Üç bin kişilik anketin sonucu

Gazetelerde okuduğuma göre 3 bin kişiye davetiye gönderilmiş.
İlk defa bu kadar büyük bir davet oluyor.

* * *

Bence gazeteler bu listelerin ayrıntılı bir analizini yapmalı.
Çünkü bu listeler bize halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın, “cumhuruna” bakışı hakkında da iyi bir fikir verecek.

* * *

Merak ediyorum.
-Mesela davet edilecek sanatçılar belirlenirken, Fazıl Say, Tarık Akan, Müjdat Gezen, Mustafa Alabora gibi insanlar “cumhurun sanatçısı” kabul edilecek mi...
-İşadamı, işkadını listesi nasıl olacak...
-Gazeteciler için akreditasyon şartları, Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın uçağına kabul şartları mı aranacak, yoksa Anayasa’daki “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk vatandaşıdır” şartı yeterli mi sayılacak.

* * *

Kısaca davetin fotoğrafına bakınca, malum “Benim” ifadesiyle başlayan “Benim cumhurum” lafı mı aklımıza gelecek.
Yoksa Anayasa’daki vatandaşlık maddesi mi...

* * *

Özellikle de şunu merak ediyorum.
Bir zamanlar türbanları yüzünden Çankaya’ya davet edilememenin haklı burukluğunu yaşamış vicdan sahibi Müslümanlar, 29 Ekim akşamı o listeye bakınca acaba ne hissedecekler?
Başlarının üstündeki örtü yüzünden ‘öteki’ muamelesi gören insanların, başlarının içinde farklı düşünce taşıyan insanlardan rövanş alma saatini mi...
“Cumhuriyet’le hesaplaşma” hazzını mı...
Yoksa başların dışındaki örtülerle, başların içindeki farklı fikirlerin buluşma, barışma törenini mi...

* * *

Türkiye’de en büyük kamuoyu anketleri 5 bin kişiyle yapılıyor.
İşte önümüzde 5 bin kişilik ( eşlerle ) bir “Yeni Türkiye anketi...”
Bakalım 29 Ekim akşamı anket sonuçları nasıl çıkacak...
Bu liste, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçildiği gece balkondan yaptığı konuşmanın sonuçlarını da verecek...

Bu ay-yıldızdaki ilginç ayrıntıyı fark ettiniz mi

CUMHURBAŞKANLIĞI forsuna benzeyen bu amblemi ilk defa görüyorum.
Şimdi ay-yıldızlı bu ambleme biraz daha dikkatle bakmanızı istiyorum. Bakalım fark edebilecek misiniz...
Sizi fazla yormadan söyleyeyim. Hilalin içindeki yıldız, Türk bayrağındaki gibi beş köşeli değil, altı köşeli.
Yani Yahudi yıldızı.

* * *

Bu amblemi, önceki gün bana e-mail’le iletilen bir davetiyenin üzerinde gördüm.
Bu pazar İstanbul’da önemli bir etkinlik var. Yahudi kültürü tanıtılacak.
Etkinlik broşürünün kapağında çeşitli amblemlerden oluşan bir resim yer alıyor.
Merak edip bir uzmanına sordum.
Neve Şalom Sinagogu’nda kutsal metinlerin saklandığı mihrabın örtüsüymüş.
Osmanlı egemenliğindeki topraklardaki Yahudi cemaatlerinin dini mekânlarında kullanılan amblemlermiş. İslami şekillerden esinlenerek yapılmışlar.
Bir tanesi işte buydu. İslami hilalle, Yahudi yıldızını bir araya getirmiş, çok anlamlı bir desendi.

* * *

Davetiyeyi incelerken, yıllardır gözümüzün önündeki bir başka çok önemli ayrıntıyı yeniden hatırladım.
Davet sahibi olarak kullanılan ifade şuydu:
“Türk Yahudileri...”
Kendilerine “Türkiye Yahudileri” deseler kimse yadırgamaz ama bu insanlar yüzyıllardır bu ifadeyi kullanıyor.
Türklerin bile “Türk” kelimesini kullanmakta tereddüt ettirildikleri bir yüzyılda, ceplerinde Türkiye Cumhuriyeti kimliğini ve vatandaşlık numarasını taşıyan insanların, 500 yıldan fazla bir süredir yaşadıkları bu vatana bağlılık derecesini daha güzel ne gösterebilirdi ki...

Davetiyenin altındaki iki ilginç imza

İŞTE, sayıları küçük ama ülkelerine bağlılıkları büyük cemaat bu pazar günü çok güzel bir giriş yapıyor.
İstanbul’un çeşitli yerlerinde Yahudileri tanıtacak birtakım etkinlikler yapılacak.
Bunlar arasında, İstinye Park Alışveriş Merkezi’nde bütün gün açık kalacak bir sergi var.
Burada Türk Yahudilerinin hayatından, kültüründen örnekler sunulacak. Bir de resim sergisi olacak.
4 yazar kitaplarını imzalayacak.
Ayşe Kulin, Mario Levi, Zülfü Livaneli ve Bensiyon Pinto.
Bu arada bir haber.
Türk Yahudi cemaatinin onursal başkanı, sevgili dostum Bensiyon Pinto çok ciddi bir kaza geçirdi. Allah korudu ve pazar günü ilk defa bu özel gün için dışarı çıkacak.
Günün en ilginç etkinliği ise Neve Şalom Sinagogu’ndaki “temsili Yahudi düğünü” olacak.
26 Ekim, 1999 yılından beri Avrupa’da Yahudileri tanıtma günü olarak ilan edildi. Türkiye’de de 2001 yılından beri uygulanıyor.
Ama ilk defa bu kadar geniş bir platformda tanıtılacak.
Şimdi geliyorum bu davetiyenin beni en çok etkileyen yanına.
Davetiyenin altında küçük bir “Katkıda bulunanlar” listesi var.
Bunların ikisi “500’üncü Yıl Vakfı” ile “Türk Musevi Cemaati”.
Biri Hilton Garden Inn İstanbul Golden Horn oteli.
Ve altta iki belediye.
Beyoğlu ve Beşiktaş belediyeleri.
Biri AKP öteki CHP’li belediyeler yani. Her iki belediye başkanını da kutluyorum.
Kutuplaşmış bir ülkede, kendine göğsünü gere gere “Türk” diyen ve vatanseverliklerini, bağlılıklarını 500 yıldan beri göstermiş bir cemaati bize tanıtmak için el ele vermeleri çok güzel bir şeydi.
İhtiyacımız olan bir şey...