Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

İddia iyi, kazanç kötü

İddia hoş şeydir... Herkes zaman zaman kendi arasında ufak tefek iddialara girer. İddiada kazanılandan daha önemli olan, karşı tarafı alt etme, sonra da gırgır geçme faslıdır.

İki bakanımız, Güneş Taner ile Yalım Erez, Haller Yasası'yla ilgili iddiaya girmişlerdi.

Taner bu yasa için yıllarca uğraşmış, çıkaramamıştı. Hem de ANAP'ın tek başına iktidar olduğu günlerde. O yüzden bugünkü Meclis'ten böyle bir yasanın geçeceğine ihtimal vermiyordu. Bu yüzden de yasayı çıkarmak için uğraşan Yalım Erez'le iddiaya girdiler.

Yasa Meclis'ten geçerse Güneş Taner, Yalım Erez'e, yok eğer geçmezse Yalım Erez, Güneş Taner'e Bulgari marka bir saat alacaktı.

Yalım Erez inat etti. Uğraştı, didindi, bu önemli yasayı Meclis'ten geçirmeyi başardı.

İddiayı kazanmıştı.

Buraya kadarı hoştu.

Güneş Taner de saati alıp, Yalım Erez'e verdi.

Ve durum nahoş oldu.

Saatin değerinin 10 bin dolar olduğunu yazıyor Hürriyet. Yani 2.6 milyar lira...

Parası olan için bu para önemli olmayabilir.

Ama bu iki bakanın da içinde olduğu hükümetin verdiği asgari ücretle karşılaştırılırsa bir çalışanın 100 aylık maaşı ediyor bu para.

Erez'in de, Taner'in de zengin olduğu biliniyor. Birbirlerine alacakları bir Bulgari saate ihtiyaçları yok çok şükür.

Keşke bu iddiaya saatine değil de, fakir bir çocuğu okutmak, birkaç gencin üniversite masraflarını karşılamak üzerine girselerdi de, asgari ücretlinin yüz aylık geliri üzerine iddiaya giren kişiler durumuna düşmeselerdi.

Ankara batıyor, kurtuluş seçimde

Ankara'yı pislik götürüyor.

Yollar delik deşik.

Başkanlık makamında oturan ise köprü ve fıskıye yapmakla meşgul.

Geçenlerde duruma isyan eden bir vatandaş, Büyükşehir Belediyesi'ne oturduğu semtin yollarının içler acısı durumunu anlatmak üzere başvurur.

Yetkili dinler. ‘‘Haklısınız’’ der ve ekler ‘‘Haklısınız da, sizin oradan bize oy çıkmıyor. Biz öncelikle oy aldığımız yerleri yaparız. Zor ihtimal ama artarsa, belki sizin oraları da yaparız.’’

Tipik Refah, şimdiki Fazilet ama genelde Türk siyasetçi kafası.

Bu arada unutmadan, Ankara Belediyesi Konukevi'nde kıyılan nikâhları hiç izlediniz mi?

Bakın size matbu programdan alıntı:

1. Tekbirlerle gelin ve damadın yerlerine alınması

2. Kısa bir Kuran-ı Kerim okunması

3. Nikâhtan sonra dua faslı (Arapça)

4. Çocukların gelin ve damadın mutluluğu için Fatiha okumaları

5. Çocuklardan dini şiirler

6. Tasavvuf musikisi

Mönü: Tavuk, pilav, tatlı, kola

Bu kaymakam, vali olur

Rize'nin yani Başbakanımızın sevgili memleketinin güzel ilçesi Çayeli'nden bir şikâyet geldi:

‘‘Kaymakam'a dikkat.’’

Çayeli Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, ilginç icraatlara imza atıyormuş.

Mesela Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullardaki Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerini denetleme işini, okulların bulunduğu bölgelerdeki camilerin imamlarına vermiş.

İmamlar okullara gelerek, din dersi öğretmenlerinin bilgilerini sınayıp not veriyorlarmış.

Haliyle öğretmenler durumdan rahatsız.

Bu arada eşi de Kaymakam Bey kadar ilginç.

Bulgurlu'nun diş hekimi olan eşi, yalnızca kadın hastalara bakıyormuş.

Bırakın erkek hastaları tedavi etmeyi, 5-6 yaşındaki erkek çocuklarını bile muayenehaneye sokmuyor, bunları tedavi etmeyi dahi reddediyormuş.

Böyle kaymakam mı olur demeyin.

Merak da etmeyin.

O kaymakam, yakında vali olur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Halimize şükrederken, çevremizdekilerin ne halde olduğunu unutmadığımız zaman.













Yazarın Tüm Yazıları