Paylaş
Farklı inançlara yeterince saygı göstermeyen bir ülkede ‘İnanç Turizmi’ olmaz.
Eğer siz her ağzınızı açışta nüfusunuzun %99’unun Müslüman olmasıyla övünüyorsanız orada ‘İnanç Turizmi’ nden bahsedilemez...
* * *
Ha Kâbe’ nin anahtarları elinizdeyse o ayrı...
Bu durumda Suudi Arabistan gibi sadece Müslümanlara dönük bir turizm destinasyonu olursunuz, o kadar.
* * *
Lafa gelince binlerce yıldır farklı inançlara beşiklik ettiğimizi söyler dururuz.
Anadolu’ya kaçan havariler, Osmanlı’ya sığınan Yahudiler, yüzlerce yıl farklı inanç sahiplerini bir arada yaşatan ‘millet sistemi’ vs.
İyi de tüm bunlardan geriye kalan ne?
20. yüzyılın başında İstanbul nüfusunun yarıdan fazlası farklı dinlerdendi...
Peki ya bugün?
Neredeyse parmakla sayılacak kadar az!
* * *
Rum, Yahudi, Ermeni, Süryani bu toprakları şu ya da bu sebeple ‘terk etti’ diyelim...
Peki ya geride kalan eserler?
Saymakla bitmez...
Ama lütfen National Geographic dergisinin Dünya İnanç Turizmi Haritası ’na bir göz atın, içiniz acıyacak...
Haritada son yıllarda yoğun ilgi gören dört merkeze özellikle yer verilmiş.
Türkiye sıralamada yok, bomboş!
Dünyanın ilk kilisesi St. Pierre Antakya’da.
Hz. İsa ’ya inananlar, Hıristiyan adını ilk kez bu kilisede almış.
Vatikan kilisenin onarımı için defalarca teklifte bulunmuş, Papa 6. Paul 1963’te St. Pierre ’i Hac yeri olarak ilan etmiş, ama nafile...
Hıristiyanlığı dünyaya yayan Aziz Paul Tarsus doğumlu adına yapılan kilise harap!
Hz. İbrahim’e ev sahipliği yapan ve kutsal kitaplarda adı geçen Harran ‘inanç turizminin’ Kâbe’si kim takar...
İznik Konsül’ü orada perişan halde öylece duruyor...
Sümela Manastırı yıllarca ibadete kapalı tutuldu.
* * *
Maksadım içinizi karartmak değil.
Aksine bu yazıyı iyi bir haber vermek için yazıyorum.
Her yıl yaklaşık 300 milyon kişi ‘İnanç Turizmi’ yapıyor.
Şimdiye kadar Türkiye’ye gelenlerin sayısı on binlerle sınırlı...
Oysa Kültür Bakanlığı’nın attığı sembolik bir adım şimdiden kartopu etkisi yarattı.
Bakanlık yılda bir kez ayin yapılabilecek ibadethaneler listesine bu yıl Sümela Manastırı ve Akdamar Kilisesi’ni ekledi.
Manastır’da Patrik Bartholomeos’un yöneteceği ayin yarın.
İslam dünyası Ramazan’ı kutlarken Ortodokslar Meryem Ana gününü kutluyor.
Bu ayin için sadece Yunanistan’dan gelen turist sayısı 10 bini aşmış.
Bırakın Trabzon’u, Samsun ve Ordu gibi civar illerde bile otel bulmak imkânsız.
* * *
Benzer bir telaş da Van’da yaşanıyor.
19 Eylül’de Akdamar’da yapılacak ayin için Ermeni diasporası şimdiden yollara düşmüş.
Ne altyapı ne de otel kapasitesi yeterli.
Yurt dışında tanıdığım Rum ve Ermeniler otel bulmam için beni bile aradılar...
* * *
Türkiye uzun yıllar korkularla yaşadı.
‘Rumlar Trabzon’da Pontus Devleti kuracak. Ermeniler Van’ı başkent yapacak. Yahudiler Güneydoğu’da Büyük İsrail Devleti’ni kuracak!’
Cek, cek, cak...
Ama bakın Türkiye korkulardan arınıp farklılıklarına sahip çıktıkça her konuda Türkiye’yi günah keçisi ilan edenler korku siyasetine sarılıyor.
Dünyanın dört bir tarafından Ermeniler 19 Eylül’ü iple çekerken Ermenistan’da siyasetçiler ‘boykot’ çağrısı yaptı.
Öyle ki iktidardaki partinin sözcüsü Eduard Sharmaznov Türk hükümetinin Akdamar kilisesini bir gün için açma kararını ‘propaganda ve provokasyon’ olarak
niteledi.
* * *
Allahtan Ermenistan’ın dini lideri 2. Karekin boykot çağrısını reddederek, ‘bu iki taraf için de bir fırsat’ dedi.
Benzer bir sağduyu çağrısı da Trabzon’u karıştırmak isteyenlere karşı Patrik Bartholomeos ’tan geldi.
‘Ayin sadece dini düzeyde kalacak. Hiçbir bozuk ses çıkmasını istemiyoruz?’
Yarın önemli bir gün.
Sadece Dünya İnanç Turizmi Haritası ’nda yer kapmak için değil.
Bu topraklarda her türlü inanç ve inançsızlığın bir arada yaşayabileceğini görmek için...
Türkiye’nin İnanç Haritası’nı yeniden çizebilmek için...
Paylaş