Paylaş
YENAL Ansen'i yargıdan kaçırma çabasına Kemal Derviş de ortak oldu.
Şimdi bürokratların imza atma korkusunun önüne geçmek için hazırlanan bir yasa ile aslında ‘‘bürokratlarla birlikte ülkeyi soyan siyasiler’’ korundu ve kollandı.
Yenal Ansen'i kurtarma girişiminin, devlet mekanizmalarını işletmekle ne alakası var Allah aşkına.
İmzadan korkan bürokrat Ansen değil ki!
Tam aksine Ansen korkmadan atmış imzaları, vermiş paraları Demirel'e.
Korkanlar bunlarla işbirliği halindeki siyasetçilerdi. Artık korkuları yok.
Ama korkmayı sürdürenler var.
Mesela BDDK Başkanı Engin Akçakoca.
Adamın durumu tam bir ‘‘komedi’’.
Devlet Bank Kapital'e el koyunca, Bank Kapital'in devlete olan borçlarını ödemek için bir kamu görevlisi olarak bir plan hazırlayan Akçakoca, bu planın altına Fon'un atadığı‘‘Genel Müdür’’ olarak imzayı atıp, planı BDDK'ya gönderiyor.
Aradan çok kısa bir zaman geçiyor ve aynı Akçakoca BDDK'ya başkan oluyor.
Kendi hazırladığı ve devletin lehine olduğunu düşündüğü için BDDK'ya onaya yolladığı plan şimdi önünde.
Ama imzalamıyor. Çünkü korku dağları bekliyor.
Bunu birkaç hafta önce de yazdık.
Engin Akçakoca'dan yazılı veya sözlü bir yanıt yok.
Sükut demek ikrar demek.
Kendi doğrusuna dahi sahip çıkamıyor olmak ilginç.
Benzer bir şeyi dün Ertuğrul Özkök de yazmış.
Sadece Bank Kapital mi?
Anlaşıp para ödemeye başlamak isteyen çok sayıda ‘‘borçlu’’ var.
Geçenlerde Nail Keçili'nin avukatı geldi.
Yani benim yazılarda dikkat çektiğim hususların yargıya intikali sonucu içeri atılan adamın avukatı.
Devlet 30 milyon dolarlık bir borç çıkarmış.
Ödemeye razılar.
‘‘Her ay 2 milyon dolar geri ödeme yapalım’’ demişler.
15 ayda borç bitecek.
Daha borç çıkarsa o da ayrıca ödenecek.
Üstelik bu paranın ödenmesi kanuna aykırı hareketlerden doğan cezaları ortadan kaldırmayacak.
Ama kimse ‘‘Tamam gel öde’’ demiyor.
Oysa plan kabul edilmiş olsa şimdiye kadar paranın neredeyse yarısı tahsil edilmiş olacak.
Sonra Derviş Bey ‘‘30 trilyon için’’ nefes almaya vergi, otoyola fahiş zam yapıyor.
Benim de asabım çok fena bozuluyor.
Ünsal: Biz profesyoneliz
SUPERONLINE Genel Müdürü Savaş Ünsal'ın Telekom Yönetim Kurulu'na aday olmasının yanlışlığına dikkat çekmiş ve ‘‘Ortada çıkar çatışması var. Ünsal Telekom'la davalı. Telekom'da kimin çıkarını savunacak?’’ diye sormuştum.
Savaş Bey önceki gün aradı.
‘‘Telekom'la davalı olduğumuz doğru. Ancak sadece biz değil, bütün ISP'ler Telekom'la davalık olacaktı. Davayı dernek olarak açacaktık. Dernek olarak açamayınca en hızlı davranan bizim avukatlar oldu. Bu şahsi bir dava değil, ISP sektörüyle Telekom arasında bir davadır’’ dedi.
O da bu görevi istiyor.
Yılların birikimini, deneyimini bu büyük kuruma aktarmaktan yana olduğunu söylüyor.
‘‘Bu bir borç ödemedir. Devletimiz bizden görev isteyince devlete olan borcumuzu ödemek için koşarız.’’ dedi.
‘‘Ya Superonline'daki göreviniz. Sektörünüz ile Telekom arasında çıkar çatışması olduğunu siz söylediniz’’ dedim.
‘‘Ben profesyonelim’’ dedi. ‘‘Bugün Superonline Genel Müdürü şapkamla bu taraftayım. Yarın başka şapka başka taraf. Profesyonellik bu. Superonline gelmeden önce de başka yerlerdeydim.’’
‘‘Bu sözlerinizden Telekom yönetimine girmeniz halinde Superonline'daki görevinizden istifa edeceğiniz sonucu çıkıyor. Öyle mi?’’ diye sordum.
Güldü Savaş Bey. Net bir yanıt vermedi. ‘‘Gereği neyse yaparız. Dediğim gibi profesyonelim ben’’ dedi.
‘‘Yani istifa edeceksiniz’’ dedim.
‘‘Gereği neyse yaparız elbet’’ dedi.
Yapar herhalde...
Basının gücü
SAKARYA MHP İl Başkanı geçtiğimiz günlerde anlaşmazlığa düştüğü Sakarya Devlet Hastanesi Müdürü'nü, hastaneye yolladığı üç ülkücü militana dövdürmüştü.
Hürriyet Gazetesi de bu olayı haber yapmış ve ‘‘MHP il başkanı hastane müdürünü dövdürdü’’ demişti. Haber kimseyi şaşırtmamıştı. MHP değişmeye çalışsa da, bazı MHP'liler kolay kolay değişmiyordu.Fakat Hürriyet'in haberi etkili oldu.
Haberi görünce Hastane Müdürü'ne iyice sinirlenen MHP İl Başkanı, bu kez üç kişilik ‘‘dayak ekibi’’ni 8 kişiye çıkararak hastaneye yollamış ve müdüre bu kez daha ‘‘temiz’’ bir sopa atmışlar. Müdürün bu seferki suçu ‘‘olayı basına aksettirmek’’.
Dün bunu haber yapıp yapmamayı tartıştık.
Öyle ya, biz haber yaptıkça müdür dayak yiyor. Bir dahaki sefere 20 kişi yollayabilirler.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sadece kendimizden daha fazla çalanlara kızmanın hırsızlığı ortadan kaldırmayacağını anladığımız zaman.
Paylaş