Zatürree mi Genelkurmay mı

SİZ benim yerimde olsanız ne yapardınız?

Lütfen hemen cevap vermeyin.

Biraz düşünün, enine boyuna tartışın ve samimi bir cevap verin.

Soru şu:

Sizce, haber olarak, Genelkurmay Başkanlığı’nın geçen cuma akşamı yaptığı açıklama mı daha önemlidir?

Yoksa zatürree aşısının bedava olacağını anlatan bir haber mi?

Samimi bir cevap bekliyorum.

* * *

Geçen cuma akşamı, genel yayın yönetmeni olarak iki karar alıp uyguladım.

Bunlardan biri, yukarda anlattığım meseleydi.

İkincisi de onunla ilgiliydi.

Doğru mu yaptım, yanlış mı elbette tartışılabilir.

Ben düşündüm ve kendimce samimi cevabımı verdim.

Şimdi bu kararı sizinle de paylaşmak istiyorum.

O akşam, Sardunya’nın "Porto Cervo" adlı küçük köyünde bir restoranda otururken, Genelkurmay Başkanlığı’nca yapılan açıklamayı öğrendik.

Yanımda Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin de vardı.

Açıklamanın birinci bölümüne söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Son günlerde Genelkurmay’a karşı öylesine insafsız bir saldırı kampanyası yapıldı ki, kendilerini savunmalarını kimsenin yadırgamaya hakkı olamaz.

Sonuna kadar haklılar.

Ama Türk vatandaşı olarak artık hepimiz şunu da öğrendik.

Genelkurmay adına yapılan en haklı açıklamalarda bile, mutlaka, "Keşke bunu yapmasalardı" diye hayıflandığımız bir bölüm bulunuyor.

O açıklamanın sonunda da, halkı tepki göstermeye davet eden bir cümle vardı ki, doğal olarak bazılarımızın tepkisini çekti.

İki genel yayın yönetmeni olarak kendimizce doğru bulduğumuz şeyi yaptık.

Sedat Ergin bunu büyüttü, ben ise küçük vermeyi tercih ettim.

* * *

Ama ben, genel yayın yönetmeni olarak bir değerlendirme daha yaptım.

Gece sorumlusu arkadaşımız, taşra baskısındaki bir haberi çıkarıp, onun yerine Genelkurmay açıklamasını koymayı teklif etti.

Atmayı teklif ettiği haber şuydu:

"Zatürree aşısı bedava olacak."

Şöyle düşündüm.

Üç yıl önce tam da bu mevsimde zatürree geçirmiştim.

İki ay evde yatmak zorunda kalmıştım.

Evde yattığım günlerde zatürree hakkında epey şey öğrenmiştim.

Mesela, güneş ışığı insanda bağışıklık sistemini düşürdüğü için, yazın daha kolay zatürreeye yakalanılabildiğini.

Mesela, belli bir yaştan sonra insanlar için en tehlikeli hastalıklardan birinin zatürree olduğunu.

Bir de zatürreenin belli türlerine karşı bağışıklık sağlayan aşıların geliştirildiğini.

İşte bunları dikkate alarak, zatürree aşısı ile ilgili haberi yerinde bırakıp, başka bir haberi atmayı, onun yerine de Genelkurmay Başkanlığı açıklamasını koymayı teklif ettim.

Arkadaşlar da öyle yaptılar.

Cumartesi günü şehir baskılarının birinci sayfasında iki haber de aşağı yukarı aynı büyüklükte yer aldı.

* * *

Oysa Genelkurmay Başkanlığı’nın halkı tepki vermeye davet etmesi, nereden bakarsanız bakın önemli bir haberdi.

Açıklamanın birinci bölümüne gönülden katılıyordum.

Ama son bölümdeki tepkiye daveti de hem asker hem sivil açısından o derece sakıncalı görüyordum.

Nitekim bu davete kamuoyundan olumlu cevap da geldi sayılmaz.

Ertesi gün İstanbul Kadıköy’de yapılan Ergenekon soruşturması karşıtı mitinge sadece 2 bin kişi katıldı.

Bense haberi okurken içimden gelen şu sesi dinliyordum.

"Birilerinin, Genelkurmay’a akşam saatlerinde açıklama yapmaktan vazgeçmesini söylemesi gerekir."

Çünkü o saatlerde yapılan bütün açıklamalarda ciddi bir değerlendirme hatası var.

Böyle olunca, zatürree aşısı ile ilgili haberin hem ağırlığı hem ciddiyeti daha da artıyor.

Ben de geriye baktığım zaman, haberi büyütmemekle doğru bir karar aldığımı daha iyi anlıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları