Paylaş
İktidar masasında oturmayı özlemişim...
Daha önce söylemiştim değil mi, ben “Eski Türkiye”nin köhne yenilmişlerinden biriyim.
Epeydir iktidar uçaklarında yokum. İktidar davetlerini unuttum.
Meğer hiç de fena bir şey değilmiş...
Şimdi size 48 saatlik bir “iktidar keyfini” anlatacağım.
Hem de tadını çıkararak...
***
Geçen pazartesi akşamı..
Saat 23.00...
Avusturya’nın Kitzbühel kasabasında Stanglwirt Oteli’nin zemin katındaki restorandayız. Restoranın özel bir odası, çok özel bir insan grubuna ayrılmış.
Sağımda dünya futbolunun iktidarını temsil eden birisi oturuyor.
Uluslararası Futbol Federasyonu Başkanı Jozeph S. Blatter...
Solumda Faslı tarihi bir kişilik.
Naval El Mutavakel...
Olimpiyatlarda altın madalya kazanan ilk Müslüman kadın sporcu.
Onun yanında Dr. Thomas Bach...
Dünya Olimpiyat Komitesi Başkanı...
Ve onun yanında efsane bir futbolcu.
Franz Beckenbauer...
Masanın öbür ucunda Almanya ve Avusturya futbol federasyonları başkanları...
UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino...
Bayern Munich takımının CEO’su, efsane futbolcu Karl Heinz Rummenigge...
Ve bu toplantıları düzenleyen Marcus Höfl...
Almanya’nın futbolda en güçlü isimlerinden biri.
Aynı zamanda Kuzey Amerika Futbol Guvernörleri Yönetim Kurulu üyesi.
Ertesi günden itibaren iki gün boyunca bir salona kapanıp spor konuşacağız.
Tabii ağırlıklı olarak futbolu...
Yaşasın, yıllar sonra yine bir iktidar masasındayım..
İktidarda olmanın keyfini yaşıyorum.
Vallahi hiç fena bir şey değilmiş yani...
Futbol öteki sporları yiyip bitiren bir yamyam mı
ALMANYA’da Kaiser (imparator) olarak anılan efsane futbolcu Beckenbauer adına kurulan vakıf, iki yıldan bu yana “Camp Beckenbauer” adı altında bir tür spor Davos’u düzenliyor.
Dünya sporunun ünlü ve etkili insanları bir araya gelip, iki gün boyunca sporun geleceğini konuşuyor.
Son günde ise golf oynayıp ayrılıyorlar.
Konuşmacılar dışında tek davetli gazeteci bendim.
Bu yılın en sıcak iki konusu, futbol ve olimpiyatlardı.
Futbol o kadar büyük bir ağırlıkla gelişiyor ki, herkes şu soruyu soruyor:
Acaba futbol öteki sporları yiyip bitirecek mi...
Bir konuşmacı da şunu hatırlattı.
Futbol ABD, Kanada, Hindistan ve Çin’de hâlâ bir numaralı spor değil.
Bunların nüfuslarını alt alta koyarsanız hiç te küçümsenmeyecek bir insan grubu ortaya çıkıyor.
Üzerinde anlaşmaya varılan konu şu oldu:
“Futbol öldürecek mi diye sormak yerine, futbol niye yayılıyor ona bakmak gerekir.”
Milletler Ligi geliyor
UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino 2016 yılından itibaren bir “Milletler Ligi” oluşturmaya çalıştıklarını açıkladı.
Ancak federasyonlar buna
itiraz etti.
Futbolcuların kaldıramayacağı bir yük olacağını söylediler.
Infantino, “Hayır, bu lig futbolcuların yılda oynayacağı maç sayısını arttırmayacak” dedi. Yanlış anlamadıysam, Avrupa ülkelerinin dünya ve Avrupa şampiyonluğu maçlarından önce oynadıkları dostluk ve hazırlık karşılaşmalarını bir lige çevirmek istiyorlar.
Böylece bu maçlara ilgiyi arttırmak ve ekonomi yaratmayı amaçlıyorlar.
Bir de Avrupa maçlarının
saat 18.00’e alınması projesinden söz ettiler.
Dünya futbol ailesinin nüfusu 1.2 milyar kişi
BLATTER futbolla ilgili şu çarpıcı rakamları verdi:
Dünyada 209 federasyon var.
300 milyon insan futbol oynuyor.
Futbol oynayan insanların aileleriyle birlikte nüfusu 1.2 milyar kişiye ulaşıyor.
Olimpiyat Komitesi spor suçları için Interpol’le anlaşma imzaladı
OLİMPİYAT Komitesi Başkanı Dr. Thomas Bach, spor suçları için Interpol’le bir anlaşma imzaladıklarını söyledi.
Önümüzdeki hafta Interpol Başkanı ile bir araya gelip bu konuyu geliştireceklermiş.
Tabii spor suçlarını başında, doping ve şike bir numara...
Yemekteki sohbette bana ilginç bir rakam da verdi.
Yılda 400 bin doping kontrolü yapıyorlarmış.
Siyasi soru: Katar ve Rusya ne olacak
KAMPIN en sıcak konusu “siyaset, yolsuzluk ve futbol”du. Tabii herkesin kafasındaki soru, rüşvet iddialarından sonra 2022 Dünya Kupası’nın Katar’da oynanıp oynanmayacağıydı.
İkincisi ise, Ukrayna olayından sonra 2018 Dünya Futbol Şampiyonası’nın Rusya’da oynanıp oynanmayacağı...
Futbolun imparatorları bu konuda çok açık konuşmuyorlar.
Anladığım kadarıyla işi ülkelerin siyasetçilerinin alacağı karara bırakma eğilimi ağır basıyor.
Katar’da ise yapabilecekleri tek şey maçların oynanma tarihini yaz aylarından kışa geçirmek olacak.
Altın madalyalı Müslüman kadından öğrendiklerim
NAVAL El Mutavakel, Faslı bir kadın sporcu.
1984 Los Angeles Olimpiyatları’nda 400 metre engellide birinci olarak, “altın madalya kazanan ilk Müslüman kadın” oldu.
Çok sempatik bir insan.
Bireysel sporların şansını anlatırken, birinci olduğu yarışla ilgili ilginç bir yorum yaptı: “Hayatım 54 saniyede değişti ve dünyaca tanınan bir insan oldum.”
Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcılğı yapıyor ve kadınların bütün spor dallarında yarışması için büyük çaba harcıyor.
Ondan şunu öğrendim:
Londra Olimpiyatları, kadınların 28 dalın hepsinde yarıştığı ilk olimpiyat olmuş. Buna güreş ve futbol da dahilmiş.
Futbolda finansal fair play mümkün mü
BECKENBAUER kampının en ilgi çeken konularından biri “finansal fair play”di.
Avrupa’da Real Madrid, Barcelona, İngiltere liginde Manchester United, Chelsea, Arsenal gibi kulüplerin mali açıdan aşırı güçlenmeleri ve star futbolculara öteki kulüplerin ödeyemeyeceği ölçüde astronomik paralar vermesi ciddi sorun olmaya başlamış.
İşin iki boyutu var.
Bir yandan güçlü kulüplere büyük avantajlar sağlıyor ve haksız rekabete yol açıyor.
Öte yandan, buna ayak uydurmaya çalışan öteki kulüplerin mali dengeleri fena halde sarsılıyor.
Birçok takım iflasın eşiğinde...
Paylaş