrum’u”...
Betondan bir hançerle kuşatılıyor...
Cenneti şantiyeye çevirmişler...
Tek tük kalmış yeşillikler, mazılar, zeytinlikler çığlık çığlığa...
Bir “imdat” çığlığı.
Mandalya Körfezi’nden Salih Adası’na doğru inerseniz...
Gündoğan’dan Gümüşlük’e kadar...
Soru şu:
“Böyle bir cennet, betondan bir cehenneme nasıl dönüşür?”
Gezin o koyları, film şeridi gibi izleyin cinayeti...
Gündoğan, Türkbükü, Torba. Hebil...
Aman Allah’ım...
Bir cennet ancak böyle bir cehenneme dönüşür.
İşte o yüzden diyorum ya...
Bu kadar inançlı olup da cenneti özleyen, hayal eden insanlar...
Nasıl olur da cenneti böyle betondan bir cehenneme çevirirler?
Yazıklar olsun...
ZEYNEL BEY BU SİZİN Mİ?
O kadar çok kıyım var ki...
Türkbükü’nden geçip Hebil’e doğru kıvrılırken bir cinayete daha rastlıyorum.
Hani polisler yerde yatan cesedi tebeşirle çizerler ya...
İşte öyle bir cinayet çizilmiş Hebil Koyu’na..
Sağı solu yemyeşil, ortada betondan bir cinayet.
Soruyorum:
- Kim yaptı bunu?
Bir balıkçı cevap veriyor:
Zeynel Abidin Erdem...
İnanamıyorum.
Zeynel Bey’i tanırım.
Karıncanın bıraktığı bir izi bile doğaya zarar verir diye silmeyecek bir insandır.
“Lütfen Zeynel Bey” olmasın diyorum.
Eğer bir hataysa, soyadı gibi hatadan dönebilecek bir erdem gösterir diye düşünüyorum.
AKDENİZ BİR TÜRK GÖLÜ
Ege’nin bu cennet koylarına bir uyarı yaptım ya...
Ama öteki tarafta bir de büyüyen bir Türkiye var...
Akdeniz’e açılan bir Türkiye bayrağı var.
Öyle askerle, hücumbotla, savaşla falan değil...
Yatırımla yükselen bir Türk bayrağı...
Onu da Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’ndan öğrendim...
Mübariz Bey müthiş yatırımlar yapıyor.
Yani o yatırımlarıyla anlatıyor ki...
Türk olmak, doğum yeriyle, coğrafyayla ilgili değildir.
Ruh ister... İnanmak ister.
O kadar güzel hissettiriyor ki bu duyguyu Gurbanoğlu...
Son olarak Akdeniz’in en muhteşem adalarından Ibiza’nın marinasını da almış...
Sordum:
- Ne yapacaksınız orada?
Cevap:
- Yalıkavak Marinası’nda yaptığımızın çok daha iyisini...
Yani Türk bayraklı bir dünya marinası daha...
Yani dünya denizlerine açılan bir Türk imajı daha...
Üstelik Ferit Şahenk’le ortak olup neredeyse Akdeniz’in tamamına talip olmuşlar.
Yunanistan’daki marinalar. Sonra Barcelona Limanı..
Öyle kıta sahanlığında “Türk Yunan jetlerinin it dalaşı”na falan gerek yok.
Bir kayalık için çıkan Kardak krizine de gerek yok.
Bir kayalık yerine Akdeniz’in tamamına bayrak dikiyorlar.
Yunanistan, İtalya, Fransa, Adriyatik... Ve İspanya...
Mansimov ve Şahenk...
Akdeniz’e Türk bayrağı dikiyorlar...
Denizciler bunu iyi anlar...
Neyi alkışlıyorum biliyor musunuz?
Türkiye’de birileri bayrağımızı indirme yarışına girerken...
Onlar Akdeniz’in her noktasına Türk bayrağı dikiyor...
Akdeniz rüzgârları, Yalıkavak’tan Ibiza’ya... Belki de Barcelona’ya kadar Türk bayrağını dalgalandıracak.
Ferit ve Mübariz Bey...
Turgut Reis’lerden Barbaros’lara kadar tarihimizi şad ediyorsunuz...
Helal olsun...
Vira maşallah...
Paylaş