Paylaş
Erbakanlar'ın evinde bir akşam sohbeti
‘‘Nermin, saat 9 oldu, kalk şu ışıkları yakıp söndür bakiimm...''
‘‘Ne ışıkları yakıp söndürmesi be Necmettin... Bizi ele güne rezil mi edicen! El âlem yaparken glu glu dansı demeseydin, yakıp söndürürdüm. Şimdi gülerler vallahi... Necmettin Bey'in karısı da glu glu dansına başladı derler. Hayatta ışıkları yakıp söndürmem.''
‘‘Nermin'ciğim, benim güzel karıcığım, o dündü, bu bugün... Uzatma da şu ışıkları yakıp söndür.''
‘‘Bak Necmettin, daha birkaç gün önce Süleyman Bey'e kızıyordun, dün dündür, bugün bugündür diyor diye. Şimdi sen diyorsun...''
‘‘Nermin, hoca olan benim. Benim yaptığım yapılmaz. O hoca değil. Onun yaptığı yapılabilir. Benim de dediğim yapılır...''
‘‘Senin hocalığın beni bağlamaz Necmettin.''
‘‘Allah seni bildiği gibi yapsın Nermin. Elif'cim, benim güzel kızım. Gel bari sen şu ışıkları yakıp söndür...''
‘‘Olmaz baba, işim var..''
‘‘Ne işin var kız. Bundan önemli iş mi var? Din elden gidiyor.''
‘‘Sen tutarsın baba.''
‘‘Tutamam kızım... Gel bak sana ne ciciler alıcam.''
‘‘Söz mü baba?''
‘‘Söz.''
Bu arada Nermin Hanım atılır:
‘‘Kız güvenme ona. Onun sözüne güvenenlerin hali ortada.''
‘‘Nermin, sen işine baksana!
‘‘Fatih oğlum, sen şu ışıkları yakıp söndür.''
‘‘Olmaz baba. Ben yeni spor Mercedes'imle gezmeye çıkıcam. Işıkları yakıp söndüremem. İstiyorsan giderken korna çalayım.''
‘‘Olmaz... Sen kornayı kızlara çalarsın. Hemen ışıkları yakıp söndür. Din elden gidiyor diyorum, anlamıyorsunuz.''
‘‘Baba, yapma Allah aşkına... Yani bu memlekette senden önce din yok muydu da şimdi elden gidecek? Senin seçmen bunu yer de ben yemem.''
‘‘Bak şunun pabuç kadar diline... Bir de sana salak diyorlardı... Sus ulan sus. Duyulacak, rezil olucaz.''
‘‘Baba onu iktidardayken zaten oldunuz.''
‘‘Şimdi alıcam ayağımın altına... Oğlum, din elden giderse, senin spor Mercedes de elden gider anlasana.''
‘‘Tamam baba. Şunu baştan söylesene... Ben ışıkları yakıp söndürim, ablam da camda tencere çalsın...''
Nermin Hanım bir kez daha lafa girer:
‘‘İnanma Fatih oğlum. Süleyman Mercümek amcanda sana yüz Mercedes alacak para var. Bir şeycik olmaz.''
‘‘Bak Nermin... Bizim çocukların Meclis'te engelledikleri bir şey var, hatırlıyor musun?''
‘‘Nerden hatırliyim. Senin çocuklar sekiz yıllık eğitim dışında her şeyi engellediler maşallah.''
‘‘Koca dayağına engel olacak yasayı engellediler Nermin. Çok da iyi ettiler. Bak şimdi seni yasal bir şekilde nasıl...''
Çalıntı eylem
Biz de bu mürteci taifesini bir şey sanırdık...
Hikâyelermiş meğerse...
Baksanıza, yaptıkları eylem bile çalıntı...
Bir zamanlar glu glu dansı dedikleri eylemimizi bile çalmaya çalışıyorlar...
Ne o, ışıkları karartacaklarmış...
Düşünün de yeni bir şey bulun be!
Bu kadar mı kafasızsınız!
Tansu'nun imamı benden
Tansu Çiller, kaçacak dediğimde inanmamıştınız.
Bakın kendi ağzıyla itiraf ediyor kaçacağını...
Hanımefendi, ‘‘Ölümüzü yıkatacak imam bulamayacağız'' demiş.
Vallahi bu topraklarda bin dört yüz yıldır ölümüzü yıkayacak imam bulabildiğimize göre, Tansu Çiller başka bir ülkede öleceğini anlatmak istiyor. Muhtemelen de Amerika'da...
Haklı vallahi...
Amerika'da imam bulmak zor. Geldisi, gittisi pahalıya mal olur. Allah gecinden versin, Özer Bey'den önce ölürse, Özer Bey paraya kıyıp imam getirtmez. Tansu Hanım'ın derdi o...
Ama hiç üzülmesin.
Emri hak vaki olunca, isterse Amerika'da olsun... İmam benden...
Kaç tane isterse...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
İmansızlar bile din sömürücülüğüne soyunmadığı zaman.
Paylaş