Size servis yapan bir garson veya uçakta hizmet eden hosteslerin sıra dışı detaylara sahip, "tasarım" ve "şık" bir giysisi olması hoşunuza gitmez mi? Dressbest Uniforms’un ortaklarından kostüm tasarımcısı Canan Göknil, uzun yıllardır birçok şirketin üniformalarına imza atıyor.
Türkiye’de ilk kez üniforma tasarımları ve uygulamaları gerçekleştiren bir şirketin sahibi olan Tülin Yazıcı, kızı Melis Yazıcı ve ödüllü kostüm tasarımcısı Canan Göknil ile birlikte "Dressbest Uniform"u kurdu. Müşterileri arasında uluslararası otel zincirleri ile havayolları olan şirket, tasarımı konfor ve teknolojiyle birleştirerek bu alanda kendine farklı bir yol çiziyor. Canan Göknil’den bu konseptin detaylarını dinledik.
n Neden özgürce koleksiyonlar oluşturmak yerine, bu alanda tasarlamayı seçtiniz?
- Bu tarz tasarımlar yapmak aslında asıl mesleğim olan kostüm tasarımcılığının, yani tiyatroculuğun gereği... Tasarım disiplinim; kostümlerini hazırladığım oyunlarda eser, yönetmen, ışık ve malzeme tekniği gibi bileşenlerin bütününden oluşuyor. Yani hiçbir zaman bir moda tasarımcısı kadar özgür olamıyorsunuz. Bu nedenle benim tasarımcılık hikayem de özgürce koleksiyonlar oluşturma konusunda başlamadan son buldu. Kendimi kalbimi kırmadan geliştirdim. Fırsatlar arka arkaya geldi. Bu doğrultuda, sizin de dediğiniz gibi belirli alanlarda tasarlamak durumunda kaldım.
n Ya üniforma tasarlamak?
- Kostüm tasarımcılığı dışında üniforma tasarlama konusu da, birçok bileşene hizmet eden tasarımlar yapmak anlamına geldiği için benim uzmanlık alanım... Bundan yola çıkarak, beraber birçok projeye imza attığım sektörün önemli üreticisi Tülin Yazıcı ile ortak "Dreesbest Uniforms"u kurduk.
n Kostüm ve giysi tasarımında renkler ve detaylarla oynamakta bu kadar özgünken, üniforma tasarlarken kriterleriniz ne oluyor?
- Bizi sınırlayıcı kriterleri var gözükse de, üniforma tasarlarken de güçlü bir yaratıcılığa ve tabii ki ciddi bir know-how’a ihtiyaç duyuluyor. Birçok uluslararası kurumsal firma, bünyelerinde çalışan görevlileri artık daha şık, trendlere yakın, konforlu ve giysileri içinde mutlu görmek istiyor. Dolayısıyla üniforma tasarlarken, giyenlerin kendilerini içinde mutlu, estetik ve rahat hissedecekleri tasarımlar yapıyoruz. Kriterlerimiz sektörlere göre bazı değişiklikler gösterebiliyor. Tasarım her sektörde olduğu gibi üniforma sektöründe de artık farklılaşmak adına ön plana çıkıyor.
ÜNİFORMA TASARLAYAN BİRÇOK TASARIMCI YETERSİZ n Moda tasarımcılarının üniforma sektörüne bu kadar yoğun girmelerini, tasarımın bir pazarlama etkisi olmasına mı bağlıyorsunuz?
- Tabii ki tasarımcı elinden çıkmış bir üniformanın pazarlama anlamında markaya büyük bir artısı oluyor. Bu durum dünyada uzun zamandır zaten fark edilerek uygulanıyor. Hatta ülkemizde de üniformalarını tasarımcılara emanet eden markaların sayısı her geçen gün artıyor. Bu gelişmeyi tasarım ve tasarımcılar adına önemli buluyorum. Ancak çok önemli bir detay atlanıyor. Bir üniforma tasarlamak sadece hoş bir giysi yaratmak değil, gerçekten bir uzmanlık ve know-how gerektiriyor.
n Moda tasarımcılarını bu anlamda yetersiz mi buluyorsunuz?
- Maalesef duyduklarım ve gördüklerim, henüz bu bilgi birikimine sahip olmadıklarını gösteriyor. Birçok fiyasko yaşandı ve yaşanıyor. Ancak bu sürecin Türkiye’de yaşanıyor olmasını da garipsemiyorum. Herkes doğruyu bulacaktır diye düşünüyorum.
n Dünyada endüstri ve tasarımcı ortaklığının önemli örnekleri nelerdir? Üreticiler neden bu konuda bir tasarımcının da içinde bulunduğu bir ekiple çalışmayı tercih ediyor?
- Yurt dışındaki firmaların çoğu, büyük projelerde özel tasarımcılarla beraber proje bazında çalışıyor.
Özellikle havayolları ve kurumsal kontrat yapılabilecek büyük zincir otellerde durum böyle. Ancak bildiğim kadarıyla herhangi bir tasarımcının bu anlamda bir üniforma şirketinde kendi ortaklığı yok. Sadece koleksiyon aşamasını beraber götürüyorlar, sonraki aşamalar üniforma firmalarının kontrolünde oluyor. "Dressbest Uniforms"da ise durum farklı. Çünkü her evrede benim tasarım bilgim ve gözüm, sürecin işleyişine katkıda bulunuyor.
Sanat ve moda buluşması
İlk kez 2002 yılında New York’ta düzenlenmeye başlanan "Grand Classics", her ay iki kez, Londra ve New York dışında Los Angeles, Miami gibi ünlü şehirlerde organize ediliyor. Sinema çevreleri için de önem taşıyan bu gecelerde, geceye ev sahipliği yapması için seçilen bir konuk, ilham aldığı bir film seçiyor ve bu film konuklarla birlikte izleniyor. Ve filmi seçen isim, neden bu seçimi yaptığını ve izlenimlerini konuklarla paylaşıyor.
Bu özel film gösterimi, dünyanın önemli şehirlerinden sonra, eylül ayının sonlarında Oscar’lı oyuncu Daniel Day Lewis ve eşi Rebecca Miller’ın ev sahipliğinde İstanbul Les Ottomans’da gerçekleşecek. Vakko’nun gerçekleştirdiği bu organizasyonun ülkemizden ve yurt dışından ünlü konukları olacak. Bu gece için Lewis’in seçtiği filmin adı "If"...
Derinlerde bir yerlerde...
İlhamını derinliklerden alan tasarımcılar, kışın en iddialı renklerinden birinin de çivit mavisi ve tonları olduğu konusunda hemfikir... Bu rengi, farklı renk kombinasyonlarıyla daha çekici hale getirmek yerine de kendi içinde desen geçişleri veya farklı dokularla zenginleştirmekten yanalar.
Anna Sui’nin formal olamayan özgür şehir kadınları, yine hafif kumaşlar, desen ve rahat formlar içinde mavinin tonlarıyla tanışıyor. Michael Kors, Dior ve Versace ise yeni sezonda yalın ama işlevsel detaylar üzerinde durmuş. Bu nedenle mavi kendi başına siyah aksesuvarla kombinleniyor. Ruhunu 60’lı ve 40’lı yıllardan alan koleksiyonlarında, elbise, palto ve ceketlerde kol ve düğme detayları, bedene oturan kuplar, yaka ve kol ağızlarında kurgulu finish’ler, eteklerden uzaklaşarak kollarda yeni bir stil yaratan nostaljik balon formlar var. Tüvit, kaşmir ve yün-koton karışımlarında kullanılan çivit mavisi, sizleri derinliklerde yeni hazineler bulmaya davet ediyor.
Koleksiyona Alessandro Ferrari danışmanlık yaptı
Dünyanın önemli moda merkezlerinde de koleksiyonlarıyla beğeni toplayan Orka Group markalarından Damat, Tween ve ADV, geçtiğimiz hafta yeni koleksiyonunu tanıttı. Toplantıda Damat’ın sonbahar-kış kataloğunda imzası olan ünlü İtalyan moda danışmanı Alessandro Ferrari de bulundu. Dünyanın en prestijli erkek moda dergilerinden Collezioni Uomo’nun yayın yönetmeni de olan Ferrari, 2008 yazının ADV erkeğinden ve bu kış Damat koleksiyonundaki yeniliklerden bahsetti.
Ferrari, bu kış danışmanlık yaptığı Damat koleksiyonunda dünya erkek modasında öne çıkan tüm detayları görebileceğinizi belirtiyor.
Kaşmir ve ipek
Drapeler ve degaje yakalar, elbiseler, tek parça ceketimsi bluzlar, dar taytlar, ipek gömlek ve pelerinler, Swarovski taşlarla bezeli saf kaşmir kazaklar, Silk&Cashmere’in 2007-2008 sonbahar-kış kreasyonundaki göz alıcı parçalardan birkaçı... Serin günlerde saf kaşmir örgüden blazer ceketler vücut ısınızı dengede tutarken, saf kaşmir şalların çeşitliliği ise sizi seçim yapmakta zorlayacak.
Sezonun gözdesi "bootie"ler
Divarese kadın koleksiyonu, konfor düşkünleri için de farklı seçenekler sunuyor. Yüksek ökçeli, özel aksesuvarlar bezenmiş abiye ayakkabılar sanat eseri görüntüsü yaratırken, zarif tasarımlı babetler, ince detaylarla hareketlendirilmiş rahat modeller, modaseverlerin tutkusu platform tabanlı seçenekler de dikkat çekiyor. Sezonun gözdesi "bootie"ler, ince topuklu zarif modelleri ve modern, kalın topuklu tasarımlarıyla çok şık.
Galliano farkı
Madonna, GQ dergisinin Londra’daki ödül töreninde, Galliano tasarımı Dior elbisesiyle kış modasında elbiselerin ne kadar önemli bir yere sahip olacağı konusunda ipucu verdi. Kollarda fiyonk detaylarıyla zenginleştirilmiş bu gri elbise, yine Dior’un gece ayakkabılarıyla tamamlamıyor.
Okula dönüş
Bu kış Eastpak, Converse, Puma gibi sportif markaların çantaları özellikle okul hazırlıkları yapanlar arasında ilgi görüyor. Bu çantaların rengarenk desenlileri, bol cepli seçenekleri var. Benim favorim, çekilerek de taşınabilenler...