Paylaş
Yüzlerce insana yapmadığı eziyeti, zulmü bırakmamıştı...
Kumpasçıların şahıydı...
Öyle bir afrası, öyle bir tafrası vardı ki...
Türkiye’nin bütün sıradağlarını o yaratmıştı...
Bakın şimdi bu Türkiye’nin yüzlerce aydınına dünyayı zindan eden Zekeriya Efendi’nin yaptığına...
Adnan Hoca denilen zatın tuzağına, ağına düşmüş bir kızın annesi dün Sözcü gazetesinde çaresizce anlatıyor:
“Kızımı kurtarması için Zekeriya Öz’e gittim” diyor...
Eee gitmiş de ne olmuş?
“İfademi bile almadı” diyor...
Çeteci diye önüne gelen aydını, yazarı, sanatçıyı, gazeteciyi içeri atan bu sözde savcı, gözünün önündeki asıl çetenin kılına bile dokunmamış iyi mi...
Ahhh benim güzel nehrim...
Ben böyle senin kıyında oturdukça...
Sen böyle gürül gürül aktıkça...
Bakalım daha neler göreceğiz...
TÜRKİYE BİR CECELİ ANAYASASI YAZIYOR
BİRKAÇ kişi hariç, kimse “Canım onlarınki de tuhaf bir şey” deyip videodaki görüntü üzerine konuşmadı...
Kimse “Bu çocuğun alnı secdeye değiyor” deyip hafifletici bir neden aramadı...
Mustafa Ceceli’nin eski eşi ile ilgili kepazeliğini savunan çıkmadı...
Birçok konuda bölünmüş olan toplum, bu konuda birleşti...
Şarkılarını büyük keyifle dinleyenler de dahil herkes ona sırtını döndü...
Bazı radyo kanalları parçalarını repertuvarlarından çıkardı.
Ceceli yapayalnız kaldı... Dışlandı...
Bir sanatçı için bundan büyük ceza olamaz...
Dikkat ettiniz mi, Türk toplumu bir ay içinde ikinci defa bir konu etrafında birleşti, ortak bir duygu barajı oluşturdu...
Biri, patileri hunharca kesilen küçücük bir köpeğin son bakışlarını toplumun ortak tasası haline getirmekti...
Bir de Ceceli’nin eski eşine yaptığı bu kepazelik...
Bana göre asıl anayasalar bunlardır...
Yani kâğıda dökülüp, referandumlarla kabul edilip sonra uygulanmayanlar değil, yazılmadığı halde bütün vatandaşların kalpleriyle, vicdanlarıyla uyguladığı anayasalar...
87 YAŞINDA VE HAYATININ MÜCADELESİNİ KAYBEDİYOR
87 yaşına geldi.
Hâlâ tenis oynuyor.
Ama artık konferanslarda konuşmayı oturarak yapıyor.
Konuşma metninin özel bir ışıkla aydınlatılması gerekiyor.
New York Times gazetesi dün çok uzun bir George Soros yazısı ve mülakatı yayınladı.
Önce paradan söz ediyor.
Diyor ki:
“Benim için para bir güç kaynağı değil, özgürlüktür...”
Arkasından diyor ki:
“Bana düşman olan siyasetçilerin kim olduğuna bakınca, doğru yolda olduğuma inanıyorum.”
Peki söylediği o “doğru yol” ne durumda...
İşte orada da şu itirafı yapıyor:
“Uğruna mücadele ettiğim liberal demokrasi tehlike altında...”
Bir de artık bütün dünyadaki “imajının kendisini rahatsız etmeye başladığını” söylüyor.
Türkiye’de hem solcuların, hem muhafazakârların hiç sevmediği Soros galiba mücadelesini kaybediyor.
RONALDO İLE BENİM ORTAK YANIMIZ
ŞU sıralar Ronaldo ile Messi arasında dünyanın en iyi futbolcusu olma yarışını anlatan “Cristiano and Leo” adlı yeni bir kitabı okuyorum.
Bitirince size de anlatacağım.
Tam o sırada Cristiano Ronaldo’nun Instagram hesabına koyduğu bu fotoğrafı gördüm.
Juventus’a transferinden sonra kızının annesi olan partneri Georgina Rodriguez ile çekilmiş bir fotoğraf.
Aslında hiçbir özelliği de yok...
Ama baktım 135 milyon takipçisi var.
Bu fotoğrafı 8 milyon beğeni almış...
41 bin yorum yapılmış.
İngilizce yorumlarından çıkarabildiğim kadarı ile büyük çoğunluğu da olumlu yorumlar...
Bu arada Cristiano Ronaldo ile ortak bir yanımız da fotoğrafta açıkça görülüyor...
O da hatları olan kadınları seviyor...
NETFLIX VE STREAMING ÜYE SAYISI PARALI TV'LERİ GEÇTİ
OFCOM, dün İngiltede’nin televizyon pazarı ile ilgili çok önemli bir haberi paylaştı.
Ülke tarihinde ilk defa Netflix, Amazon ve öteki streaming kanalların üye sayısı paralı televizyon kanallarının üye sayısını geçmiş.
Streaming platformlarına üye olanların sayısı 15.4 milyona ulaşırken, paralı televizyon kanallarının abone sayısı 15.1 milyonda kalmış.
İngiltere’de açıklanan bu rakam, görsel eğlence tarihinde çok önemli bir dönüm noktası...
Artık bu âlemin kralı BBC-NBC-ABC’ler değil, Netflix, Amazon, BluTV gibi platformlar...
AYRILMIŞ SEVGİLİYE GÖNDERME ŞARKISI
ÜMİT Besen’in yeni albümü “Ben Bu Gece Ölmezsem”deki “Sakın Arama” adlı şarkıyı çok sevdim...
Londra’daki üç gün üç gece rock küründen sonra iyi geldi.
Sözleri de herkesin hayatında en az bir-iki noktaya değecek türden.
Paylaş