Paylaş
Orada da aynı laflar...
*
“Üst akıl”, “Emperyalistler...”, “Dış güçler...”
*
Bir öcüler ordusu yani...
*
İran’da Müslüman mahallesinin muktedir arkadaşı...
İran’da sokağa çıkan insan, kendi mahallenin insanı değil mi...
Eleştirdiği rejim, kendi Müslüman mahallesinin rejimi değil mi...
*
Bağırıp çağırdığı kendi mahallesinin yöneticilerinin beceriksizliği, yolsuzlukları, zulmü değil mi...
*
Yani Müslüman’ın
hiçbir yamuğu, yanlışı yunluşu yok...
Bütün kabahat Batılı öcülerde...
*
Osmanlı 700 yıl yaşadı...
Cumhuriyet 94 yaşında...
İran 2 bin 500 yıllık devlet...
Arap devletlerinin Osmanlı’yı çıkarıp kendi devletlerini kurmasının üzerinden 100 yıl geçmiş...
*
Hâlâ emperyalistler, üst akıl, hâlâ kendi mahallesinin Müslümanına bidon kafalı muamelesi yapan demagoji ve yalanlar...
*
Ne mağdur Müslüman’mış İran’ın, oranın buranın Müslüman muktediri be...
*
Hem iktidarda oturuyor...
Hem mağdur...
Hem üst akıl onu devirmeye çalışıyor...
Hâlâ da mağdur...
İyi mi...
PARİS’TE ERDOĞAN’IN BAŞINA GALATASARAY SORUNU ÇIKAR MI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan yarın Fransa’ya gidiyor.
Ancak bu ziyaretten 7 gün önce Fransa’nın merkez sağdaki en büyük ve etkili gazetesi Le Figaro’da yayınlanan bir mektup, sanki ilginç bir işaretti.
*
Michel Wieviorka adlı profesör mektubunda, görünüşte Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Ertuğrul Karsak’a sesleniyor.
“Barış akademisyenleri bildirisi”ne imza atan akademisyenleri destekleyen Prof. Wieviorka şunu iddia ediyor:
“Galatasaray Üniversitesi’nin bazı araştırmacı, öğretim üyesi ve öğrencileri, rejim tarafından hedef alınmıştır ve kabul edilemez baskılar uygulanmakta, görevlerini yapamamakta, sürgüne gönderilmektedirler” diyor.
*
Hiç kuşkusuz bu mektup ziyaret öncesinde tatsız bir durum yarattı. Fransa’da eğitim almış olduğum için biraz bu konuyu araştırdım.
Mektubu kaleme alan Prof. “Ermeni soykırımı tasarısı”na destek veren aydınlardan biriymiş.
Tabii bu özelliği, yazdığı mektubun Fransa’da olmasa da Türkiye’de kredibilitesine biraz gölge düşürüyor.
İkincisi... Rektörlüğe yakın çevrelere göre bugüne kadar üniversitenin hiçbir öğretim elemanına, KHK ile görevden çıkarma yolunda bir işlem yapılmamış.
Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca o bildiriye imza atan kişiler hakkında düzenlenen iddianame kabul edildiği için, üniversitenin bazı öğretim üyeleri haklarında açılmış davalarda yargılanıyormuş.
*
Galatasaray Üniversitesi, Türkiye ile Fransa arasında ikili anlaşmayla kurulmuş bir üniversite... O nedenle bu konu Paris’te Cumhurbaşkanı’nın kendisine olmasa da heyetine açılır mı bilemem.
*
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği ile ilişkileri yeniden ısıtacak bir yola girecekse, bilelim ki barış bildirisine imza atan aydınların durumu başımızı ağrıtacak gibi duruyor...
KİMSE ANLAMIYOR BİZ ANLIYORUZ DEMEK
"SİVİLE kalkan” kararnamesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan bile şikâyetçi.
Bakın ne diyor?
“Her hukukçu okuduğunu farklı değerlendiriyor... Yanlış anlaşılmalar oluştu. Bu yanlış anlaşılmaları doğru ve güzel anlatın...”
Tamam da ülkenin neredeyse tamamı yanlış anlıyorsa...
Bu KHK’nın yazılışında ciddi bir arıza var demek değil mi...
Yani bütün bunlarla uğraşılacağına, KHK kimsenin yanlış anlayamayacağı şekilde yeniden yazılsa ne olur? Karizma mı bozulur yani...
KIRIK HAYAT BİLGİSİ DERSLERİ
HAŞEMAYI NASIL SEVDİM
- AYAK kırık ya...
Birden fark ettim ki, neredeyse 10 yıldır “slim fit”e geçmişim...
Yani boru gibi ince pantolona...
Sorun şu: Ayağıma dün takılan
Ay’a ilk giden insan ayakkabısı ile slim fit pantolon, eşofman ve şortun içinden geçmem mümkün değil.
Çözümü hemen buldum: Haşema...
Dünden itibaren Beykoz Konakları’nda haşema modası yürürlüğe girdi.
NORMAL BİR İNSAN KIRIK AYAKLA BUNU SEYREDER Mİ
İMAM hatibin felsefe hocası, eşofman giymiş kız çocuğu görünce şeytan, onun ziyaretine uğruyor ya.
Ben devlet lisesinden mezunum...
Herhalde öyle olduğum için şeytan bana daha makul zamanlarda uğruyor.
Mesela ayağım kırılınca. Önceki gece böyle bir ziyaret oldu ve ben de oturup hangi filmi seyrettim biliyor musunuz?
Alfred Hitchcock’un “Arka Pencere” filmini...
Konu şu:
Ayağı kırılan bir fotoğrafçı, aynen benim gibi yatakta yatarken, penceresinden, karşı evde işlenen bir cinayete tanık oluyor...
Sonra katil bunu anlayınca gece onun evine geliyor...
Benim ayağım kırıldığı günden beri ben de ülkemde işlenen her tür ekonomik, siyasal, kültürel, ahlaki, ekonomik cinayeti görmeye başladım.
İnşallah bütün katiller filmdeki gibi başıma üşüşmez...
Ama ne yapayım şeytan uğradı.
YARIN
- Evdeki küçük kedi Tarçın bir anda şöhret olunca Kazım ne yaptı.
- Hıncal Abi ile ördek polemiği.
- İlk defa bindiğim ambulanslar hakkında bilgiler.
Paylaş