Paylaş
“Yıllardır bu kadar kutuplaştırmaya...
Bu kadar sivri siyasi kampanyaya...
Ayrıştırıcı dile, trollere...
Gazeteci kılıklı trollere...
Pislik içindeki sosyal medyaya...
Şuna buna rağmen...”
*
Şöyle devam ediyor:
“Gidip oyunu efendi efendi veren, sonrasında sonuçlara, tartışmalara, belirsizliğe karşın ne kutlama ne protesto için ne mutluluk ne mutsuzluk gösterisi amacıyla tek taşkınlık, tek bir çiğlik yapmayan şahane insanlara...
80 milyonun her bir ferdine teşekkürü borç bilirim...
Bize bu serinkanlılık, bu kardeşlik yakışır...
Çünkü çok acayip bir memlekettir burası...
Şimdi provokatörler düşünsün...”
*
Seçim sonrası yazılmış en güzel yazıyı dün Hürriyet’te Gülse Birsel yazdı.
Bu satırları onun dünkü yazısından aktardım.
*
Nedir bu biliyor musunuz?
Tuna Kiremitçi’nin seçim sonrasında attığı tweet’te söylediği şeydir...
Hani büyük yazar Ernest Hemingway’in söylediği o şey:
“Baskı altında zarafet...”
*
İnsanı da, ülkesini de büyüten duygu budur işte.
YAŞA BAŞKAN, İŞTE BU ANLAYIŞ KUTUPLAŞMAYI ÖNLEYECEK
DÜŞÜNÜN CHP Adana’da 30 yıl sonra ilk defa kazanıyor.
Üstelik de fark yapmış.
Ama bakın yeni başkan Zeydan Karalar ilk demecinde ne diyor:
“Bu bir zafer değil seçim başarısıdır...”
Seçim kelimesini tam yerine oturtan, ona tam anlamını veren ne güzel bir ifade...
Siyaseti rakibini bitirmek, onun üzerine çullanmak olarak görmeyen...
Kendisine şehrin tapusunu değil, sadece 5 yıl boyunca kenti yönetme yetkisi veren bir yarışın sonucu olarak değerlendiren...
Yani demokrasinin seçim kelimesine verdiği anlamı iade-i itibar eden bir anlayış...
Yaşa başkan...
Türkiye’yi gerçek demokrasiye işte bu yeni anlayış getirecek.
YETER Kİ ONURSUZ OLMASIN AŞK
- AKP’nin İstanbul sloganı “Bizimki bir aşk hikâyesi”ydi...
Slogandaki “aşk” kelimesini çok sevmiştim. Muhafazakâr bir partinin böyle güzel bir slogan seçmesi çok hoşuma gitmişti. Ama samimi söyleyeyim, o sloganı her okuduğumda aklıma bir de Levent Yüksel’in o harika şarkısı gelmişti.
“Bak yüreğime bak
Ateşimi gör... İçimi dinle...
Hadi hazırım
Yeter ki onursuz olmasın aşk...”
AMAN EKREM KARDEŞİM TROLÜN KURBANI OLMA
DÜN Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasını izliyorum.
Her zamanki gibi iyi... Kendinden emin...
Ama araya giren birkaç cümle var ki...
“Aman” dedim...
İlk günden ülkeyi germeye hiç gerek yok.
Böyle ispatı olmadan, hırsızlık, yolsuzluk suçlamasının hiç gereği yok...
Bugüne kadar sürdürdüğün sakin politika, kullandığın barışçı dil, AK Partililerin bile sempatisini kazandı.
Onu üç-beş trolün hoşuna gidecek laflarla harcamanın kimseye yararı yok.
AK PARTİLİ ARKADAŞ SEN YILLARCA SANDIK DEMİŞSEN
AKP’li arkadaş...
Sen yıllardır sandığı baş tacı etmişsen eğer... 17 yıldır o sandıktan çıkan sonuca milli irade demişsen...
Şimdi senin tarafından şuursuz biri çıkıp bu seçime darbe, o sandığa darbeci diyorsa... En önce senin ayağa kalkman...Senin “Arkadaş sen ne diyorsun” demen gerekmez mi...
YENİ ‘JOKER’ BÖYLE EZİK BİRİ Mİ OLACAK
DÜNKÜ yazımda bu yıl ekim ayında gösterime girecek olan “Joker” filminden söz etmiştim.
Çizgi romanların kötü karakterleri artık en iyi para getiren tipler haline geldi. Hepimiz “Joker” fanı olduk. Bir anlamda “Joker”in kadın versiyonu olan Harley Quinn’i büyük küçük hepimiz sevdik.
Ekimde çıkacak olan filmde “Joker”i Joachim Phoenix’in oynadığını yazmıştım.
Filmden bir kare yayınlandı.
Ama Phoenix bu karede normal bir insan olarak, korkunç bir palyaçonun karşısında duruyor.
Okuduğum bazı yazılara göre bu filmde “Joker” daha az makyajlı, daha az korkutucu bir karakter olacakmış.
Fotoğraftaki kare gibi olacaksa galiba biraz da ezik bir “Joker” olacak.
Paylaş