Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Azınlıklarımızın da bayramları var

Bu yıl reklam ajansları ve halkla ilişkiler şirketleri yılbaşı hoşluklarında rekor kırdılar.

GİFA Ajans'ın yılbaşı kartı pek çok köşeye konu oldu.

Benim hoşuma giden bir başka yılbaşı hediyesi ise yine bir ajans tarafından hazırlanan takvimdi.

Tam bir Türkiye mozaiği takvimi...

Önemli günlerimiz ve kutlamalarımız başlığıyla hazırlanan takvimde, Türkiye'de yaşayan bütün etnik ve dini grupların önemli günleri hatırlatılıyor. Türk'ün, Rum'un, Ermeni'nin Yahudi'nin, aklınıza ne gelirse hepsinin...

Bayramları, özel günleri, anma günleri ne varsa...

Üstelik bunların anlamları ve amaçları da açıklanarak...

Takvime bakarken aklıma geldi.

Bizim devlet büyüklerimizin önemli günlerde yayımladıkları mesajlar vardır.

Bayramlarda, yılbaşlarında.

Fakat nedense bunlar hep Müslüman çoğunluğun dini bayramları ve ulusal bayramlarımızdır.

Ama hiç kimsenin aklına bu ülkede yaşayan azınlıkların bayramlarını kutlamak gelmez.

Bizim Cumhurbaşkanımız nedense bu ülkede yaşayan Hıristiyanlar'ın Noel'ini kutlamaz.

Musevilerimizin bayramlarını hatırlamaz.

Oysa bir Noel'de Demirel çıkıp bir mesaj yayımlasa ve bu ülkede yaşayan Hıristiyanlar'ın Noel'ini kutlasa ayıp mı olur?

Papa'nın Ramazan mesajı yayımladığı bir dünyada, bize böylesi yakışmaz mı?

Hâkimden Anayasa ihlali

Bursa Adliyesi'nin taşınması sırasında hâkim Ahmet Vedat Güneş'in 50 gram fındığını yiyen 4 mahkûmun davasını izliyor musunuz?

Taşınma esnasında odada bulanan 50 gram fındığı bulan mahkûmlar iddiaya göre bu fındıkları yemişler. Bu olayın farkına varan hâkim Güneş de davacı olmuş. 50 gram fındığı yiyenler şimdi üç yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyorlar.

İnsafa bakın. 50 gram fındık için hâkimin yaptığına bakın.

Odasını taşıyanlara ‘‘Afiyet olsun’’ diyeceğine dava açıyor.

Yasal olarak haklı olabilir. Ama vicdanen?

Ancak hâkimin işlediği suç, mahkûmların işlediği suçun kat be kat ötesinde.

Neden mi?

Çünkü hâkim Güneş, Anayasa'ya muhalefet suçu işlemiş durumda.

Çünkü TC Anayasası'nın 18. maddesi çok açık. Diyor ki: ‘‘Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük ve tutukluluk süreli içindeki çalıştırmalar, olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenilecek hizmetler, ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları zorla çalıştırma sayılmaz.’’

Bana göre bu mahkûmları adliye binasının taşınmasında çalıştırmak bal gibi angaryadır. Çünkü mahkûmların görevleri arasında adliye binalarının taşınmasında hamallık yapmak gibi bir şey yoktur.

Mahkûmların adliye binalarını taşımalarını düzenleyen bir yasaya da rastlamadım.

50 gram fındığı izinsiz yiyenler mi daha suçludur, yoksa anayasaya aykırı hareket edenler mi?

Siz karar verin.

Bunlar mı şöhret!

Televizyon izlemek, gazetelerin magazin sayfalarına bakmak istemiyorum bazen.

İnanılmaz bir çürümüşlük akıyor.

Sanatçı ya da şöhret adı altında televizyon programlarına konuk ya da yarışmacı diye katılanlara bakıyorum. İnanamıyorum.

Ya bir hafta önce ahlaki bir suçtan hâkim önüne çıkmış, ya çete bağlantılı olmakla suçlanmış ve davası sürüyor.

Ya da başka bir rezalette adı geçiyor.

Ve en süslü püslü haliyle ekranda bize sırıtıyor. Çok matah bir haltmış gibi.

Aynı tipler gazetelerin magazin sayfalarında da boy gösteriyor.

Bunlarla yapılmış röportajlar, hayatlarına ilişkin detaylar. Hatta zaman zaman bu kişileri aklama çabası gibi görünen yorumlu haberler.

Gerçekten utanıyorum bunlardan.

Onkolojide yılbaşı partisi

30 Aralık günü Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji Servisi'nde tam bir rezillik yaşandı.

Adı pek bilinmeyen bir ilaç firması serviste çalışan doktorlar için bir yılbaşı partisi düzenlemiş. Parti için uygun bulanan mekân ise Onkoloji Servisi.

Kanserli hastaların yattığı koğuşlardan biri boşaltılmış. Hastalar başka yerlere taşınmış ve hastanede viskilerin, şampanyaların aktığı parti yapılmış.

Tam yerinde.

Doktorlar bu partiye Hipokrat'ı da davet etmişler ama Hipokrat ‘‘Sizin gibi doktorların düzenlediği partiye ben gelmem’’ diye reddetmiş.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Eşeklerin peşinden gitme konusunda develer kadar sabırlı olmadığımız zaman.



Yazarın Tüm Yazıları