Fatih Altaylı: Bindiği dalı kesenler

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Turizmcilerin feryadını buradan sık sık duyurdum. Ancak bir okurumdan gelen faks, kimi turizmcilerin de kendi sorunlarına yabancı olduklarını anlatıyor.

Okurum yurtdışından gelen misafirlerini turistik bir otele yerleştirir.

Yeni pırıl pırıl bir tesise.

Akşam misafirlerini alıp yemeğe götürmek üzere otele gider. Ancak misafirler otelden çıkmak istemezler.

Çünkü otelin barmeni, yabancı misafirlere sokağa çıkmanın tehlikeli olduğunu, sokakta her an bombaların patlayabileceğini anlatmıştır.

Tedirgin olan turistler de otelde kalmayı tercih ettiklerini söylerler. Barmen niye mi böyle davranıyor dersiniz? Çok basit. Turist otelden çıkmasın ve otelde daha fazla para harcasın diye... Üç kuruşluk hesap için bindiği dalı kesen turizmciler de bizim ülkeye has olsa gerek...

Ecevit, emri vereni bulmalı

İşin cılkı çıkmış vaziyette.

Ankara Emniyeti içinden iki polis, Başbakan Bülent Ecevit'in telefon kayıtlarını inceleyecek kadar azıtmış.

Bu polisler cezalandırılacak.

Ancak önemli olan bunların cezalandırılması değil.

Bu polislere bu işi yapma emrini kimin verdiği ve o emri veren kişinin, bilgileri kime aktardığı.

Bülent Ecevit bu işi sonuna kadar takip etmek zorunda. Başbakanı olduğu bakanlığa bağlı birilerinin, kimin yönlendirmesiyle bu işi yaptırdığını bulursa, koynunda beslediği yılanların kimliğini de açığa çıkarmış olacaktır.

Trafiğin yanıtı hiç inandırıcı değil

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden Trafik Vakfı tarafından çekilen ve her nedense ceza kesilmeyen otomobillerle ilgili bilgi geldi.

İlk yazımdan sonra İstanbul Emniyeti konuyla ilgilenince, ben de emniyete elimdeki pek çok şikáyetten birini ‘‘örnek vaka’’ olarak bildirmiştim.

Araştırma yapılmış ve yanıt yollanmış.

Diyorlar ki:

‘‘Yazınızda bahsettiğiniz araç usulsüz park halinde iken .. nolu ekip tarafından aracın plakasına göre ihbarname tanzim edilmiş olup, araç sahibinin uzun süre aranıp bulunamamış olması nedeniyle, cezai işlemin tamamlanmasından sonra çekici marifeti ile bulunduğu yerden kaldırılarak İstanbul Trafik Vakfı'na götürülmüş ve araç çekme ücreti ile otopark ücreti araç sahibinden tahsil edilerek araç serbest bırakılmıştır.

Araca ceza tutanağı tanzim edilmediğine ilişkin iddia gerçek dışı olup, araç park halinde iken tanzim edilen ve aracın ön camına bırakılan ihbarlı trafik ceza tutanağının bir örneği size gönderilmiştir.’’

Evet gönderilmiş.

Elimde bir ihbarlı ceza tutanağı var. Ancak üzülerek söylüyorum ki, ben bu tutanağı çok inandırıcı bulmadım.

Çünkü çekilen araçlarda hiçbir zaman böyle bir şey olmuyor.

Sevgili okurlar, siz de biliyorsunuz ki, otomobiliniz çekildiği zaman çekildiği yere gidiyorsunuz, önce cezayı ödüyorsunuz, sonra çekici ve park parasını ödeyip aracı alıyorsunuz.

Çekilen araçların ön camına ihbarlı ceza tutanağı bırakılmıyor.

Çünkü gerek olmuyor.

Araç sahibi otomobilini almaya mecburen geldiği için böyle bir uygulama yok. Bırakılsa bile aracınızı alırken cezayı ödüyorsunuz.

Bu yanıtı yollayan, beni saf sanmış. Teşekkürler... İnanmadım.

Kusura bakmayın...

NOT: Sayın ilgililer, sizi herhangi bir şeyle suçladığımı düşünmeyin lütfen. Sadece uygulamanın çok doğru olmadığını düşünüyorum. Cezamızı ödeyelim. Çekici parasını da ödeyelim.

Ama keyfi uygulamalar olmasın.

Gecenin starları

Televizyonlarda gece haberleri ana haber bültenlerini solluyor.

Ana haber bültenlerinde izlenme oranları giderek düşerken, gece haberleri giderek yükseliyor.

Bunun temel nedeni, gece haberlerini sunanların son derece başarılı olmaları.

Bu habercilerden ikisi diğerlerine göre öne çıkıyor: Defne Samyeli ve Gülbin Tosun.

Biri Kanal D'nin, diğeri Show TV'nin gece habercisi. Defne gece performansıyla zaman zaman ana haber bültenlerinden çok izleniyor.

Düzeyli, konularına hákim.

Pırıl pırıl...

Gülbin Tosun da öyle.

Onu Kanal E'den beri izliyorum. Kanal E'de son derece başarılı bir performans gösterirken Show TV tarafından akıllı bir kararla transfer edildi. Her geçen gün daha iyi olan Gülbin Tosun bilgili ve becerikli.

Defne ile Gülbin'in ortak yönleri kültürleri ve habere hákimiyetleri.

Soru sormayı, cevap almak için sıkıştırmayı becerebiliyorlar.

Her ikisi de birer metin okuyucu değil, birer anchorwoman olma yolundalar. TRT ekolünden sonra yetişen iki önemli isim. Bu kızları bir gün ana harberde görürüz inşallah.

Şimdi de su parası rezaleti

Belediyeler tam deli dumrul olmuş da heberimiz yokmuş.

Kaldırım parasından sonra şimdi de su parası rezaleti var. Bu kez Bağcılar Belediyesi'nde...

1995 yılında saatleri takılan Bağcılar Demirkapı Mahallesi sakinlerinden şimdi durduk yerde geçmiş dönem borcu adı altında 40 milyon lira isteniyor. Geçmiş dönem borcu dedikleri, uydurma bir Kanal Hizmet Bedeli... Ortada kanal yok, bir şey yok ama bedeli isteniyor.

Tam rezalet.

Rezaletin kaynağı ise İSKİ...

Anlaşılan Büyükşehir Belediyesi'nin ona buna peşkeş çektiği paraları İSKİ bu yolla halktan tahsil ediyor.

Helal olsun onlara bu para...

40 milyon ne ki, 400 milyon istesinler...

İsteyenin bir yüzü kara. Vermeyen zenci.

Ama bu parayı veren namert...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Soygun düzeninin din veya imanla alakasının olmadığı anlaşıldığı zaman...



Yazarın Tüm Yazıları