Paylaş
Tayyip Erdoğan henüz çok genç
Recep Tayyip Erdoğan önceki gün Hürriyet'teydi.
Tam da benim ‘‘İki Tayyip’’ yazımın yayınlandığı gün.
Hürriyet yöneticileri ve yazarlarıyla iki saat sohbet etti.
Bugün bunları Hürriyet'in sayfalarında okuyacaksınız.
Ben de kendisine birkaç soru sordum.
Aldığım yanıtlar genelde beklediğim yanıtlardı.
Tayyip Erdoğan'ın soruları yanıtlama üslubu diğer politikacılardan farksız...
Kendisine son olarak ‘‘Genel başkanlığa aday olmanız Fazilet içinde bir gerilim yaratıyor. Bu gerilimin tırmanması ve sizin genel başkanlığınızın engellenmesi veya buna giden yolun tamamen tıkanması halinde partiden ayrılmayı, bir başka partiye geçmeyi ya da yeni bir parti kurmayı düşünür müsünüz?’’ diye sordum.
Son derece net bir yanıt verdi:
‘‘Şu andaki gerilim dışarıdan görünen ya da gösterilen kadar değil. Söylediğiniz noktaya kadar tırmanacağını da sanmıyorum. Çok net düşüncem, bu gerilimin bir süre sonra doğal süreç içinde azalacağı ve ortadan kalkacağıdır...’’
Tayyip Erdoğan, partiden ayrılmam ya da bir başka partiye geçmem demedi. Böyle bir şeyin hiçbir zaman söz konusu olmayacağını belirtmedi. Bu açık yürekli bir yanıttı.
Sadece ‘‘Gerilim o kadar tırmanmaz’’ dedi...
Erdoğan'ın yanıtı üzerine ben de kendisine, ‘‘Yani ben henüz çok gencim. Bana karşı olan yönetim ise yaşlı. Beklerim ve önüm doğal yollardan açılır mı demek istiyorsunuz?’’ diye sordum.
O ana kadar hiç atmadığı bir kahkaha patlattı.
Gülmeye başladı. Gözümün içine baktı.
Ne demek istediğini ve benim ne dediğimi anladığını anladım.
Gençlik güzel şeydi.
Mücadele edilmeyecekse ben etmem
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit irticanın kaynağının kurutulmakta olduğunu söylüyor.
Mesut Yılmaz da benzer bir iddianın içinde.
Bu konuda uyarıda bulunanlara, özellikle de asker kesimine sinirleniyor. Yılmaz'ın bu konuda çok haklı olduğunu söylemek mümkün değil.
55. hükümet işbaşına geldiği günden bu yana, irtica ile mücadelede başarılı sınav vermedi.
Bu hükümetin verdiği ilk teşvikin 1 trilyonun üzerinde bir tutar olduğunu ve bunun Kombassan'a verildiğini hepimiz biliyoruz.
Yargıdaki son atamalarda da irtica ile mücadele edildiği izlenimi pek uyanmıyor doğrusu.
Konya Ticaret Mahkemesi'nden, Ankara savcılığına doğru yükselişe geçen bir savcının Konya'daki karnesi pekiyilerle dolu değil. Bu gözümüze batanı. Alttan alta kimbilir daha neler var.
Pek çok kaymakamdan, hatta kimi valilerden gelen haberler de benzer yönde.
Emniyet'teki atamalarda da tarikat bağlantılarının sıklıkla etkili olduğunun dedikodusu ortalıkta dolaşıyor. Bunlar olurken hükümet irtica ile mücadele ettiği iddiasında.
Bunların irtica ile ettiği mücadele Refahyol'unkinden daha öte değil. Tek fark bugünkü Başbakan'ın tarikat liderlerini konutta beslememesi.. Berna Hanımefendi olmasa belki o da olacak diye korkuyor insan.
Mesut Yılmaz hükümeti irtica ile mücadele falan etmiyor.
En iyimser tahminle, irticayı görmezden geliyor.
İrticanın görünür hale gelmesinin en büyük nedeninin, düne dek görmezden gelinmesi olduğunu bilen bizler korkuyoruz.
Yılmaz'ın bu konudaki şiarı şöyle:
‘‘İrtica ile mücadele edilmeyecekse ben etmem.’’
Kendi bilir.
Bize göre irticayla mücadele etmeyen de mürtecidir.
Şehit aileleri tatile başlıyor
Altınoluk Elbis Otel'in, her yüz odasından beşini, Mehmetçik Vakfı aracılığıyla bedelsiz olarak şehit ailelerine tatil için tahsis etme teklifi olumlu bir şekilde sonuçlandı.
Vakıf yöneticileri ile Elbis Otel sahibi Cengiz Fırat, benim aracılığımla görüştüler. Önümüzdeki günlerde ilk grup, otelde misafir edilmeye başlanıyor.
Eğer başka otelcilerden de böyle bir şey yapmak isteyen varsa, isterlerse doğrudan Mehmetçik Vakfı'nı arayarak, isterlerse benim aracılığımla bunu gerçekleştirebilirler.
İlgilenecek olanlara şimdiden teşekkürler.
Langa'nınki meşhurdur
Langaspor taraftarları, dün Erman Toroğlu'nu eleştirirken Langaspor'a atıfta bulunmama kızmışlar...
Kızmaları gereksiz... Amacım Langa'ya hakaret etmek değildi, ki zaten ortada bir hakaret de yok. Langaspor kötü takım değildir elbet ama kadrosu da Galatasaray ayarında değildir.
Kastettiğim herhangi bir amatör küme takımıydı. Langaspor benzetmesini neden yaptığımı bilmiyorum açıkçası.
Herhalde Erman Toroğlu'ndan bahsedince, aklıma Langa semti gelmiş olsa gerek..
Çengelköy de olabilirdi ama ben Langa'yı severim...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Geri atılan bir adımın, geri atılacak birçok adımın ilki olduğunu anladığımız zaman...
Paylaş