Teke tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Güzel'i ciddiye almayın

Biz de bugüne kadar ciddiye alıp hakkında yazı falan yazıyorduk Hasan Celal Güzel'in... Ne beyhude bir iş yapıyormuşuz meğer. Onun hakkında tek yazılabilecek şey, doktor raporu olur herhalde.

Baksanıza dediğine: ‘‘10 adamım olsa Genelkurmay'ı basardım...''

Bu laf, aklı başında adamın edeceği laf mı?

Ne yaptı Genelkurmay sana da basıyorsun? Durduk yerde Genelkurmay basılır mı? Basıp da ne yapacaksın... Bizim komutanları mı öldüreceksin?

Deli misin, divane misin, düşman askeri misin?

Yahu bugüne kadar PKK bile Genelkurmay'ı basmaktan bahsedemedi!

Sen bu cumhuriyete PKK'dan daha mı düşmansın?..

Herhalde kendi aklınca böyle konuşarak, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana orduya diş bileyen küçük bir azıklıkla, eski Demokrat Partililerden birilerine yaranmaya çalışıyor.

Aklı almıyor ki, hiçbir Türk vatandaşı ordusunun karargâhının basılmasından memnuniyet duymaz.

Boş boş konuşuyor.

Sözde partisini adam etmeye, o olmazsa Refah saflarında siyasete hazırlanıyor herhalde.

Hiç, ama hiç ciddiye almayın.

Sakın kimse mahkemeye vermeye de kalkmasın.

Onu hiçbir mahkeme mahkûm edemez... Olsa olsa çivici katilin koğuşunda tedaviye alırlar!

İran'da din hürriyeti

Chicago'da otel lobisinde otururken yanımdaki çiftin konuşmaları dikkatimi çekti. Dayanamayıp ‘‘Türk müsünüz?'' diye sordum.

Hayır, İranlıydılar. Devrimden bir yıl sonra İran'dan kaçmış, 1 yıl Türkiye'de yaşadıktan sonra Chicago'ya gelmişlerdi. 15 yıldır Chicago'da yaşıyorlardı. Adam ticaretle uğraşıyordu, kadın ise piyanistti.

İran'dan kaçış nedenlerini anlattılar.

Şah'ın zorbalığına karşı yapıldığı iddia edilen devrimin ilk günlerinde İran'da işler yolundaymış. Mollalar pek çok şeyin yanında dine özgürlükten ve inançlara saygıdan bahsediyorlarmış.

Fakat bu hava birkaç ay sürmüş ve zulüm başlamış. İnançlara özgürlükten bahsedenler, Şii olmayanlar üzerinde korkunç bir baskı kurmuşlar.

Bu baskı özellikle Bahailer üzerinde yoğunlaşmış.

Anlattıklarına göre birkaç ay içinde 80 bin Bahai öldürülmüş. Yönetim bu katliama, ‘‘Devrim karşıtlığı'' kılıfını uydurmuş, ama asıl neden Şii Müslüman olmamakmış.

İranlı çift şimdi Amerika'da. Ailelerinden hayatta kalan kimse yok. Ama yine de İran'ı özlüyorlar.

‘‘Yeni Cumhurbaşkanı Hatemi bu rejimi değiştirir mi?'' diye sordum gülerek.

‘‘Mollalar ne kadarına izin verirlerse, o kadar değiştirir'' dediler.

Bir annenin dramı

Guam'da düşen Kore Havayolları uçağında kızını kaybeden bir annenin öyküsü son derece hazin.

Kadın, hikâyesini bir Amerikan televizyonuna ağlayarak anlatırken duydum.

Bundan 10 yıl kadar önce, kadın kazada ölen çocuğuna hamileyken, kocası bir uçak kazasında ölür.

Kadıncağız büyük bir şok geçirir ve erken doğum yapar. Ve babası uçak kazasında ölen kızını babasız büyütür.

Aradan 10 yıl geçer.. Anne, kızıyla beraber tatil planları yapar. Ancak son anda önemli bir işi çıkınca, kızını tatile anneannesiyle yollar.

Ve uçak düşer...

Babası uçak kazasında öldüğü için babasını göremeden büyüyen küçük kız, babası gibi uçak kazasında can verir.

Ben o kadının yerinde olsam, bundan böyle havaalanının yakınından dahi geçmem.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Abuk sabuk adamlar, siyasi lider diye ortalıkta gezmediği zaman.



Yazarın Tüm Yazıları