PaylaÅŸ
Ha bir de yıllarca başkanlığını yaptığı Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği ve şimdilerde heyecanla yürüttüğü TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanlığı’ndan dolayı sektörün "Hanım Ağası" o.
Gerçi kendisini kadın girişimcilere adamış bir işkadını olarak erkeksi tanımlamalardan hoşlanmıyor ama erkekler dünyasının inceliklerini ve eksikliklerini iyi bilen öncü bir işkadını o.
Bu yüzden olsa gerek, Anadolu’da özellikle kadınlar arasında son yıllarda gizliden gizliye bir "Aynur Bektaş efsanesi" dolaşıyor.
Öyle ki kurumsal imaj konusuna takık şehirli bir arkadaşım bile onun "iş dünyasının gizli kadın kahramanı" olduğunu düşünüyor.
Fakat benim bu yazıyı yazma sebebim organizasyon becerisi hayli yüksek, yerinde duramayan, tuttuğunu koparan Aynur Bektaş değil.
Onun yeterince önemsenmeyen, "çapı küçük, etkisi çok büyük işleri."
Yıllarca çalıştığı TÖBANK’ta en alt kademeden genel müdürlüğe kadar çıkan Aynur Bektaş’ın 1992’de emekli olduktan sonra eşi Süreyya Bektaş’la birlikte İstanbul’da 500 metre karelik bir atölyede başlattığı tekstil serüveni zamanla HEY Gruba dönüşerek onu İSO 100’ün başarılı patronlar listesine kadar taşıdı.
"Çapı küçük etkisi büyük" işlerden ilkini ise 3 yıl önce memleketi Çankırı Çerkeş’e 5 milyon dolarlık yatırımla açtığı konfeksiyon fabrikasıyla başlattı.
Fakat o günlerde bir çokları gibi ben de bu yatırımı "doğduğu topraklara sahip çıkma" dürtüsü olarak görmüş; takdir etmekle birlikte fazla önemsememiştim.
Arkasından geçen yıl eşi Süreyya Bektaş’ın memleketi Nevşehir’de Hacı Bektaş’a 3 milyon dolarlık yatırımla yeni bir konfeksiyon fabrikası daha kurdu.
"Valla bravo Aynur Hanım"a diye düşündüm ama bu kez de yatırımı eşinin doğduğu memlekete vefa ifadesi olarak gördüm.
Derken Kastamonu ve 5 milyon dolarlık Batman yatırımı geldi.
O zaman anladım ki Aynur Hanım’ı Anadolu’da yatırıma çeken basit bir hemşehricilik kaygısı değil. Onun derdi başka...
Bir kere, bizim İstanbul’dan bakıp ölçek itibariyle çok da önemsemediğimiz bu yatırımların her biri kuruldukları illerin "ya ilk ya da en büyük fabrikası."
Dolayısıyla o bölgelerde yarattığı katma değer, "ne olacak canım hepi topu 4 şehirde 20 milyon dolarlık yatırım!" diyerek bıyık altından gülünemeyecek kadar önemli.
İkincisi, Bektaş’ın bu yatırımlarını Anadolu’ya yapılan diğer yatırımlardan ayıran çok önemli bir özellik daha var. HEY Tekstil’in kurduğu fabrika ve atölyelerde güvenlik hariç, hemen hemen bütün işleri kadınlar yapıyor.
Yani çalışanların neredeyse tamamı kadın.          Â
Zaten Bektaş, geçen hafta Referans’ta Jale Özgentürk’e anlattı; illerine yatırım yapılması için gelenlere ancak iki şartla evet diyormuş: "Yeri ve işçisi, özellikle kadın işçisi olan alo desin nerede olursa olsun yatırıma hazırım."
Fakat Aynur Hanım benim için asıl şaşırtıcı bilgiyi geçen cuma akşamı CNBC-e’nin düzenlediği "İş Dünyasının En İyileri" ödül töreni öncesinde kendisiyle yaptığımız sohbette verdi.
Sıkı durun söylüyorum.
Üçüncü ve bence en önemli fark, doğduğu topraklara vefadan kadın girişimciliğine tüm ulvi amaçlarının yanı sıra Aynur Hanım’ın kadın işgücü üzerine kurulu iş modeliyle yaptığı yatırımların hepsi kârlı yatırımlarmış.
"Hatta belki inanmayacaksınız ama Hacı Bektaş’a yaptığımız yatırım bir yıl içinde kendisini amorti etti" dedi.
"Nasıl oldu?" dememe kalmadan 1 yılda kendisini amorti eden mucizevi yatırımın sırrını verdi: "Çünkü öylesine sarıldılar ki işyerlerine çoğu zaman işçi değil, patron gibi davranıyorlar. Yeni biri mi alınacak, bakıyorum işyerine getireceği maliyeti ve katkıyı benden önce onlar hesaplamış. İşlerini her anlamıyla sahiplenmiş durumdalar..."
Türkiye’de resmi rakamlara göre 72 bin kadın girişimci var.
Aynur BektaÅŸ, sadece Anadolu’nun dört bir tarafına kadın iÅŸ gücünü harekete geçirmek için açtığı fabrikalarla öncülük etmiyor, aynı zamanda Kadın GiriÅŸimciler Kurulu BaÅŸkanı olarakÂTürkiye’nin her tarafından kendisi gibi 10 bin kadın giriÅŸimci çıkarmayı hedefliyor.
Şu anda bütün enerjisini bir zamanlar "kadın intiharlarıyla" gündeme gelen Batman’da 600 kadının çalışacağı 5 milyon dolarlık yatırıma vermiş.
Çünkü yakında Diyarbakır, Kayseri ve Bursa’dan Türkiye’nin kadın girişimcilerini ortaya çıkaracak "kadın girişimciler projesini" başlatacak.
Kurulun Diyarbakır üyesi Nilüfer Baran ve Bursa üyesi Sena Kaleli, hazırlıkları son sürat tamamlıyor. Fakat Bektaş, "onları harekete geçireceksem, benim örnek olmam gerekir" diyor.
Bu yüzden yıl başında eski Tekel Hangarı’nda açacağı konfeksiyon fabrikası için vızır vızır çalışıyor. Batman’ın vizyoner Valisi Recep Kızılcık, İstanbul’a gelip Aynur Hanım’ı yatırım için ikna etmekle kalmamış, bir yandan da Bektaş’ın yatırım şartlarının altyapısını hazırlamış. 300 kadın aylardır tekstil ve konfeksiyon kursunda eğitim görüyormuş.
Bir yanda yıllardır süren terör ve önceki gün başlayan sınır ötesi operasyon, diğer yanda sıcak paradan kazanılan tatlı karlar...
Hani diyorum mümkün olsa da Anadolu’ya göndermek için yüzlerce Aynur Bektaş klonlasak!
Gerçi fantezi yapmaya gerek yok. Bu hızla giderse Aynur Bektaş, çok kısa sürede Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce kadın girişimci çıkaracak.
Baksanıza daha şimdiden kimsenin yatırım yapmak istemediği illerde bir yılda kendisini amorti eden fabrikalar kurmuş.
İş dünyası ona boşuna "Atom Karınca" demiyor.
PaylaÅŸ