Rekabet Kurulu Roche’la ilgilenecek mi?

İLAÇTAKİ büyük yolsuzlukların ‘küçük’ bir bölümüyle ilgili yazmaya başladık, Sabah Gazetesi’ndeki ‘meslektaşlarımız’ neredeyse bunu bile ‘ayıp’ haline getirecekler.

Benim yazdıklarımı yalanlayamadıkları için Roche yönetimiyle el ele vermişler, benim haber kaynağım olduğunu düşündükleri kişi veya kişileri karalamaya çalışıyorlar.

Bırakın kaynağı maynağı, bu yazdıklarım doğru mu değil mi, ona bakın. Roche, SSK’yı kazıklıyor mu, kazıklamıyor mu?

Yanıt basit.

Kazıklıyor.

Roche ile ilgili yazdıklarımızdan sonra zannediyorum SSK’da bir soruşturma başlatılmıştır.

Diğer yandan meselenin bir de ‘Rekabet Kanunu’ tarafı var.

Roche, uygulamalarıyla 5054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’a da aykırı hareket ediyor.

Roche’un devlete pahalı, ecza deposuna ucuz fiyatla sattığı Neocormon adlı ilacın 2003 yılı pazar payı yüzde 56.5.

Yani piyasada ‘hákim’ durumda.

5054 sayılı kanun, piyasada hákim durumda olan ürünlerin satış fiyatlarının alıcıya göre farklı farklı olamayacağını söylüyor.

Yani eğer piyasada hákim durumdaysanız, elinizdeki malı amcanızın oğluna 3 liraya, tanımadığınız adama 10 liraya satarak pazardaki bazı firmaları kayıramazsınız.

Bırakın fiyatı, vadede bile farklılık yaparak birilerine avantaj sağlamak yasaya aykırı.

Roche ise bu ilacın pazardaki mutlak hákimiyetine karşın, fiyat ve vade farklılıkları yaparak pazarda ‘kendine yakın’ gördüğü firmaları kolluyor ve onların haksız rekabet yapmalarına neden oluyor.

Bu durum yasaya tamamen aykırı.

Rekabet Kurulu ne bekliyor bilmiyorum, ama bu kadar ‘sabit’ bir suçta dün harekete geçmiş olmaları gerekirdi.

NOT: Roche’un rekabet kurallarına aykırı bir diğer uygulamasını da yarın gündeme getireceğim.

Roche’un kazığı Meclis gündeminde

SSK’dan veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan şu ana kadar bana gelmiş bir bilgi yok.

Büyük bir olasılıkla milyarlarca doları bulan bir ‘kazığın’ ucunu buldum, çekiştiriyorum.

Kazığı yiyenin gıkı çıkmıyor.

Büyük bir ihtimalle Roche’un SSK içinde de ‘sevenleri’ olmalı. Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, benim yazdığım gerçekleri Meclis gündemine taşıdı. Öğüt, TBMM Başkanlığı’na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.

Umarım Bakan Başesgioğlu bu soruya yanıt verir de, biz de devlete atılan kazığın hesabının sorulup sorulmayacağı konusunda bir fikir sahibi oluruz.

YAŞ kararlarının anlamı

SİYASETE
meraklı eş dost soruyor: ‘Yüksek Askeri Şûra kararları ne anlam taşıyor?’

Ben de onlara gülerek, ‘Size ne. Asker bürokrasinin kendi içişleri bizi niye bu kadar ilgilendiriyor’ diyorum.

Gerçekten de dünyanın hiçbir yerinde askerlerin terfileri toplumu bu kadar yakından ‘alakadar’ etmez.

Bizde ise eder. Çünkü asker siyasetin, yürütmenin bir parçasıdır. YAŞ kararlar ile ilgili özet olarak şunu söylemek mümkün:

Eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Genelkurmay’daki etkisi artık sıfırlandı. Özkök, ikinci senesinde kendi kadrosunu önemli oranda oluşturdu.

Emekliye ayrılan komutanların ‘takipçilerinin’ önü de büyük ölçüde kesildi.

‘En Fenerbahçeli’ komutan Sevgili Yaşar Büyükanıt’ın ve Orgeneral İlker Başbuğ’un önleri açıldı.

Genelkurmay’da Batılı anlamda demokrat bir ekip kökleşti.

Ama kimse yanlış anlamasın, bu ekip de, demokrat olmayanlar kadar cumhuriyete ve laikliğe bekçilik edecek düzeyde.

Ama adabıyla.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Akıllı insanların, yumuşak tondaki uyarıları, sert tondaki uyarılardan daha iyi anladığını unutmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları