Paylaş
Uzan Ailesi, halka açık Çukurova Elektrik'i ve Kepez Elektrik'i‘soyarken’ bir yandan da kendilerine ait diğer şirketleri zengin ediyor.
Bu iki şirketin elde ettiği kárlar, Kıbrıs'ta kurulu İmar Off Shore Bank Ltd. (İmar Off Shore Bankası) aracılığıyla Uzanlar'ın kasasına aktarılırken, hem Maliye, hem de küçük ortaklar zarara uğratılıyor.
Bu durumu ortaya koyan ‘‘murakıp raporları’’ ve ‘‘SPK suç duyuruları’’ ise sürekli hasır altı ediliyor.
Halka açık çok ortaklı bir şirket olan Çukurova Elektrik Anonim Şirketi, ya da bilinen adıyla ÇEAŞ, özelleştirme yoluyla Uzan Grubu'na satıldığı zaman Türkiye'nin en kárlı şirketlerinden biriydi.
ÇEAŞ'ın on binlerce küçük ortağı her yıl ÇEAŞ'ın gelirinden yüksek miktarda kár payı alıyor ve iyi bir yatırım yapmış olmanın keyfini sürüyorlardı.
Ancak 1993 yılında ÇEAŞ'ın Uzan Grubu'na geçmesiyle birlikte küçük yatırımcılar için kábus dolu günler başladı.
ÇEAŞ'ın büyük miktarda kárı ‘‘gizli kár aktarımı’’ adı verilen bir yöntemle, tamamı Uzanlar'a ait şirketlere aktarıldı.
Durumu fark eden SPK'nın denetimleri ise Uzan Ailesi tarafından mafya yöntemleriyle engellendi.
Uzan Grubu, ÇEAŞ'taki on binlerce küçük yatırımcının paralarını nasıl kendi kasasına aktardı birlikte izleyelim:
KÁRLAR OFF-SHORE'A AKTARILIYOR
1. ÇEAŞ'ın yüksek miktardaki nakit parası Uzan Grubu'na ait İmar Bankası'na düşük faizle yatırıldı. Böylece paranın son derece yüksek getirisi olan ülkemizde, bu getiriden ÇEAŞ'ın küçük ortakları yararlanamazken, Uzan Grubu küçük ortaklardan kaçırdığı parayla kendi bankasında yüksek gelir elde etti.
2. Bu yöntem ÇEAŞ'ın çok yüksek olan kárlılığını ortadan kaldırmakta yeterli değildi. ÇEAŞ ve küçük ortakları biraz daha söğüşlenmeliydi. Kendi parası çok düşük bir getiriyle İmar Bankası'nda yatan ÇEAŞ, elindeki yüklü miktardaki nakiti İmar Bankası'na verdiği için nakit ihtiyacını yine Uzan Grubu'na ait İmar Off Shore adlı merkezi yurtdışında bulunan bankadan karşıladı. Böylece ÇEAŞ'ın binlerce küçük ortağın parası, yüksek faiz şeklinde Uzan Grubu'na ait İmar Off Shore Bankası'na pompalandı.
3. Uzan Grubu ÇEAŞ'ı alırken, devlete verdiği taahhütler arasında Berke Barajı inşaatı da vardı. İnşaat bir İtalyan firmasına ihale edildi. Ancak Uzanlar'ın niyeti barajı yapmak değil, baraj inşaatında yüksek maliyet gösterip, ÇEAŞ'ı ve küçük ortakları zarara uğratırken, yüklü miktarda nakiti Uzan Ailesi'nin kasasına aktarmaktı. Bu nedenle önce İtalyan firma işi bırakmaya zorlandı. Ardından da inşaat işi yine Uzan Grubu'na ait Yapı Ticaret adlı inşaat şirketine verildi. Yapı Ticaret 300 milyon dolarlık inşaatın maliyetlerini şişire şişire 1 milyar dolara çıkardı. Aradaki en az 700 milyon dolarlık fark küçük yatırımcıların cebinden uçtu, Uzan Grubu'na ait Yapı Ticaret A.Ş. adlı şirket vasıtasıyla Uzanlar'ın cebine girdi.
4. Uzan Grubu aynı küçük yatırımcıları bir değil, birkaç kez soymaktan hoşlandığı için, Berke Barajı'nın inşaatı için ÇEAŞ'a yüksek faizli kredi verdi. Kredi her zaman olduğu gibi İmar Off Shore Bank'tan geldi. Böylece hem yüksek maliyetten ötürü soyulan küçük yatırımcı, bir yandan da yüksek faiz kıskacına alındı. ÇEAŞ 700 milyon dolarlık bir ek yükün yanı sıra, bu yükün faizinin altına da sokuldu. İşin ilginci İmar Off Shore, Kıbrıs'ta kurulu küçük bir bankaydı. Bu küçücük banka dünyanın dev bankalarının bile kolay kolay veremeyeceği yüz milyonlarca dolarlık krediyi nereden buluyorsa, verebiliyordu.
SPK BELGELERİ HASIR ALTI
Bütün bunlar ÇEAŞ'ta yapılan soygunun ve dolandırıcılığın küçük bir bölümü.
Aynı işlemler Uzanlar'ın yine özelleştirme yoluyla aldıkları halka açık bir şirket olan Kepez Elektrik'te de yapılıyor.
Üstelik bütün bu bilgiler Sermaye Piyasası Kurulu'nın suç duyurularıyla mahkemelerde mevcut. SPK 1995 yılından beri sürekli olarak Uzan Ailesi'nin ve onların ÇEAŞ'ta çevirdiği işlerin peşinde. SPK hukukçuları sayısız dava açtılar, sayısız suç duyurusunda bulundular.
Bunun dışında geçmiş yıllarda Uzanlar'ın engellemelerine rağmen ‘‘polis marifetiyle’’ ÇEAŞ'a girebilen kayyumların Adalet ve Maliye Bakanlıkları'na ayrı ayrı yaptıkları ihbar ve duyurularda da bütün bunlar göz önüne seriliyor.
Özellikle Adana Adliyesi'nde açılmış onlarca dava, tozlu raflarda bekliyor ve bir türlü sonuçlanmıyor.
Paylaş