Yat operasyonunu bir de benden dinleyin

BDDK Tahsilat Dairesi'nin başındayken, benim ısrarlı takiplerim sonucunda ‘‘kişiliği’’ ortaya çıkan ve görevinden alınan Hasan Tengiz'in Erol Aksoy'un yatlarına el koymasının ‘‘nefes kesen’’ öyküsü yayınlandı geçenlerde.

Çok büyük bir operasyonla yatlar Marsilya'dan Türkiye'ye getirilmiş.

Gelin bu ‘‘başarı öyküsünü’’ bir de benden dinleyin.

Erol Aksoy, bankasının sağlam olduğu ve Show TV'yi Karamehmet Grubu'na sattığı günlerde Fransa'daki bir tersanede kendine 4 milyon dolar değerinde bir yat ısmarlar.

Öyle dev bir motor yat değil, küçük ancak çok değerli müthiş bir yelkenli tekne. Paranın 2 milyon dolarını öder.

Ancak tekne bitmeden Erol Aksoy'un bankacılığı biter.

Tekne de bütün haklarıyla BDDK'ya geçer.

Teknenin tamamlanması için tersaneye 2 milyon dolar daha ödenmesi gereklidir.

Tersane tekneyi kendi imkánlarıyla bitirmeyi ve tekneyi satmayı önerir.

Böylece teknenin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne getireceği bir ekstra yük olmayacaktır.

Ancak C.S. adında bir Türk işadamı Tahsilat Daire Başkanı Hasan Tengiz'in kanına girer.

‘‘Bu tekneyi BDDK'nın parasıyla bitirelim. En az 5-6 milyon dolara satarız’’ der.

Hasan Tengiz de buna inanır ve BDDK, Erol Aksoy'un teknesini bitirtmek için 2 milyon dolar daha öder.

Tahsilat Daire Başkanı, tekne broker'lığına soyunmuştur artık ve tahsilat değil, tediye yapmaktadır.

BDDK'nın verdiği parayla tekne tamamlanır ve Hasan Tengiz'e teslim edilir.

Viva isimli yat dünyanın en pahalı marinası Monaco'ya çekilir ve müşteri beklemeye başlar.

Fakat beklenen müşteri bir türlü çıkmaz.

Tahsilat Daire Başkanı Tengiz'in girişimciliği BDDK'ya fazladan bir 2 milyon dolara patlar.

Bu arada Tengiz'in işadamı C.S. ile birlikte zaman zaman Monaco'ya gidip teknede kaldığı söyleniyor ama benim bu konuda bir bilgim yok.

BDDK bu durumu kuruma ödettirilen uçak bileti faturalarından öğrenebilir.

Neyse uzatmayayım, yat uzun süre Monaco'da müşteri bekler. Fakat bulamaz.

Sonunda daha ucuz bir yere bağlanmak için buralara getirilir.

Tahsilatçının büyük başarısı bu. C.S. isimli işadamı ise bu satıştan komisyon alma niyetindeydi.

Ne aldı bilmiyorum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Körlerin nankörlerden daha iyi görebildiğini anladığımız zaman.

Asmalımania

ASMALI Konak dizisinin ‘‘toplumsal bir olay’’ haline geldiğinin farkındaydım ama durumun bu kadar ‘‘vahim’’ olabileceğini doğrusu düşünmemiştim.

Ancak durum gerçekten tam bir çılgınlık haline gelmiş. Asmalı Konak ekibini Teke Tek'e konuk etmek için gittiğimiz Ürgüp'te akşam yemeği için Asmalı Konak'ın ilk bölümlerinde kullanılan konağa gidiyoruz.

Konak 250 yıllık bir Rum evi. Yaklaşık 70 yıldır aynı ailenin elinde özenle korunmuş.

Son 10 yıldır da ‘‘Old Greek House’’ yani ‘‘Eski Rum Evi’’ adıyla restoran olarak işletiliyor...

Asmalı Konak'la birlikte meşhur olduktan sonra bu eski Rum evinde ne huzur kalmış ne rahat. Kapının önünde sürekli bir grup ‘‘Asmalı Konak fanatiği’’.

‘‘Özcan Deniz bu kapıyı tutmuştu’’ diyerek kapı kolunu öpüp yalayanlardan, Özcan Deniz'in bir bölümde oturduğu sedirde oturduğu için evin sahibesi olan hanımefendiye saldıran çılgın Özcan hayranına kadar her türlü insanın tacizi altındalar.

Bir öğretmen Ankara'dan ‘‘Asmalı Konak Turu’’ için Mustafapaşa'ya getirdiği öğrencilerini konağa doldurmuş. Sanki Sivas Kongresi'ndeki Atatürk'ü anlatıyor:

‘‘Dizinin 6. bölümünde Seymen Ağa'nın Bahar'ın peşinden koşarak indiği merdiven işte burası.’’

Bu sırada öğrenciler merdiveni inceliyorlar.

Odalardan birinde 100 yılı aşkın bir süredir zamana meydan okuyan 1887 imzalı duvar resmi, zamana dayanmış ama Asmalı Konak çılgınlarına dayanamamış.

Gelen giden parmaklayınca resmin yarısı dökülmüş. Ev sahibi ‘‘Bu gördüğünüz bir şey değil’’ diyor. Bir ara evi gece gündüz jandarma koruyormuş. Çünkü eve gece yarısı tarlalardan saldırı düzenleyip girmeye çalışan gruplar olmuş.

Dizinin şimdiki bölümlerinin çekildiği halıcı dükkánını çevreleyen tepelerde yüzlerce kişi gece gündüz demeden çekimleri izliyor.

Özcan Deniz'in çekimlere gelirken kullandığı araç ‘‘hayran saldırıları’’na dayanamayıp harap olmuş. Türkiye'ye yönelik kültür turizminin ‘‘mihenk noktası’’ sayılabilecek Kapadokya'da şimdi egemen kültür Asmalı Konak.

Ve başta Ürgüp olmak üzere buranın dünya kültürünün bir parçası olarak tanınması için yıllardır uğraş verenler sokaklardaki Asmalı Konak hayranlarının yarattığı ‘‘kirlilikten’’ hoşnut değiller.

‘‘Bitse de Kapadokya eski huzurlu günlerine dönse’’ diyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları