Ben eğer bu şehirde yaşıyorsam sormak hakkım değil mi? Belediye’ye diyemez miyim; bu sergileri hangi kriterlere göre açıyorsunuz? Soramaz mıyım; bir sanat eserini sergileme adabı bu mudur?
İsteyen istediği yerde istediği sanatçının istediği eserini sergiler. İsterse duvarlarını en avangart video enstalasyonuyla donatır, ister bir sokak sanatçısının eskizleriyle... Beğenirsen ne ala, beğenmezsen bir daha uğramazsın. Fakat bazı özel durumlar var ki böylesine basit bir tavır alarak geçiştirilmeyebilir. Örneğin bir şehrin kalbinin attığı altın noktaları kontrol edebilen seçilmiş kişilerin sanat anlayışı ve sergi adabı enine boyuna sorgulanabilir. Sorgulayacağım çünkü buranın bir sakini olarak buna hakkım var. Bir süredir İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Harbiye’deki Cemal Reşit Rey (CRR) ve Beyoğlu’ndaki Tarık Zafer Tunaya’da (TZT) açtığı sergileri izliyorum. Ebru, tezhip, hat gibi geleneksel Türk el sanatlarını ön plana çıkarmayı tercih ediyorlar. Bazen de dişçiyken ressam olan, dekoratörken ağaç oymacılığına merak saran ya da bir kursa devam edip tezhip sanatını öğrenen kimselerin eserlerini sergilemeyi uygun buluyorlar. Türk el sanatlarını ya da yarı amatör sayılabilecek sanatçıları desteklemekte hiç kötü bir yan yok. Buna burun kıvırmak cahilce ve sersem bir seçkincilik çukuruna düşmek olur. Benim derdim önce bu sanat eserlerinin kim tarafından hangi kriterlere göre seçildiğini anlamak. O yüzden sergi davetiyelerinde tek imzası olan Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Numan Güzey’i aradım. Bana CRR ve TZT gibi İstanbul’un her yanına yayılan belediyeye ait mekanlarda sergi açmak isteyen kişilerin kendilerine başvurduğunu, kültür kurulunun bu başvurular arasından bir seçim yaptığını anlattı. Kimlerden oluşuyor bu kültür kurulu diye sordum: “İskender Pala hocamız, Nevzat Bayhan ve ben...” Peki kurulu inceleyelim: 1. Prof. Pala Türkiye’de yetkin bir isim ama en çok Divan Edebiyatı konusunda... Elbette el sanatlarıyla ilgili engin bilgileri vardır dolayısıyla Belediye’nin kendisine belirlediği sanat çizgisi için doğru bir isim olabilir. 2. Nevzat Bayhan Kültür A.Ş Genel Müdürü, yıllarca Zaman Gazetesi ve Cihan Haber Ajansı’nda köşe yazarlığı ve yöneticilik yapmış eski bir gazeteci... 3. Eskinin Bayrampaşa Altıntepsi imamı, bugünün Kültür Daire Başkanı Numan Güzey ise Başbakan Erdoğan’ın 30 yıllık ahbabı, aynı zamanda avukatı. Yani bir hukuk adamı.
LCD EKRAN DA KATI’ SERGİSİNE DAHİL MİYDİ?
Bir gazetecinin, bir din adamının ya da bir avukatın bir araya geldiğinde İstanbul’un ufkunu genişletecek bir sanat görüşü olabilir... Bunun için sanat eğitimi almış olmaya hacet yok. Ya da bu kurul sesini duyuramayan amatör sanatçılar arasından cevher keşfetme kabiliyetine sahip olabilir... Ben bu şartlarda böyle bir ihtimali öngöremiyorum diye, yoktur demek değil. Fakat sergi açmanın, ne olursa olsun bir sanat eseri sergilemenin bir adabı vardır. İşte bunun için bu işi ciddiye almak ve biraz uluslararası standartlar neymiş takip etmek elzem. CRR gibi bir kültür merkezinin girişindeki iki kanatta son derece geniş bir alana sahip olacaksınız ve katı’ eserlerini lambiri duvarlarda, eğreti çubukların üstüne asacaksınız! Kopan çubukları hiç de estetik görünmeyen iptidai yöntemlerle tutturacaksınız! Ya da eserlerin arasında, orta yerde bir adet kocaman LCD ekran durmasından rahatsız olmayacaksınız! TZT gibi bir merkezin girişindeki bir odayı sergi alanı olarak tahsis edeceksiniz ve eserlerin bir kısmını aydınlatacak, bir kısmını gölgede bırakacaksınız! Küçücük odanın girişine uyduruk bir masa yerleştirip eskimiş, sayfaları elde kalan bir ajandayı ziyaretçi defteri olarak devşireceksiniz! Kusura bakmayın ve de nolur alınmayın ama bana göre bu rüküşlükten başka bir şey değildir. Sağ sanat sol sanat diye ayırım yapmasanız... “Bizim çevremizden niye iyi sanat çıkmıyor” diye kör bir hırsa gark olmasanız... Sergi kurmayı ve düzenlemeyi bilen birinden yardım isteseniz... Yine istediğiniz eserleri, istediğiniz sanatçıları ağırlasanız ama olması gerektiği gibi... Böylece bizi İstanbul’un göbeğindeki rüküşlük vesayetinden kurtarsanız... Çok harika olmaz mı?