Paylaş
Turhan Altıner, yıllar önce başından geçeni yazınca gülmüştüm. Konya Belediyesi'nde genç bir mühendis olarak çalışırken, belediye binasının yapılacağı yerin fay hattında olduğunu söyleyince, belediye meclisi, ‘‘O zaman fay hattını başka yere nakledin’’ demiş.
Altıner de yıllar sonra bunu yazmıştı. Şaka gibiydi. Ama cehaletten kaynaklanıyordu.
Önceki gün aynı şakanın bilimselleştirilmiş biçimini gördük.
Marmara'da, İstanbul'un 15 kilometre güneyinde var olduğu öne sürülen fay hattı, Bakanlar kurulu tarafından çıkarılan kanun hükmünde bir kararname ile İstanbul'dan 60 kilometre güneye taşındı.
Bütün Türkiye'yi 90 gündür hop oturup hop kaldıran Marmara'nın fay haritasının aslında yıllardır var olduğu ve bu haritaya göre fay hattının İstanbul'un 60 kilometre güneyinden geçtiği ve İstanbul'a zarar vermesinin söz konusu olmadığı açıklandı.
Yersek!
Böylelikle Marmara'daki fay dünya tarihine, Bakanlar Kurulu kararı ile 45 kilometre daha güneye taşınan ilk fay hattı olarak geçti.
Tabii bu hattı 45 kilometre daha güneye taşıyan beyinsizlerin aklına, ‘‘Yahu bunu 45 kilmetre güneye taşırsak bu kez Bursa ve Yalova arasına girer. Oralardakileri ne yapacağız’’ demek gelmedi.
Sonra bu konu gündeme gelince de, ‘‘Yok yok, İstanbul'dan uzaklaştı ama Bursa'ya yaklaşmadı’’ diye sorular savuşturuldu.
Bunlar ne biçim bilim adamıdır anlayamıyorum?
Bunlar ya hesap bilmiyor, ya da hiç dayak yememişler.
Bursa, İstanbul'un güneyinde olduğuna göre, İstanbul'dan güneye doğru giden her şey Bursa'ya yaklaşır. Ama bilim adamlarına göre yaklaşmaz.
Şimdi yeni bir kararname hazırlanıyormuş.
Marmara fayı, kimseyi üzmemek ve kırmamak için İstanbul'dan 4800 kilometre kuzeye nakledilecekmiş.
Böylelikle kimsenin deprem korkusu kalmayacakmış.
Nakledildiği yerde ne mi olacak?
Onu da onların hükümeti düşünsün canım!
Clinton başkan, Türkiye şampiyon!
CLINTON artık Türkiye'de de çok popüler. Son olarak Ruslar'a attığı Çeçenistan fırçası ile şeriatçılarımızın da beğenisini kazanınca memlekette muhalifi kalmadı.
Başta kadınlar olmak üzere herkes Clinton'a meftun.
Bakın şu Allah'ın işine ki, Clinton'ın görev süresi bu yıl bitiyor ve ABD yasalarına göre bir daha aday olamaz.
Bizde de Cumhurbaşkanı'nın görev süresi bitiyor ve bizim yasalara göre o da bir daha seçilemez.
Ama Clinton'ın Türkiye'de seçilmesini engelleyecek bir şey yok.
Bir Türk'le evlenirse hemen vatandaş olur ve Cumhurbaşkanlığı'na aday olabilir.
Ve seçilir de.
Demirel'in dediği halk seçse uzak ara seçilir.
Daha ne istiyoruz.
Adam başarılı, iyi yönetici, ABD'yi abat etti.
Bize de yakışır.
Amerikalı olması hiç önemli değil.
Biz bir sürü Amerikalıyı milletvekili, bir Amerikalıyı başbakan yaptık.
Üstelik onlar tapondu.
Bu, Amerikalının hası ve iyisi.
Bir Amerikalıyı da cumhurbaşkanı seçmişiz, çok mu?
Milli takıma güvenin
İrlanda ile yaptığımız milli maçlar da tahmin ettiğim gibi sonuçlandı. İlk maç 1-1 biter, Denizli İrlanda’yı kazanmadan eler demiştim. Öyle oldu.
Futbolu ilim zannedip ahkám kesenler çuvalladı. Erman Toroğlu gibiler maç sonrası Denizli’nin haklı hakaretlerine maruz kaldılar.
Kazanan haklıdır. Kabzımallık birikimiyle spor yazarlığı yapanlar ise kendi zekalarına göre futbolu zor bir şey zannetikleri için haksız.
Denizli finallerde takımını gruptan çıkarır.
Sonrası... Belki...
Futbol Federasyonu Başkanı’nı başarılar için kutlarım. Ancak dün maçtan sonraki halini görenler bana hak verdiler. Böyle federasyon başkanı olmaz.
Şenes Erzik’e teşekkürler. Hatasını anladı ve Türk olduğunu son maçlarda da olsa hatırladı. FIFA hakem komitesi başkanı sıfatıyla son iki maça gelmesi, hakemleri hiç değilse tarafsız yaptı. Bu da bize yetti.
Bütün futbolculara teşekkürler. Son ana kadar onlara inanan iki kişiden biriydim. Hepsi muhteşemdi.
Ama Alpay bir milli zafer sonrasında giydiği tişörtle ayıp etti. Yapma Alpay, yaptırma Denizli...
Star televizyonu ise milli maçta bile çirkindi. Dağıttıkları gazeteyi sattık zannediyorlarsa bize ne?
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Farlarımızı hiç değilse hava kararınca yaktığımız zaman.
Paylaş