AMERİKAN Temsilciler Meclisi'nin yeni bir Ermeni oyununa alet olmaya hazırlandığını birkaç gün önce bu köşeden duyurduk.‘‘Son derece iyi kamufle edilmiş bir ‘Ermeni Soykırımı Yasası' Kongre Adalet Komisyonu'na geliyor’’ diye uyardık. Bilinen ve dünyaca kabul edilmiş soykırımların arasına gizlenerek önce Kongre, sonra da Senato’dan geçirilmeye hazırlanan bir yasa bu. Bu yasada ilk adım tamam. Adalet Komisyonu yasayı geçirdi ve Kongre'ye yolladı. Bu durum daha önce de oluşmuştu. Benzer bir yasa komisyondan geçmiş ve Kongre gündemine gelmişti. Ancak o zaman ABD'nin başkanlık koltuğunda Clinton vardı ve Türk-Amerikan ilişkileri bugünkü durumunda değildi. Türkiye'den gelen tepkiler, Amerikan Kongresi'ndeki Türk yanlısı milletvekillerinin baskısıyla Clinton devreye girmiş ve yasanın Kongre tarafından onaylanmasını engellemişti. Acaba şimdi aynı şeyi Başkan Bush yapacak mı?Yapmak isterse işi kolay. Zaten Kongre'de çoğunluğun sahibi. ‘‘Geçirmeyin’’ derse yasa gündeme bile alınmaz. Peki der mi?Orası muamma. Çünkü Bush da aynen tezkere döneminde Tayyip Erdoğan'ın veya Abdullah Gül'ün davrandığı gibi davranabilir. Yani Başkan Bush, ‘‘Bu yasanın geçmesini ben de hiç istemiyorum. Ama biliyorsunuz burası bir demokrasi. Kongre yasayı geçirirse ben nasıl elgelleyebilirim?’’ diyebilir.Nasıl ki, tezkere konusunda Tayyip Erdoğan Meclis'in yüzde 65'ine sahip partisini etkileyemediyse, Bush da Kongre'deki Cumhuriyetçileri etkileyemeyebilir. Bu yasa tasarısı Türk-Amerikan ilişkileri açısından çok önemli. Amerika ile hálá dost muyuz Pek yakında Amerikan Kongresi'nde. Vali, belediye başkanıyla küs olur mu?BİNGÖL'deydik. 22 gün önce depremle vurulan Bingöl'de. Bingöl'de depremin şiddeti 17 Ağustos'a göre düşük, tahribat daha az ama yaralar daha derin. Bingöl zaten az gelişmiş, hatta gelişmemiş bir ilimiz. O ‘‘az gelişeni’’ de deprem yıkmış. Zaten zor yaşayan Bingöllü, şimdi nefes bile alamaz olmuş. Bingöl çatlak patlak. Sağlam kamu binası yok gibi.Halk tedirgin. Esnaf dertli. Bingöllüye en acı gelen hálá ‘‘afet bölgesi’’ ilan edilmemiş olmak. Hükümet her nedense afet bölgesi ilan edilmenin avantajlarını Bingöl'e kullandırmak istemiyor. Oysa Bingöl deprem olmadan da zaten yeterince ‘‘afet bölgesi’’. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Bingöl'de devlet devlete, devlet millete küsmüş. Afete maruz kalmış bir kent düşünün ki, kentin valisi ile belediye başkanı ‘‘küs’’.Şaka değil. Bingöl Valisi ile Bingöl Belediye Başkanı birbiriyle konuşmuyor. Bırak konuşmayı el sıkışmıyor. Bingöl, Bingöl olmaktan çıkmış. Bin dert olmuş. Ama kimin umurunda. 5 milyon dolarlık manşetSTAR Gazetesi önceki gün Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın'a sürmanşetten saldırdı. Yılların ihracat şampiyonu Canaydın'ı yurtdışında şirket sahibi olmakla ve Türkiye'de vergi ödememekle suçluyorlar. Haberi gören güldü. Belli ki, Star Grubu Canaydın'dan bir istekte bulunmuş. Canaydın da yapmamış. Bu grubun tipik tavrı. Haberi ciddiye alan yok. Herkes bir tahmin yürütüyor.‘‘Maçların naklen yayınını bunlara ucuza vermemiştir’’ diyen var, ‘‘Havuzdan çıkmalarını istemişlerdir. Çıkmayınca kızmışlardır. Arkasından Fenerbahçe Başkanı'na da saldırırlar’’ diyen var. Ben ise eski bir yönetici olarak daha iyi bir tahmine sahibim ama önce Galatasaray Başkanı'na sorayım dedim. Canaydın'ı aradım. Galatasaray, Telsim'e açtığı bir davadan 5 milyon dolar kazanmış. Bunlar da ‘‘Bu parayı almayın. Vazgeçin’’ demişler. Canaydın da ‘‘Babamın parası değil. Böyle bir yetkim de yok. Vazgeçemem’’ deyince manşetten vatan haini ilan edilmiş. Yani tam benim tahminim. Çünkü geçen yıl bu davayı açtıran benim. Dava yeni sonuçlandı. Kabak Canaydın'ın başına patladı. Yıllardır üretiminin tamamını ihraç eden, Türkiye'ye yüz milyonlarca dolar döviz kazandıran, devlete değil vergi borcu olmak, 1 trilyona yakın vergi alacağı olan, bir söz üzerine birkaç ayda Diyarbakır'a beş okul yaptıran Canaydın'ın başına. Bu manşeti atan kafa bir de siyasette yer almaya çalışıyor. Tanrı Türkiye'yi korusun.NE ZAMAN ADAM OLURUZ?SİT alanlarını peşkeş çekmeye çalışan kafa, milleti saf zannetmediği zaman.