Paylaş
“Bizim şarkılarımız bu ülkede yasaktı. Şimdi buradayız. Bu da bir şeylerin değiştiğini gösteriyor...”
Bu cümle bana yetti...
Çünkü beni, Türkiye’den kalkıp bir konser için ta buralara getiren şey işte buydu...
Harika bir Karayip Woodstock’u ile eski Küba’ya veda
KONSERİN başlamasına 3 saat kala alandayım.
Burası bir stadyumun kenarındaki çok geniş bir alan.
Daha alana girdiğimde kendimi bir Woodstock atmosferinde buluyorum.
Genç bir enerji her yere yayılmış.
İnsanlar yerlerde yatıyor...
Ve etrafta böyle konserlerde alıştığımız bir koku...
Woodstock rayihası...
Latin Amerika’da bazı ülkelerde serbest bırakılan marihuana kokusu bu...
Tabii ki, Küba’da hâlâ yasak...
Ama böyle konserler, bağımsız cumhuriyetlere dönüşüyor...
Kendi kanunları geçerli buralarda...
Anlayacağınız duman altı bir kafayla izliyorum bu tarihi konseri.
Woodstock’a gitme imkânım yoktu.
Böylece 68 yaşımda harika bir “Hasta Siempre Woodstock” yaşıyorum.
Gelmeme değdi be arkadaş...
Üç-beş gün Zarrab’dan, primitif trol aşiretlerinden, belagat şehvetinin tasallutundan kurtulmak da bonusuydu bu seyahatin.
Güven duygusu
KONSER alanına dönen yolun başında gevşek bir polis kordonu var.
Arama yapılmıyor.
Sadece cam şişeli bir şey var mı diye soruluyor.
Küba güvenli bir ülke...
IŞİD terörü korkusu olmadan güven içinde konser dinlemek ne harika bir şeymiş, hissediyorsunuz...
500 bine yakın insanın katıldığı konserde bir tek ağız dalaşı bile olmadı.
Üzerimizde prezervatif balonlar uçuyor
KONSERIN başlamasına 3 saat kala bütün alan dolu.
Kübalılar eğleniyor...
Kızlar ve oğlanlar şeffaf balon gibi bir şeyi şişirip şişirip havaya atıyorlar.
Biraz sonra tam önümdeki genç kız şişirmeye başlayınca anlıyorum ki bunlar balon değil, prezervatif.
Küba’da balon yokmuş.
Prezervatif ise bedava denecek kadar ucuzmuş.
Küba’da duvarın yıkılmasını, havai fişek yerine havaya fırlatılan bu seksi balonlarla kutluyoruz.
Satisfaction’la başlayıp Hasta Siempre ile bitmeliydi
KONSER Jumping Jack Flash’le başladı. İlk bölümde çok bilinen şarkıları söylemediler.
Daha sonra Angie, Paint It Black, Brown Sugar gibi bilinen şarkılar başlayınca etraf biraz canlandı.
Son şarkı tabii ki Satisfaction’dı...
Alanın ne hale geldiğini anlatmam gerekmez herhalde...
Mick Jagger konserin ortasında yine İspanyolca “Bizlere armağan ettiği bütün güzel şarkılar için Küba’ya teşekkür ediyoruz” dedi.
O an hayal ettim.
Rolling Stones burada Hasta Siempre’yi söylemeliydi.
Artık Buena Vista Rolling Club mı
KONSERİN ilk bölümündeki performans beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.
Mick Jagger, hayatımda dinlediğim en kötü Angie’yi söyledi...
Uzun bir Latin Amerika turnesinin sonuydu.
Yorgun bir halleri vardı.
Bir ara kendi kendime “Acaba artık Buena Vista Rolling Club haline mi geliyorlar” diye sordum.
Ama son bölümde yine o eski Mick Jagger ortaya çıktı.
Sahnenin bir ucundan ötekine koşan, acayip dans eden bir adam.
Arkadaş, düşünebiliyor musun bu adam 73 yaşına geldi...
Dev Küba bayrakları ve Che fotoğrafları da olmalıydı
BU konser Küba için büyük bir fırsattı.
Kendi payıma konser alanında dev Küba bayrakları, Castro ve Che resimleri hayal ettim.
Belli ki Komünist Parti bu konsere öyle çok sıcak bakmamış.
Bence parti hâlâ bu müziği kapitalizmin yozlaşmış ürünü olarak görüyor.
Otellerde yer yoktu, ev kiraladık
KONSERE, Türkiye’den Küba’ya en çok turist götüren şirketlerden biri olan Gazella Tur’un sahibi Velit Gazel’le birlikte geldik.
Tansu’yla birlikte Küba’ya ilk seyahatimizi o düzenlemişti.
Kültürel turlarda harika bir şirket. Bu işi büyük bir titizlik ve sevgiyle yapıyorlar.
Velit de Rolling Stones hayranı.
O olmasaydı burada kalacak bir yer bulmam mümkün değildi.
Otellerde yer bulamadığımız için buranın lüks sayılan semtlerinden birinde bir ev kiraladık.
Ev sahibi de, ev de harika... Uzun kalacaklara tavsiye ederim.
Havana’da günün en moda esprisi
OBAMA’nın Havana’ya gelişinin belki de tek göstergesi, ana güzergâh üzarindeki yolların tamir edilmesi olmuş.
Geçeceği yerler elden geçirilmiş.
O yüzden sokaktaki
insanla konuştuğunuzda şu espriyi sık sık işitiyorsunuz.
“Obama arada bir gelse de Baba (Raul Castro)
şu yolları tamir etse...”
Rolling Stones gelmiş ama afişi ve tişörtü yok
KONSER öncesinde eski şehri adım adım gezdim. Konsere ait ne bir afiş, ne de bir tişört bulabildim.
Reklam yasak olduğu için afiş de asılmamış. Sanki Rolling Stones buraya hiç uğramamış gibi bir hava var. Tamam Rolling Stones’un sokakta izi yok.
Ama buradan ABD Başkanı Obama’nın geçtiğine dair de bir iz yok.
Duvarlarda bir tek Rolling Stones afişi eksik
BURAYA gelirken, Meksika Havayolları’nın Cancun-Havana uçağının business bölümünde 3 Amerikalı oturuyor.
Üçünün de yaşları 60’ın üstünde.
İkisinin üzerinde Harley Davidson yazılı tişört var.
İçimden, “Bunlar kesin Rolling Stones konserine gidiyor” diyorum.
Yanılmamışım...
Hyde Park konserinde olduğu gibi burada da iki tür dinleyici var.
Benim gibi 60 yaş üstü olanlar..
Bir de 30 yaş altı...
Rolling Stones 60 kuşağını hâlâ 2000’li kuşaklara taşıyor.
TECRÜBE
Tuvalet yoktu ama durumu idare ettik
HAYATIMIZ 1969 yılında dünya konser anlayışında devrim sayılan Woodstock hikâyelerini dinleyerek geçti. Belgeselini kim bilir kaç kere seyrettim.
Konsere giderken en büyük endişem tuvaletlerdi. Konser alanında tuvalet yoktu. Sadece sokağın girişinde, bir mazgalın üzerine bir insanın zor gireceği bir baraka konmuştu.
Konsere giderken bira içmedik. Ama su da içmedik.
Ancak havanın çok rutubetli ve sıcak olması nedeniyle fazla terleyince, 5.5 saat boyunca tuvalete ihtiyacımız olmadı.
Paylaş