Yıllarca Ankara bürolarında görev yaptığım için iyi bilirim.
- İstanbul adayı kim olacak?
- Binali Bey’e özel bir formül mü aranıyor?
- Cumhur ittifakı ne noktada?
- Ankara adayı kim olacak?
- CHP-İYİ Parti ilişkisi ne noktada?
Bunun gibi yüzlerce kulis sorusu...
Ankara’daki arkadaşlar büyük bir özveriyle olayların perde arkasını aktarmaya çalışıyorlar.
Neredeyse bir ‘af talanı’ yaşanıyor.
Çevre imar affı çıktı ya...
Kim gözüne nereyi kestirdiyse, bir gecede beton temeli atıveriyor.
Sahiller, kıyı kenar çizgileri tam bir talana uğruyor.
Belediye zabıtaları, jandarma, özel çevre yetişemiyor.
Nasıl yetişsin.
Hangi birini kovalasın.
İnanın içim acıyor.
Veliaht prenslerin “yat sefası”...
Suudi Prens Selman ve BAE’den Prens Zayed...
Ve yanlarındaki “silikon kadın”lar...
Hani her yaz Bodrum açıklarına lüks yatlarıyla demirliyorlar ya...
Her tarafı silikonla yapılmış “süs kadınlar”la...
Bu nedir yahu?
CHP ve İYİ Parti’nin “işbirliği hazırlığı”... HDP’nin örtülü desteği...
İstanbul’da AK Parti’yi zorlayacak bir ihtimali kulislere taşımıştı.
Konuşuluyordu...
Doğrusu ben de merak ediyordum.
“‘Cumhur ittifakı’nın göz göre göre İstanbul’da risk alması mümkün müydü?”
Değildi elbette...
Çünkü İstanbul riski Türkiye siyasetinde en azından psikolojik sonuçlar doğurabilirdi...
İstanbul başlı başına bir güç. Bir siyaset merkezi. Türkiye seçmen haritasının çok önemli bir bölümü...
Ve işte bir örnek daha veriyorum.
Burası Bitlis’in Konuksayar köyü.
A.A’dan Şener Toktaş geçiyor haberi...
Yine kar yolları kapatmak üzere...
Ve üç genç öğretmen...
Ayşe... Kumsal... Esranur...
Bir film karesi gibi duruyorlar önümde...
Onları yetiştiren annelerine babalarına helal olsun diyorum.
Sıradan, her yol kenar kebapçısında görülebilecek bir manzara.
Naylon, pide, kebap, kola ve su...
Ama çok önemli bir detay var.
Dikkat edin, birisi fotoğraf çekiyor.
YPG’li iki terörist açıktan poz veriyor.
Hatta birisi kolundaki YPG sembolünü neredeyse gözümüze sokuyor.
Ama aynı masadaki Amerikan askerlerine bakın...
Hiçbiri poz vermiyor. Oralı bile değiller.
Sürçülisan varsa affola...
MUTSUZLUK VE AŞK ÜZERİNE
Mutsuz olunca ağlıyor...
Ağlayınca mutlu oluyorsan eğer...
Sana bir gözyaşı tercümanı lazım...
Ama çok dikkat et...
Adı aşktır...
Bilmediğin dillerden çevirir...
Şırnak’ın dağ köylerinden birisinde bir öğretmen kardeşimin çıplak ayaklı öğrencisine ayakkabı giydirdiği o fotoğrafı yayınlamıştım.
Yardımsever vatandaşlardan topladıkları ayakkabılar, paltolar, montlar...
Öğrencisinin önünde eğilmiş ve öylece devleşen o genç öğretmen kardeşim...
Ve ben bunu yazınca...
Türkiye’nin her yerinden mesajlar geldi.
Kış kapıya dayanmadan, kar yolları kapatmadan o dağ köyündeki okul çocuklarına yardım etmek istiyorlardı.
İşte dedim, bizim milletin büyüklüğü...
Örnek mi?