Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

İki Tayyip Erdoğan

Tayyip Erdoğan, bana göre Türkiye'deki en ilginç siyasi kişiliklerden biri.

Birbirine taban tabana zıt iki kişiliği aynı bedende buluşturan, değişik birisi.

Hakkında verilmiş bir mahkûmiyet kararı var. Bir başka dava açılmak üzere. Erbakan için açılan davanın aynısının onun için de açılması ayrıca gündeme gelebilir, çünkü benzer ifadeleri o da bir konuşmasında kullanmıştı. Ama ben bunları değil, başka bir Tayyip Erdoğan'ı ya da Erdoğan'ları yazacağım.

Fazilet Parti'li Tayyip Erdoğan görünen, bilenen yüzüyle bir kuşak önceki RP'lilerden daha radikal, Fazilet'in temsil ettiği görüşe sonuna kadar bağlı, din sömürüsüne dayalı siyasi görüşle var olan bir adam.

Türkiye Cumhuriyeti'nin, bugün ülkeyi bölgenin en etkin ve saygın gücü haline getiren ilkelerinin karşısında olduğunu vurgulamaktan çekinmeyen, pervasız bir adam.

Bu bildiğimiz, gördüğümüz ve karşısında olduğumuz Tayyip Erdoğan.

Bir de bu çizdiğimiz tabloya uymayan Tayyip Erdoğan var.

Çağdaş dünyanın insanlara sunduğu olanakları inceleyen, bunlardan faydalanmaya çalışan, kendisine aktarılan her türlü fikri dinleyen, bundan çıkarım yapmaya çalışan, modern projelere ilgi duyan, her türlü yeniliği merak eden, araştıran, bunları uygulama imkânlarını yoklayan bir Tayyip Erdoğan... İlk Tayyip Erdoğan figürü nasıl insanı irrite ediyorsa, ikinci figür de o denli şaşırtıyor. Siyasi görüş olarak en muhalif olanları bile etkiliyor..

Faziletli kişiliği içinde Türkiye'ye zararlı, ülkenin çağdaşlaşmasında engel bir Tayyip Erdoğan görüyoruz. O da bu kişiliğini ön plana çıkaran konuşmalarla, tavırlarla sivriliyor. Bu onun siyasi kişiliği.

Diğer yanda Tayyip Erdoğan'ın, gerçek kimliği olduğuna inandığım tarafı var. Entelektüel olmayan ama meraktan ve cesaretten kaynaklanan yeniliğe açık yönü. İnsanlara ve fikirlere değer veren, dinleyen, araştıran, inandığını uygulayan tarafı.

İki Tayyip birbirine zıt.

İkisi birbirine uymuyor. İkisi kendi içinde çelişiyor.

Hangisi Tayyip Erdoğan. Belki kendisi de bilmiyor. O bilmeyince biz de bilemiyoruz.

O yüzden de ne biz beğeniyoruz, ne Fazilet'in bir bölümü.

Kozakçıoğlu'nun açıklaması

Fizikom'un sahibi Dr. Meral Kozakçıoğlu, ‘‘Fizikom'da Hasta Hakkı’’ başlıklı yazım üzerine yanıt yolladı.

Anlattığım olayı doğruluyor. Okurum olan hastanın geldiğini, kendisine önerilen tedaviyi dinledikten sonra psikiyatrik tedavi gördüğünü söyleyen hastanın, tedavi metodunu bir de psikiyatrına danışmak istediği, kendisinin ise olayın psikiyatrik bir yönü olmamakla birlikte, gerekirse psikiyatrı bilgilendirebileceğini ancak bunu kendisinin yapmak zorunda olduğunu söylediğini yazmış Meral Kozakçıoğlu.

Kozakçıoğlu anlatımıyla konunun bundan sonraki bölümü hastanın anlatımından biraz farklı..

Kozakçıoğlu, bu görüşmeden sonraki gelişmelerin kendisiyle bir ilgisi olmadığını, para ödemek istemeyen hastanın, bekleme odasında bekleyen hastaların yanında tartışma başlattığını ve görevlilerin tartışma ortalık yerde olmasın diye, hastayı muayene odasına geri soktuklarını söylüyor..

Kozakçıoğlu, söz konusu hastanın maddi durumunun iyi olduğunu, bu nedenle tedavi ücretini ödememesinin söz konusu olmadığını, Fizikom'da her hafta üç hastayı ücretsiz tedavi ettiklerini ama parasal durumu iyi olanların bundan yararlanma hakkı olmadığını belirtiyor.

Ancak bir rehin alma durumunun, odaya kapama durumunun söz konusu olmadığını söylüyor. Hele hele kilit altına almanın, zorlamanın söz konusu dahi olmadığını, hatta hastanın odadan bir takım yerlere telefon ettiğini daha sonra da muayene ücretini ödeyip gittiğini belirtiyor. Ve diyor ki, ‘‘Ben emeği ile hayatının kazanan biriyim. Benim hakkımı kim savunacak? Her ücretimi ödemeyeni mahkemeye mi vereyim?’’

Ben okurumun bana yalan söylemediğine eminim.

Meral Kozakçıoğlu'nun da doğru söylediğine inanıyorum.

Bu nasıl olur diyeceksiniz.

Olur.

Ortada iki farklı bakış açısı olunca olur.

Ancak deneyimli bir doktor olarak Kozakçıoğlu'nun hasta psikolojisi hakkında biraz daha bilgili ve biraz daha toleranslı, personelinin de hastalara karşı davranış konusunda biraz daha titiz olması gerekiyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

En azından kendimize yalan söylemediğimiz zaman.













Yazarın Tüm Yazıları