Sayın Bakan lütfen dikkat ‘af talancıları’ yayılıyor!

Çıkın Kuşadası’ndan Fethiye Antalya hattına kadar...

Haberin Devamı

Neredeyse bir ‘af talanı’ yaşanıyor.

Çevre imar affı çıktı ya...

Kim gözüne nereyi kestirdiyse, bir gecede beton temeli atıveriyor.

Sahiller, kıyı kenar çizgileri tam bir talana uğruyor.

Belediye zabıtaları, jandarma, özel çevre yetişemiyor.

Nasıl yetişsin.

Hangi birini kovalasın.

İnanın içim acıyor.

Mesela Orhaniye’den Selimiye’ye doğru giden bir dostum yazıyor:

Bakın tam Selimiye’ye giderken Dalyan Burnu ile Karaburun arasında bir lokanta var. Adam hemen evleri kondurmuş. Hem de nasıl? Belli ki otele döndürecek. Yazıktır günahtır, sahilleri resmen af bahanesiyle talan ediyorlar”

Bir başka uyarı Göcek’ten.

Hamam Koyu’ndaki o tarihi sahile, bir gecede üç tane beton temel atıp üzerlerine evi kondurmuşlar. Sonradan apart olabilecek şekilde. Lokantasının yerini de hazırlıyorlar.”

Haberin Devamı

Bunun gibi ne örnekler Bodrum’dan, Gökova’dan, Hisarönü’nden geliyor...

Çıkarılan af, yöredeki kaçak yapılaşmayı önlemek ve bir disiplin altına almak içindi.

En azından böyle anlatıldı.

Dönemin Çevre Bakanı Mehmet Özhaseki çok büyük iyi niyetle bana bunu uzun uzun anlatmıştı.

Ama bakın şimdi bu affı fırsat bilen uyanıklar “neredeyse talan”a döndürdüler. 

Kıyı şeridi üzerinde gecekondu benzeri, şekilsiz yapılar mantar gibi çoğalıyor. 

Bu durumu önleyecek yetkili kurumlar elbette yetişemiyor.

Ne belediyeler, ne jandarma, ne de Sahil Güvenlik bu “arsızca yayılan talana” yetişemiyor.

O nedenle diyorum ki...

Sayın Çevre Bakanı Murat Kurum Bey...

Yıllarca konut ve çevre arasındaki o kritik dengeyi gözeterek hizmet yaptınız.

Şimdi “af kapsamına” sığınarak sürdürülen bu “sahil talanı”na bir baksanız. 

“Masum bir niyetle” çıkarılan imar affının daha fazla talana dönüşmemesi için ne yapılabilir?

Bu sorunun bir cevabı olmalı...

SİVİL DENETİM

Dünyada sayılı olabilecek sahillere sahibiz. 

Bakın Akdeniz’e...

Adriyatik’ten sonra Cebelitarık’a kadar iki tarafı dümdüz bir sahil vardır. 

Bir de Ege’ye bakın...

Dantela gibi örülmüştür.

Hele Türkiye sahilleri...

Yemyeşil çam ormanlarıyla deniz ve tarih iç içedir.

Dünyada bunun örneği yoktur.

O nedenle biz iki kat daha iyi korumalıyız.

Haberin Devamı

Benim önerim devlet denetimi kadar “sivil denetim”dir.

Yani...

Diyelim ki Göcek koylarını koruyacağız...

Mavi Dalga isminde harika bir STK oluşmuş. 

D-Marin’in çevreci müdürü Onur Ugan başta olmak üzere Mavi Dalga çevre örgütü, dalga dalga yayılmış. 

Sonra Göbün, Küçük Sarsala, Bedri Rahmi (Taşyaka) ve Manastır (Akbük) koylarını yaklaşık 30 yıldan bu yana işletmekte olan Yörük ailelerinin bir araya gelerek kurdukları Kapukargın Kooperatifi var...

Bu yörük çocukları oralara canı gibi bakar. 

O nedenle diyorum ki...

Mesela Göcek’te Mavi Dalga ve Kapukargın’a denetim yetkisi verilse...

Elbette onları da çevre müdürlüğü yönetsin, desteklesin...

Yani diyorum ki...

Haberin Devamı

Çevreyi korumak için polise, jandarmaya, zabıtaya değil. 

Asıl o bölgenin çocuklarının kurduğu sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç var. 

Türkiye’nin her yerinde çevre için gönüllü kuruluşları harekete geçirmenin zamanıdır.

Yapamaz mıyız?

Sayın Bakan bir denesek...

Yazarın Tüm Yazıları