Fatih Altaylı: Sokaklar korku tüneli oldu

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Adi suçlar aldı başını gitti diyorum. Emniyet Müdürümüz Hasan Özdemir arıyor. ‘‘Doğru, ama mücadele ediyoruz’’ diyor.

Ben haticeden anlamam, neticeye bakarım.

Ben beni arayan okurumun başına gelenlere bakarım.

Ayşe Tokay, banka müdiresi.

Hasan Özdemir'in İstanbul'unda yaşıyor.

Geçen hafta bir dostunu ziyaret için Amerikan Hastanesi'ne gidiyor.

Hastane çıkışı Nişantaşı'nda yere düşen bir kadına yardım etmek isterken çantasını kaptırıyor.

Para, kredi kartları, kimlik ne varsa yallah.

Eve gidecek taksi parası bile bulamıyor.

Aynı Ayşe Tokay önceki akşam Bağdat Caddesi'nde alışverişe çıkıyor.

Ancak alışveriş mümkün olmuyor. Çünkü Bağdat Caddesi'nin göbeğinde birisi çantasını kapıp kaçıyor.

Paralar, yeni çıkmış kredi kartları ne varsa bir kez daha gidiyor.

Ayşe Tokay karakola gidiyor.

Çantayı kapanı teşhis etmesi için önüne fotoğraflar konuyor.

Bir tanesi için ‘‘Galiba şuna benziyordu’’ diyor.

Memur, ‘‘Benziyordu olmaz’’ diyor ve ‘‘Tanımlama yapılamamıştır’’ diye bir tutanak imzalatılıp yollanıyor Ayşe Tokay.

Her gün onlarca kadın kapkaççıların, hem de otomobilli kapkaççıların kurbanı oluyor.

Her gece yüzlerce otomobil soyuluyor.

Evler, ev sahipleri içindeyken boşaltılıyor.

Ve ne yazık ki bu olayların yüzde 99'unun failleri yakalanamıyor.

Sokaklarda ürkerek ve korkarak dolaşıyor İstanbul halkı.

Sayın Tantan, Sayın Özdemir, bir çare.

Bu kadar mı zor İstanbul'u biraz daha güvenli hale getirmek...

İran, Mumcu cinayetini iç politikada kullanacak

ÖNCEKİ akşam Teke Tek'e konuk olan İran uzmanı Kenan Çamurcu çok ilginç şeyler söyledi.

Çamurcu, İran'daki çok başlı yönetim tarzının, ülke içinde Türkiye'deki Susurluk benzeri oluşumlara neden olduğunu ve Mumcu cinayeti gibi kimi İran bağlantılı cinayetlerde İran'daki devlet destekli çetelerin etken olabileceğini söyledi.

Çamurcu, bugünkü Hatemi yönetiminin Türkiye ile işbirliği yaparak Mumcu cinayetini aydınlatma konusunda yardımcı olabileceğini anlattı.

Çünkü Çamurcu'ya göre İran yönetimi de kendi içinde bir temizlik yapmak ve ‘‘anti-reformist’’ gruplarla hesaplaşmak için bahane arıyor.

Mumcu cinayetinde İran parmağı olduğunun kanıtlanması, İran'daki reformcuların da hesaplaşma için elde etmek istediği bir koz.

Gül'ün adaylığı ülke için kárlı

TÜRKİYE'nin saygın günlük gazetelerinin Abdullah Gül'ü desteklemeleri, şeriatçı basının infialine yol açıyor.

Erbakan'ın yandaşları ve çağdışı kafalar bu desteği Gül'e karşı koz olarak kullanıyorlar.

‘‘Bakın bu Abdullah adam olsaydı, bu gazeteler onu desteklemezdi’’ diyor ‘‘Gelenekçi’’ taife.

Bu durum aslında işin eğrisini doğrusuna getirecek bir durum.

Çünkü benim ve benim gibi düşünenlerin Fazilet Partisi'nin adıyla bir derdimiz yok.

Bir partideki kimi kafaların hem partiyi, hem Türkiye'yi sıkıntıya soktuğunu düşünüyor ve bu yüzden bu kafaya karşı çıkıyoruz.

Gül ise o kafalardan değil gibi görünüyor.

Yeni açılımlarla partiyi bir ‘‘İslami Rant Çetesi’’ olmaktan çıkarıp ‘‘Müslüman demokrat’’ bir parti haline getirecek adam gibi duruyor Gül.

Ancak ben bu yazıyı böyle yazınca, Gül'ün seçilme şansını ortadan kaldırıyorum.

Ama bir bakıma da faydalı bir iş yapıyorum.

Ben bu yazıyı yazınca Gül seçilemeyecek.

Gül seçilemeyip, partide kafa değişmediği için Fazilet ya da adı her neyse bu parti küçülüp küçülüp yok olacak ve bir dahaki seçimde baraj altı kalacak.

Yani her şey Türkiye'nin lehine.

Ya doğru düzgün bir parti olup büyüyecekler, ya da bu halleriyle batacaklar.

Bana fark etmez.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Cehaleti snoplukla gizlemeye kalkışmadığımız zaman.

Yazarın Tüm Yazıları