Teke tek

Fatih ALTAYLI

Bacanağınızı değil, sizi tanırız...

Mesut Yılmaz'ın bacanağını tanımam. Hakkında tek bildiğim, Yılmaz'ın bacanağı olduğu ve bu yüzden Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu üyeliğine atandığıdır.

Dünkü Hürriyet'te Sayın Başbakan, bacanağına kefil olduğunu söylemiş.

Beni zerrece ilgilendirmiyor.

Çünkü Türkiye, bedeli hiçbir zaman ödenmeyen kefaretler ülkesidir.

Ne demek ‘‘Bacanağıma kefilim’’?

Kimin neyiyle, kime kefil oluyorsunuz Sayın Yılmaz?

Milletin verdiği Başbakanlık makamıyla, bir aile yakınınıza mı?..

Sakın yanlış anlamayın, ben Yılmaz'ın bacanağının hırsızlık, uğursuzluk yapacağını iddia etmiyorum.

Ama önümüzdeki dönemde Türk Hava Yolları'nda böyle bir şey olmayacağının garantisini de veremiyorum.

Türk Hava Yolları'ndan yükselen sesler de böyle bir garanti veremiyorlar. Hatta tam aksi yönde kokular var...

Bu kokuları ben de duyuyorum.

Nasıl mı?

Anlatalım...

Hatırlayacaksınız, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu, yeni hükümetin ilk değiştirdiği yönetim kurulu oldu.

Ve yeni yönetim kurulu, göreve gelir gelmez ilk açıklamasını yaptı:

‘‘Uçak alım işinde yolsuzluk vardır. Büyük komisyonlar dönmektedir. Hattızatında THY'nin uçak ihtiyacı da yoktur. Alımdan vazgeçilmiştir.’’

Hatta Mesut Yılmaz, yakın çevresine bu işte 150 milyon dolarlık bir avantanın döndüğünden bahsetti o günlerde.

İlk günlerde uçak alım işinden vazgeçildiğini açıklayan THY Yönetim Kurulu, aradan bir ay geçince karar değiştirip, uçak almaya karar verdi.

Ve ben de bu konuda sözüne güvendiğim bir uzmana danışmaya karar verdim.

Şöyle anlattı:

‘‘Eski yönetimin yapacağı alım Boeing uçakları olacaktı. Yani eldeki mevcut uçakların yenilenmesi üzerine yapılacaktı ve bazı yeni model Boeing'ler de alınacaktı. Bu işte Yılmlaz'ın bahsetttiği miktarlarda komisyon olmaz. Çünkü, zaten var olan uçakların yenilenmesi söz konusu. İlk Boeing'ler alınırken büyük komisyonlar dönmüş olabilir. Ancak bugün zaten elde bir Boeing filosu olduğu için komisyon olmaz. Olsa da çok kısıtlı olur. Ve THY, Boeing alınca, bir komisyon ödense bile, bu komisyon ilk Boeing'lerin alınması sırasında kim bu işi bağlamışsa büyük oranda ona gider.’’

Ve uzmana göre iş zaten burada patlıyordu:

‘‘Yeni yönetim, uçak alımından vazgeçmedi. Sadece Boeing alımından vazgeçti. Onun yerine benzer özelliklerde Airbus almaya karar verdi. Yani bir filo değişimi söz konusu. Bu durumda ortada önemli bir karar olduğu için komisyonlarda büyük olur.’’

Ancak danıştığımız uzman, yine de Yılmaz'ın söylediği 150 milyon dolarlık bir komisyonun bu alımda bile söz konusu olamayacak kadar büyük bir rakam olduğunu belirtti.

Evet Sayın Başbakan, biz bunları öğrendik.

Bilemiyorum, bacanağınız bu konularda bilgilendirilmiş mi?

Biz bacanağınızı bilmeyiz.

Bu yüzden de ona değil, size güveniriz.

Zaten bir yanlışlık olursa, hesabını bacanağınıza sormak bizi aşar.

Dedim ya, biz sizi biliriz...

Vur, kır, parçala, bu maçı kazan...

Cumartesi günü sabah saatlerinde Uğur Dündar'ın odasında oturuyorduk.

Dündar'ın elinde Özer Çiller'in kurduğu özel bir örgütün kimi gazetecileri nasıl izlediği, telefonlarını nasıl dinlediği ve bir suikast planlarcasına bunların yaşamları hakkında nasıl bilgi topladığının belgeleri vardı.

Ben hayretler içerisinde bu belgeleri ve ifadeleri okuyordum.

Tam o sırada Tuncay Özkan girdi odaya.

Ankara'da çekim yapan Kanal D ve Arena ekibi, söz konusu işlerin yürütüldüğü büronun önünde saldırıya uğramıştı. Muhabirler tekme tokat dövülmüş, kameraları kırılmıştı. Ancak Allah tarafından bantlar kurtulmuştu.

Ve bantlarda saldırganlar açık seçik görünüyordu.

Sonra ne oldu?

Saldırganlar ifadeleri alınıp serbest bırakıldı. Aynı Işın Gürel'i yol ortasında döven gibi, bu alçaklar da serbest kaldılar.

Şimdi laf olsun diye yargılanacaklar. Üç-beş gün ceza alacaklar. O da tecil edilecek. Ve patronlarının emriyle birilerini daha dövünceye kadar ortada rahatça dolaşacaklar.

İşe bakın yahu...

Açık söylüyorum, ben kararımı verdim...

Bundan böyle bu adamlarla ve onların işvereni olan zatla ben de aynı yöntemle hesaplaşacağım.

Bir ifade de ben veririm...

Ne olur ki!..

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Yalaklık yapması için köşe verilenler, kendilerini adam sanmadığı zaman...