Fatih Altaylı: Kim tahrik olabilir acaba?

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

BU ülkenin derdi gerici alçaklar değil, kendini aydın zanneden alçaklar..

Hayatta Fethullah Gülen cemaatine girmekten başka kayda değer işi bulunmayan Nevval Sevindi'nin 32. Gün programında sağa sola küfretmesini eleştiren yazıma, bir grup sözde aydından tepki geldi.

Vay efendim taraflıymışım, vay efendim, Nevval Sevindi tahrik edilmiş de ondan küfretmiş.

Demek ki, Hoşgörü Tarikatı'nı da tahrik etmemek lazım.

Ya da Nevval Sevindi ve benzeri rejim düşmanlarının tahrik olma hakkı var fakat bu ülkenin laik, demokratik, Atatürkçü çizgisini savunanların tahrik olma hakkı yok.

Birileri eline geçirdiği her ortamda bu ülkeyi yoktan var eden adama, Atatürk'e ana avrat sövecekler, biz tahrik olmayacağız.

Bu ülkede insanca yaşamamızı sağlayan rejimi değiştirmek için yalanlarla propaganda yapacaklar biz tahrik olmayacağız.

Onların yalanlarını yazanlara dinsiz imansız yaftası yapıştıracaklar biz tahrik olmayacağız. Bu vatan için can veren ordumuzu yıpratmak için yalan kampanyası açacaklar biz tahrik olmayacağız.

Milli Eğitim sistemini ele geçirip, kendilerine ‘‘Ümmet’’ yetiştirecekler biz tahrik olmayacağız.

Bu alçaklar gizli planlarını bir kasetle ortaya çıkaranlara her türlü iftirayı atacaklar, biz tahrik olmayacağız.

Çünkü bizim tahrik olma hakkımız yok. Çünkü biz ülkeyi seviyoruz.

Ama onların tahrik olma hakkı var.

Çünkü onlar bu ülkeyi yıkmaya, rejimini değiştirmeye, bu halkı geri götürmeye çalışıyorlar.

Nevval Sevindi'nin patronu ‘‘Kadınlar gerekirse hafifçe dövülebilir’’ diyor... Nevval bundan tahrik olmuyor da, patronun köpeği lafından tahrik oluyor.

Öyle mi sevgili aydıncıklarım benim. Hepinize hayırlı uğurlu hoşgörülü tahrikler diliyorum.

Bize ne oldu dersiniz!

SABAH Gazetesi dün sormuş, ‘‘Bize ne oldu?’’ diye.

Diyorlar ki, ‘‘Zevksizlik, seviyesizlik her gün daha çok prim yapıyor. İşte son örnek Ciguli.’’

Ciguli denilen bir gariban akordeoncu.

Yıllardır Kumkapı'da çalardı.

Çok eğlenceli, renkli bir tip. Yarı müzisyen, yarı palyaço.

Aslında seviyesiz falan da değil. Seviyesiz olan Ciguli'yi abartıp olay haline getirenler.

Ama Sabah'a göre seviyesizliğin timsali. Ve bu yüzden soruyorlar ‘‘Ne oldu bize?’’ diye.

Ben söyleyeyim ne olduğunu:

Poposunu açana sanatçı, memesini açana şarkıcı dedik.

Telekızı manken diye tanıttık.

Sesi bir tarafından çıkan veletleri çocuk sanatçı yaptık.

Kaçakçıya, vurguncuya sosyete adını taktık.

Yozluğa eğlence dedik, ahlaksızlığa modernite.

Şimdi soruyoruz ne oldu bize diye.

200 kişilik zırzop grubundan oluşan hafta sonu dergisi verirsek, bize her şey olur arkadaşlar...

MÜSİAD'dan tehdit

MÜSİAD Genel Başkanı Bayram Ali Bayramoğlu'nun dün gazetelere yansıyan tehditlerini okudunuz mu?

Bakın ne diyor MÜSİAD'in şefi:

‘‘3-5 dinsiz, kitapsız ve Allahsızın dinimize saldırmasına kimse müsaade etmez. Hele hele MÜSİAD camiası hiç etmez. Eğer bu insanlar hálá bu ülkede yaşıyorlarsa onlara tavsiyem en kısa zamanda hudutların dışına çıkmalarıdır. Eğer halk onları, herhangi bir yerde ismen ve cismen tespit ederse, onların kurtuluşunun olması mümkün değil...’’

Tehdit kime belli değil!

Ama aleni tehdit var.

Halkı galeyana getirme çabası var.

Şimdi yapılacağı söylüyor... Bir sonraki adımda bunun kime karşı olacağını söyleyecek belki de.

‘‘Gidin işte bahsettiğim kişi karşınızda’’ diyerek adres gösterecek.

Bir işveren örgütü başkanı, bir terör örgütü şefi gibi konuşuyor.

Sözler sanki Öcalan'a ait.

Akıl almaz bir tertibin sonuna geldiğimizin habercisi bu sözler.

Bu kadar fütursuzca suç işleyebilenlerin, ciddi bir hazırlık içinde olduklarına inanıyorum ben.

Ya da Fethullah Gülen'in dediği gibi ‘‘zamansız bir huruç’’ içindeler.

İş üstünde yakalanan pek çok suçlunun yaptığı gibi.

Tıpkı, hazırlık halindeyken, yakalandığını zannederek isyanı erken başlatan Şeyh Sait gibi.

Bu MÜSİAD'ın da, başkanlarının da bu ülkeye düşmanlıklarının hesabını sormanın zamanı gelip geçiyor galiba.

Egzoz emisyon rezaleti

BİLİYORSUNUZ Trafik Yasası gereği egzoz emisyon ölçümlerinin yapılması gerekiyor.

Pek çok şey gibi bu iş de özel sektöre devredildi.

Kimi işler var ki, özel sektöre devredilince daha iyi yürüyor, kimi işler var ki, özel sektör yapınca cılkı çıkıyor.

Bu egzoz emisyon ölçümleri de cılkı çıkanlardan.

Hiç yaptırdınız mı?

Yaptıranlar anlatıyor.

Tam bir rezillik.

Ölçüm mölçüm yok.

Gidiyorsunuz, buyrun oturun diyorlar hiçbir ölçüm yapmadan, hiçbir şeye bakmadan vuruyorlar damgayı, alıyorlar 3 milyonu. Tabii vatandaş da memnun. Tamirciye gitmek, emisyonu düzelttirmeye çalışmak, zehirli atık oranını düşürmek için uğraşmak yok.

Ver üç milyonu iş bitsin.

Öyle yapacağınıza, taşıt vergisine 3 milyon ek zam yapın.

Hiç olmazsa para devlete gitsin.

Üç beş aracının cebine değil.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Biçtiğimizin, asıl ektiğimiz olduğunu anladığımız zaman...

Yazarın Tüm Yazıları