O yazıları yazanlar üzülmesinler ama ne yazık ki, bu arayanların sayısı pek de fazla olmuyor.
Ben de okurlarıma diyorum ki:
‘‘Boş verin. Takmayın. Ben takmıyorum. Zaten kendileri de kimsenin onları takmadığını bildikleri için bana sövüyorlar.’’
Gerçekten umursamıyorum.
Hatta seviniyorum. Sayemde Türk basınında iş bulması mümkün olmayan bazı
‘‘yeteneksiz’’ meslektaşlarım iş buluyorlar. İsdihdamı artırıyorum.
Onlar bana söverken ben onların yıllar sonra gelecekleri noktalara doğru yazıyorum.
Yıllardır olduğu gibi.
Hatırlayın, yıllarca
Uzan Grubu'nun yaptıklarını yazdım. Tek başıma.
O zaman
‘‘Altalyı'yı karalama korosu’’ yine işbaşındaydı.
Benim yazdıklarıma
‘‘medya savaşı’’ dediler, bana olmadık hakaretler savurdular.
Şimdi bakıyorum, bütün gazeteler benim o gün yazdıklarımı arşivlerden çıkarıp
‘‘manşet haber’’ diye veriyorlar.
Dün Vakit Gazetesi bile benim yaklaşık 2 yıl önce kaleme aldığım
Cem Uzan'ın askerliğini kendini Suudi Arabistan'da işçi gibi gösterip bedelli yapmasını manşete taşımış.
Ben yazarken medya savaşıydı. Şimdi
‘‘hak savaşı’’.
Tercüman ise benim neredeyse üç yıl önce yazdığım bir haberi dün manşet yapmış.
Murakıp raporlarına rağmen dönemin iktidarının
Murat Demirel'in bankasına müdahale etmediğini, bankanın batık olduğu bilindiği halde müthiş reklamlarla vatandaşın parasını topladığını yazmıştım.
Bununla ilgili murakıp raporlarının sümenaltı edildiğini ve hatta intihara teşebbüs eden
Hikmet Uluğbay'ın intihar girişiminin arkasında bu raporların gizlenmesinin olabileceğini iddia etmiştim.
Benim neredeyse üç yıl önce yazdığım bu olay dün Tercüman'ın manşetindeydi.
Ben bugün yine böylesine önemli gerçekleri yazıyorum. Hırsızların işbirlikçileri ve tetikçileri bana sövüyorlar.
Ağızlarına sağlık.
Üç yıl sonra benim bugün yazdıklarımı
‘‘rezalet’’ diye manşete taşırlar nasıl olsa.
Hız sınırı değişti, polislerin haberi yok
ARAZİ aracı olarak değerlendirilen, 4 tekerlekten çekişli araçlarla ilgili hız sınırlamasını eleştiren yazılar yazdım.
Konuyla ilgilenen İçişleri Bakanlığı, ilgili diğer iki bakanlık Bayındırlık ve Ulaştırma ile birlikte bu yanlışı düzeltti.
En azından bana
‘‘düzeltildiğine ilişkin’’ bilgi verdiler.
Arazi araçları da aynen otomobillerin tabi olduğu hız sınırına tabi olacaklardı.
Fakat galiba bu düzeltme, polis teşkilatına duyurulmadı. Çünkü hálá pek çok okurum 70 kilometrelik hız sınırını aştıkları için kesilen cezaların makbuzlarını bana yolluyorlar.
Ben de bu yazıyı yazdıktan sonra aynı makbuzları İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'ya yollayacağım.
Kamyonla motosiklet bir olur mu?
HAZIR trafikteki aksaklıklara ve saçmalıklara değinmişken, bir
‘‘saçmalığı’’ daha gündeme getirmekte fayda var.
O saçmalık da, Boğaz köprülerinin ve otoyolların tarifesi ile ilgili.
Boğaz koprülerinden otomobiller 2 milyon liraya geçiyor. Küçük kamyon ve kamyonetler de aynı fiyat.
2 akslı olmak kaydıyla küçük otobüs, büyük otobüs ve kamyonlar da bu tarifeye göre köprülerden 2 milyon liraya geçiyorlar.
Saçma değil mi? Saçma. Ama asıl büyük saçmalık şimdi geliyor.
Motosikletler de aynı fiyata, yani 2 milyon liraya geçiyorlar. Bir yanda 10 tonluk kamyon ya da otobüs, diğer yanda 150 kiloluk motosiklet.
İkisi de aynı fiyat.
Oysa Karayolları Genel Müdürü'nün verdiği bilgiye göre bir kamyonun yola verdiği zarar 3000 otomobilinkine eşit. Herhalde en az 30 bin motosikletinkine eşittir.
Ama tarife aynı.
Hayli acayip bir durum.
Oysa bana sorarsanız motosikletlerden para bile almamak lazım.
Bakalım Karayolları ne diyecek?
Avrupa Avrupa duy sesimizi
DÜN posta kutuma Fenerbahçe'nin önümüzdeki sezon Avrupa'da oynayacağı maçların programı geldi.
Fenerbahçe Başkanı
Aziz Yıldırım bizi evlerimizden aldırıp herhalde bu maçlara götürecektir..
Programı aşağıda veriyorum:
1- Beşiktaş-Fenerbahçe (İnönü Stadı)
2- Galatasaray-Fenerbahçe (Olimpiyat Stadı) (Ali Sami Yen de olabilir.)
3- İstanbulspor-Fenerbahçe (Güngören Belediye Stadı)
Fenerbahçelilere gelecek sezon Avrupa'da oynayacakları maçlarda başarılar dileriz.
NOT: Ali Yıldırım'ın, ağabeyi
Aziz Yıldırım'ın Galatasaraylı amigoları evlerinden aldırıp dövdürdükleri yolundaki sözlerine Ultraslan Derneği'nin eski yöneticilerinden yanıt geldi.
Aziz Yıldırım İstanbulspor-Fenerbahçe maçında kendisine küfredenlerden sadece
Yusuf Azuz'u
‘‘evinden aldırıp’’ dövdürmüş.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Devleti ve milleti soyarak zengin olanlar, şan, şeref edebiyatı yaparak kurtulmaya çalışmadıkları zaman.