Ankara’nın yeni dönem şifreleri... Ayağa kalkanlarla Meclis’teki siyasal çoğunluk ortaya çıktı

Bu sorunun cevabı Meclis’teki “sayısal çoğunluğu” değil, asıl “siyasal çoğunluğu” gösterecektir.

DEVA, Gelecek, Saadet ve DP vekilleri, AK Partili vekillerle birlikte ayağa kalktılar.

CHP ve Yeşil Sol Parti vekilleri oturdu.

Ve ayağa kalkanlar gösterdi ki Meclis’teki “sayısal çoğunluğun” ötesinde çok önemli bir “siyasal çoğunluk” var..

Şimdi gün boyu süren bu törenleri ve görüntüleri analiz edebilirim.

Sırasıyla gidersem...

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ’IN SEÇİMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cevdet Yılmaz gibi bir ismi yardımcılığına getirmesi yeni döneme yönelik önemli bir işaret.

Bir önceki Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bürokratik yapılanma ve devletin yeni teşkilat yapısı açısından deneyimli bir isimdi. Başbakanlık Müsteşarlığı yapmıştı.

Başbakanlık sisteminden “Başkanlık Sistemi”ne geçişte bu düzenlemeleri ve değişimi gerçekleştirmek için bürokratik tecrübesi olan bir isim gerekiyordu ve Oktay buna uygun bir isimdi. Başarılı da oldu. Yeni sistem içerisinde onlarca yeni kurum ve kurul oluştu. Bu elbette kolay bir şey değildi. 80 yıllık bir sistem, kurulları ve işleyişiyle değişiyordu. Bir devrimdi bu.

Erdoğan’ın iradesiyle Fuat Oktay bu görevi ziyadesiyle yerine getirdi.

Şimdi göreve gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Bey ise ekonomi ve bütçe uygulamaları üzerine çok tecrübeli bir isim. AK Parti’nin seçim beyannamesindeki ekonomi bölümünde onun etkisi büyüktür. Geçmişte Mehmet Şimşek’le aynı kabine içinde uyumla çalışmıştır. Şimdi bulunduğu makamda bütçe ve uygulama takibi açısından elbette çok önemli görevler yapacaktır. Bakanlıklardan gelen talepleri belirli bir disiplin altında ve Mehmet Şimşek’le uyum içinde planlayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayına sunacaklardır.

Bu açıdan bakınca, ilk dönemde...

Fuat Oktay’la birlikte “Başkanlık Sistemi”nin devlet içindeki kurumsal yapılanması planlanmıştı.

İkinci dönemde...

Cevdet Yılmaz’ın göreve gelmesiyle ekonomi, bütçe ve finans konularının ön plana çıkacağını söyleyebilirim.

Yani sistem tamamlanıyor.

AYAĞA KALKMAYANLAR AYIP ETTİ MECLİS’TEKİ SİYASAL ÇOĞUNLUK ORTAYA ÇIKTI

Şimdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yemin etmek için Meclis kürsüsüne geldiği o anlara gidelim.

MHP Lideri Devlet Bahçeli Meclis’in geçici başkanı olarak devlet geleneğini hatırlatıyor. Ve milletvekillerini ayağa kalkmaya davet ediyor.

Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı salona giriyor.

Ama bakıyorsunuz, CHP ile Yeşil Sol Parti (HDP) milletvekilleri ayağa kalkmıyor.

Peki ya diğerleri?

AK Partili vekillerle birlikte, Saadet Partili, DEVA Partili, Gelecek Partili ve Demokrat Partili milletvekilleri ayağa kalkıyor. Sınırlı sayıda gelen İYİ Partili vekiller de ayağa kalkıyor.

Şimdi bu görüntüyü nasıl analiz edeceğiz?

Ayağa kalkan milletvekilleri Meclis’teki “sayısal çoğunluğun” ötesinde bir “siyasal çoğunluk” ortaya koymuştur.

Bu “siyasal çoğunluk” muhafazakâr/milliyetçi bir yapıdır.

Köken ve zihniyet olarak birbirlerine çok yakındır ve bir dönem içinde daha da yakınlaşabilirler.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Bu “siyasal çoğunluk” yeni anayasa çalışmaları açısından çok önemli bir işarettir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yeni ve sivil bir anayasa” talebi bu açıdan Meclis’teki “siyasal çoğunluğu” birleştirici bir rol oynayacaktır.

Aynı şekilde komisyonlarda da benzeri bir yakınlaşma mümkündür.

Sonuç olarak...

Seçilmiş Cumhurbaşkanı salona girerken ayağa kalkmayanlar hem millet iradesine hem de devletin en üst makamına karşı ayıp etmiştir.

Ama bu ayıpla birlikte...

Meclis’teki “siyasal çoğunluğu” da daha ilk günden ortaya çıkarmışlardır.