Paylaş
Gazeteciler işi bırakınca!
Milliyet Gazetesi dáhiyane bir gazetecilikle seçimleri sanatçılara izletme kararı almış.
Sanatçılarımız, televizyoncularımız seçimlerle ilgili tahminlerini Milliyet'e yazacaklarmış.
Benim bildiğim kadarıyla Milliyet Türkiye'nin en zengin yazar kadrolarından birine sahipti.
Türk basınının saygın kalemlerinin büyük bölümü Milliyet'teydi.
Anladığım kadarıyla bu yazarlar Milliyet'ten ayrılmışlar.
Gelin bakalım şimdi bunlar ne yapıyorlar:
YALÇIN DOĞAN: Her akşam Kanal D'de Turnike'yi sunuyor.
HASAN PULUR: Olacak O Kadar'da taklit yapmaya başladı.
UMUR TALU: Cuma akşamları Kanal D'de Umuy Şov'u sunuyor. Anadolu'yu dolaşıp stand up yapıyor.
DOĞAN HEPER: Pop nostalji albümünün hazırlıkları için stüdyoya girmeye hazırlanıyor.
GÜNERİ CİVAOĞLU: Kanal D'de GAGA adlı bir şov yapacak.
HASAN CEMAL: Yakışıklı sanatçı son filminin senaryo çalışmaları için yurtdışında.
MELİH AŞIK: Türk halk müziğinin yeniden canlanışına katkıda bulunmak için kaset hazırlıyor.
METİN TOKER: Türk-Fransız ortak yapımı bir film için kamera karşısına geçiyor.
FİKRET BİLA: Anadolu rock tarzında bir albüm çıkaracak.
MERAL TAMER: Yakında Günay'da sahneye çıkacak.
NİLGÜN CERRAHOĞLU: TRT için bir dizi çekiyor.
Durum böyle olunca da, seçimleri takip etme işi sanatçılara ve televizyonculara kalıyor.
Çete iktidar olmayınca polis işini yapıyor
İstenince nasıl oluyor. Çankırı'yı birbirine katan TİKKO militanlarının biri yakalandı, diğerinin kimliği belirlendi, yakalanmak üzere.
Çok değil, üç yıl öncesine kadar böyle şeylere hasrettik.
Yakalanmazlardı.
Çünkü devlet çetelere bırakılmıştı.
Çeteler iktidara ortak olmuştu.
Kimin kimi niçin vurduğu belli değildi.
Çeteleşen siyasi iktidar, emniyetin elini kolunu bağlıyordu.
Şimdi bütün bunlardan uzak bir siyasi otorite var işin başında.
Polis de bunu bildiği için korkmadan, çekinmeden işini yapıyor.
Ellerine sağlık.
Cezaevi mi, hücreevi mi?
Terör örgütlerinin güvenilir ve gizli hücre evler bulmak için çırpınmalarına gerek yok.
En garanti yer Bayrampaşa Cezaevi.
1998 yılında Bayrampaşa Cezaevi'nde, 32 tabanca, 267 mermi, 4.5 kilo esrar ve 150 gram eroin ele geçirilmiş.
Emin olunuz ki, aynı dönem içinde basılan hücre evlerde bu miktarda silah ve mermi ele geçmemiştir.
Üstelik de Bayrampaşa'dan gelen bu rakamlar yakalananlar.
Yani avantasını vermediği için silahı elinden alınanlar.
Emin olunuz ki, içerde bunun on katı silah vardır.
Dışardan görüntü kötü
Elimde ilginç bir faks var. Hollanda'dan 9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı'na yollanmış.
9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi, yıllardır Hollanda'daki üniversitelerle işbirliği yapıyor ve bu işbirliği çerçevesinde öğrenci değiş tokuşu yapılıyor.
9 Eylül'den öğrenciler Hollanda'ya, Hollanda'dan öğrenciler 9 Eylül'e iki dönemlik misafir öğrenci olarak geliyorlar.
Ancak bu yıl Hollanda'dan öğrenci gelmeyecek.
Çünkü Hollandalılar korkuyorlar.
Hollanda Turizm ve Ulaştırma Enstitüsü'den gelen faks şöyle diyor:
‘‘Okul yönetiminde Türkiye'deki politik durumu ve öğrencilerimizin güvenliğini tartıştık.
Dışişleri Bakanlığımıza sorduk.
Sonunda bu yıl size öğrenci göndermemeye karar verdik.
Çünkü öğrencilerimizin güvenliğini tehlikeye atmak istemedik.
Bu yıl için özür diler, önümüzdeki yıl kaldığımız yerden devam etmeyi umarız.’’
Dışardan nasıl göründüğümüz sorusuna iyi bir yanıt gibi geldi bana.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Varımızı yoğumuzu borsaya yatırıp, sonra pişman olmadığımız zaman.
Paylaş