Paylaş
Ona kalsa siyasala gidip önce “kaymakam” sonra da “vali” olacaktım.
Ticari risklerden yıldığı için kafayı devlet memurluğuna takmıştı.
Bütün itirazına rağmen ben “gazeteciliği” seçtim.
Futbolcu olmak istedim “Asla” dedi.
Okul takımından onun zoruyla ayrıldım...
Anne babaların en büyük kâbusudur...
“Acaba çocuğum hangi alanda daha yetenekli?”
Sporcu mu olsun sanatçı mı?
Memur mu iş insanı mı?
Daha lisede karar vermek lazım...
Sosyal bilimler mi matematik mi?
Kimi gerçekten çocuklarını yeteneklerine uygun bir biçimde yönlendirmek adına yapar bunu, kimi ise kendi hayallerini çocukları üzerinden gerçekleştirmek için.
Bu yüzden kimi anlamaya çalışır, kimi kafasındaki modeli dayatmaya...
Bu yazı anlamaya çalışanlar için...
Kadın ya da erkek fark etmiyor, genetik kodumuzun % 99’u aynı.
Yani 30 bin genin içerisinde bizi biz yapan şey o yüzde 1’lik kısım.
Öyle bir yüzde bir ki bu cinsiyetimizi de o belirliyor, yetenek ve zaaflarımızı da...Her şey o yüzde birin içinde
şekilleniyor.
Kimliğimiz, kişiliğimiz, inanç ya da inançsızlığımız...
Öyle ki artık iş geldi DNA’mızdaki Tanrı Geni, Sanatçı Geni, Sporcu Geni, Girişimci Geni, Lider Geni’ne dayandı...
Genetik bilimlerde gelinen son nokta gerçekten şaşırtıcı.
Mesela Genetic Technologies adlı Avustralyalı bir şirket Avrupa, Japonya ve ABD’de çok ilginç bir test uyguluyor.
Aileler akın akın çocuklarını yanlarına alıp ACTN3 testi yaptırıyor.
Bu test en basit anlamıyla çocuğunuzun genetik olarak hangi spor dalında daha yetenekli olduğunu ortaya koyuyor.
Bu yüzden Spor Geni Testi adını takmışlar.
Fiyatı 148 dolar.
Çocuğun ağzından alınan sıvılar üç hafta içinde laboratuvarda analiz ediliyor ve posta kutunuza çocuğunuzun ACTN3’ün hangi versiyonuna sahip olduğunu anlatan rapor geliyor.
Öyle detaylı ki sadece “Spora yeteneği var” denmiyor, hangi spor dalına daha yatkın olduğu söyleniyor...
Yüzme ve koşu gibi uzun soluklu sporlara mı, yoksa kas gücü gerektiren sporlara mı?
Elbette ACTN3 tek başına bir çocuğu atlet ya da yüzücü yapmıyor.
Genetik kodunun bu sporlara daha meyilli olduğunu ortaya koyuyor.
Bu tip test ve araştırmaları
tehlikeli bulan da var, sonuna kadar destek olan da...
Bütün mesele bu bilgilerin nasıl kullanılacağında düğümlü.
Akıntıya karşı kürek çekmek imkânsız.
Bir diğer örnek iş dünyasından.
Scott Shane geçen ay yayımlanan “Born Entrepreneurs Born Leaders” kitabında doğuştan girişimci ve lider kavramının genetik olarak gerçekliğini anlatıyor.
Yani içinizdeki CEO ya da Girişimci Geni’ni keşfetmeniz gerekiyor.
Öyle ki zengin ya da fakir
olmanızda bile en önemli faktör genleriniz.
Mesela maaşınızın yüksekliğinde DNA’nızın etkisi % 45’miş.
İş performansınız büyük ölçüde genlerinize bağlı...
Shane; “Yakında iş başvurularında standart CV’nin yanında Genetik CV’niz de olacak. Böylece kim hangi işte daha verimli, daha mutlu en baştan bilinecek...” diyor.
Tüm bu anlattıklarım kimilerine ürkütücü gelebilir, ben aynı fikirde değilim.
Çünkü genler kaderimiz değil ama kaderimizin en önemli belirleyicisi.
Genetik CV’miz tek başına bizi ne atlet, ne yüzücü, ne ressam, ne de
CEO yapar...
Ama o yolda çok daha bilinçli yürümemizi sağlar...
Böylece doğuştan genlerimizi belirleyen anne ve babalarımız hiç değilse doğumdan sonra çocuklarına DNA’larına aykırı bir kariyer dayatamazlar...
Paylaş