Paylaş
154’ü ara küfür ye!
İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir geldiği günden beri başarılı çalışmalar yapıyor.
Üzerinde hassasiyetle durduğu konu ise, polisin imajının düzeltilmesi...
Bu nedenle, polis teşkilatı mensuplarını takip edecek ve illegal işlere bulaşanları, mafya ile bağlantılı olanları tespit edecek bir birim bile oluşturduğunu gazetelerde okuduk.
Pek çok Batı ülkesinin polis ve istihbarat teşkilatlarında var olan bu tip birimlerin bugüne dek olmaması ve yasa zoruyla kurulmamış olması bile ayıptı.
Bu ayıbı İstanbul Emniyet Müdürü şahsi kararıyla ortadan kaldırıyor...
Kutluyorum.
Şimdi yazacaklarım da polis imajıyla ilgili olduğu için, belki Hasan Bey'i ilgilendirir.
Rezalet, polis imdat telefonu olan 154'le ilgili.
Salı akşamı saat 22.40 sıralarında bir dostum, bir şikâyette bulunmak üzere bu telefonu arar.
Şikâyetini bildirir.
İlgilenen olmaz.
Az sonra tekrar arar ve şikâyetini yineler. Ve birdenbire telefonu açan görevliden galiz bir küfür işitir.
Basın Yasası gereği yazamayacağım küfrün devamı şöyle gelir:
‘‘Ulan ....k... işimiz yok da seninle mi uğraşacağız...’’
Dostum bu sözler üzerine kendisini şikâyet edeceğini söyler. Yanıt yine özlüdür:
‘‘...tir git... Kime şikâyet edersen et... ....... yolun var.’’
Sayın Özdemir, hadi şimdi gelin de vatandaş olarak bu telefonu bir daha arayın.
Yerli malı, Türk'ün malı
YILLARDIR izlemediğim Türk filmlerine Eşkıya ile dönüş yapmıştım.
Ardından Hamam'ı ve Ağır Roman'ı izledim.
Bunlardan bende iz bırakan Eşkıya ve Hamam oldu.
Ancak her üç film de belirli bir düzeyin üzerine çıkarak, Türk sinemasına karşı önyargılarımı sildi.
Şimdi bir başkası, Türk sinemasının gidişiyle ilgili olarak beni iyiden iyiye umutlandırdı.
Karışık Pizza.
Cem Özer, Meltem Cumbul ve Olgun Şimşek...
Filme imzasını atan bu üç oyuncudan Cumbul ve Şimşek'i çok iyi, Özer'i ise iyi buldum.
Karışık Pizza, iyi film yapmak için dehşet bütçelere gerek olmadığını kanıtlayan ve izlerken, Pizza'dan çok ağızda dağılan ve mideye oturmayan bir tiramisu tadı veren bir film.
İzleyin. İyi bir şey için vakit ayırmış olursunuz.
Sulu zırtlak, abuk sabuk ve yer yer özensiz Titanic'ten daha iyi.
Üstelik de onun yüzde birinden bile az bir paraya mal olmuş.
Hepimizi salak sanıyor
RP ile kayıtsız şartsız teslime dayalı bir ortaklık kuran, partisini RP'nin kucağına oturtan, yolsuzluk dosyaları gündeme gelmesin diye PKK ile eşdeğer tuttuğu RP'nin ortağı olan Çiller, şimdi de ‘‘RP'nin görüşlerinden nefret ediyorum’’ buyurmuş...
Şuraya aklımdan geçenin milyonda birini yazsam, trilyonluk tazminat ödeyeceğim için yazmıyorum...
Ama siz benden özgürsünüz, aklınızdan geçeni, ortalık yerde olmamak kaydıyla söyleyebilirsiniz...
Allah aşkına benim için de söyleyin...
Var mı böyle bir şey!
Bre Kadın, sormazlar mı, ‘‘Madem nefret ediyordun, niye onlarla ortak oldun?’’ diye.
Sormazlar mı, ‘‘Madem onların avukatı değildin, niye canını dişine takıp onları savunmaya kalktın?’’ diye.
Sormazlar mı kadın!
Sen bu halkı hepten aptal, hepten salak, hepten beyinsiz mi sanırsın?
Yoksa Aziz Nesin mi seni kandırdı, bu halkın yüzde 70'i aptal diyerek?
Öyle bile olsa, oradan senin payına düşen yüzde 9...
O da sana barajı bile geçirmez...
Anlamaz mısın!
Yuvaya dönüş...
TELEVOLE programları magazin değil de, spor programıyken, hepimize Televole'yi o sevdirmişti.
Zaten o zaman yalnızca bir tek Televole vardı.
Sonra bence büyük bir hata yaparak İnterstar'a transfer oldu. Şimdi tekrar yuvaya, Kanal D'ye döndü.
Güntekin Onay'dan söz ediyorum. Gerçi şimdi Kanal D'nin Televole'sini Yalçın Dümer başarıyla sunuyor.
Ama Güntekin Onay'ın Kanal D'nin diğer spor programlarına büyük bir renk getireceği kesin.
Özellikle de pazar akşamları iki de bir laf salatasıyla kesilmeyen ve maç özetlerini insanı kanser etmeden veren Ve Gool programına.
Hoşgeldin Güntekin.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Karşımızdaki insanların, bizden daha zeki olabileceğini düşündüğümüz zaman...
Paylaş