Paylaş
“Sağ gözkapağım çok aşağı sarktı. Türkiye’de sordum. Çok kolay bir şey olduğunu söylediler.”
Bir süre yüzümü inceledi ve “Evet çok kolay” dedi.
Berlin’de Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakından baktığımda onun da aynı dertten mustarip olduğunu fark etmiştim.
Bir yandan ona “İyi görünüyorsunuz” derken, aynı anda bir estetikçiye gitmeye karar verdim.
Karşısına oturduğum andan itibaren yaptığımız konuşmayı aynen aktarıyorum.
KENARI SÜSLÜ AYNAYA BAKINCA GÖRDÜĞÜM ŞEY
Elime, kenarı taşlarla süslü oval bir ayna verdi.
Aynayı sapından tutup kenar süslerine bakarken, estetikçilerin asıl müşterilerinin kadınlar olduğunu bir kere daha anladım.
Aynadaki görüntü hiç yabancım değildi.
Alnımda her yıl biraz daha derinleşen çizgiler...
Biri daha az, öteki daha çok aşağı sarkmış iki gözkapağı.
Altında da torbalar...
MERAK ETME BUNU ON DAKİKADA HALLEDERİZ
Estetikçi iki parmağı ile gözkapağımı hafifçe kaldırdı.
Gözümün üzerine inen o perde yukarı çekilirken anlatmaya başladı:
“Bu çok basit bir operasyon. Şöyle deriyi çekeceğiz ortadaki küçük parçayı kesip çıkaracağız ve iş halledilecek.”
Aynadaki yüzüme bir mutluluk gülümsemesi yayıldı.
Bir süre gururla kendimi seyrettim.
Gözüm meğer ne kadar yuvarlakmış derken, estetikçinin “Ama” diyen sesiyle kendime geldim.
“Ama, gözkapağını alırsak, kaşın biraz aşağı sarkacak...”
Eee...
İki parmağı ile bu defa kaşımı yukarı doğru kaldırdı ve devam etti.
“Yani kaşları da biraz yukarı kaldırmamız gerekecek.”
“Bakışım değişir mi? Yani o şeytani bakış gelir mi” diye soracaktım ama pek gerek kalmadı.
Parmağı ile kaldırdığı kaşım bir anda bakışımı başka bir adamınkine çevirmişti ve ben o adamı tanımıyordum.
Hafiften botokslu bir hale doğru gidiyordum.
Estetikçi, “Ayrıca” diye
devam etti...
KAŞI KALDIRIRSAK BU DEFA GÖZALTI ORTAYA ÇIKACAK
“Gözkapağını keser, kaşı kaldırırsak bu defa gözaltınızdaki torbalar çok daha belirgin hale gelir...”
Nasıl yani?
“Çünkü gözün üstü gençleşince, bu defa alttaki yaş çok daha dikkati çeker.”
Eee ne yapacağız?
“Kolay” dedi, “Göz altını da 15-20 dakika, bilemedin yarım saatte hallederiz.”
Parmaklarıyla göz altımdaki torbaları hafifçe aşağı çekti.
Gözüm biraz daha faltaşı gibi açıldı...
Kendimi seyrederken o ses yine konuşmaya başladı:
“Ama” dedi, “Bir mesele daha var...”
ASIL SORUN YUKARIDA DEĞİL YÜZÜN ALTINDA
“Gözkapaklarını alır, kaşı yukarı kaldırır, torbaları da halledersek, bu defa bir başka sorun ortaya çıkacak.”
Elimde kenarları taşlı ayna merakla bekliyordum.
“Yüze asıl yorgunluk ve yaşlılık ifadesi veren şey, çenenizin iki tarafından aşağı inen derin çizgilerdir. Yüzün üst tarafını halledersek, bu defa alttaki o derin çizgiler çok daha ortaya çıkacak.”
Surat dediğiniz şeyin üstünde birbirine bu kadar bağlı başka şeylerin olmasına hayret ederken, estetisyen ilk iyi haberi verdi:
“Cildiniz çok iyi. Çok
hafif bir müdahale ile yüzü
yana doğru çeker, o iki çizgiyi sileriz.”
Bunu söylerken, iki parmağı ile yanağımı hafifçe kenara doğru çekti.
Gerçekten çizgiler kayboldu. Karşımda pırıl pırıl, gergin bir cilt duruyordu.
“Size iyi bir haberim daha var” dedi. Sevinmeye çalıştım ama yüzüm gerili durduğu için gülümseyemedim.
“İyi spor yaptığınız belli. Vücudunuz çok genç duruyor. Yani sizi 40 yaşına getirebilirim, yüz ve beden arasında dengesizlik de olmaz...”
Aman Allah’ım 40 yaş...
İçime sıcak bir şeyler yayılmaya başlarken yine konuştu:
“Ama” dedi, “Size asıl önemli soruyu sormam lazım...”
Kesin, “Little Shop of Horrors” filmindeki dişçi kadar sadist bir estetisyene çatmıştım.
SİZİ 40 YAŞINA İNDİRİRİM AMA ŞUNU SORACAĞIM
“Sizi 40 yaşına getirebilirim ama bunun arkasında durabilecek misiniz?”
İçimden nasıl yani derken devam etti:
“Kadınlar durabiliyor. Ama erkekler o kadar kolay duramıyor.”
Kararı bana bırakırken, kendiyle ilgili bir şey söylüyor:
“Ben 60 yaşındayım ve üç-dört yıl sonra yüzüme estetik yaptıracağım. Ama ben estetikçiyim. Arkasında durabilirim. Başka erkekler için o kadar kolay olmuyor.”
Bir an kendimi düşündüm.
Birden 40 yaşında bir adam suratıyla gezmeye başlamışım.
Kendimi sabahtan akşama Sinan Ali’yle Playstation oynarken görüyordum.
Ünlü estetisyen sözlerini tamamladı:
“Bence iyisiniz. Ayrıca gözkapaklarının hafif aşağı sarkması, erkeğe karakter de kazandırıyor. Size tavsiyem, keyifli yaşayın, mutlu olun ve çok gülün. Gülmek yüzü yukarı çeker ve gençleştirir...”
Elimdeki kenarı taşlı aynaya baktım ve güldüm.
Gözkapaklarım aynı duruyordu...
Ama o an yüzümü sevdim...
Hafifçe çeneme vurdum ve aynaya konuştum:
“Arkadaş kabul et 66 yaşındasın...”
Ve ekledim:
“Ayrıca hiç de fena değilsin ya...”
Akşam Tansu’ya estetikçiye gittiğimi anlattığımda, Instagram’ından kafasını kaldırmadan tek şey söyledi:
“Sen manyak mısın...”
Paylaş