Paylaş
Şimdi bu yazdığıma bakıp “Ne bu ya” diyeceksiniz...
Orada söyleyebileceğim bir söz kalmadı artık...
Her şey ortada...
Yine de moraller daha iyi...
Bundan istifade ben de moral verecek bir gözlemimi yazayım.
*
Yarın başlayacak olan tarihi taşınmaya 48 saat kala İstanbul’un yeni havaalanını gezdim.
Yeni CEO Kadri Samsunlu bakanla birlikteydi. Havaalanını bize Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Epçin anlattı.
Türkiye’nin en çok uçan insanlarından biri olarak havaalanında beni en çok ilgilendiren yerlerden biri Türk Hava Yolları’nın ‘business lounge’ydu.
*
Son zamanlarda bu lounge’dan çok şikâyetler vardı.
Kullanıcı sayısı çok artmıştı ve business bileti almış yolcular oturacak yeri zorlukla buluyordu.
Yeni havaalanında buna etkili çözümler getirmişler.
Açılışına 48 saat kala business ve elit kart sahibi yolculara bazı iyi haberlerim var.
PİDENİN YANINA ISIRGAN OTLU GÖZLEME GELİYOR
- BİR: İstanbul lounge’ın yerli yabancı herkes tarafından en çok sevilen hizmetlerinden biri pide.
Ancak belli saatlerde yapılan pide için büyük kuyruklar oluşuyordu.
Atatürk Havalimanı’nda biri altta, biri üstte iki pide servisi vardı.
Yeni havaalanında bu sayı dörde çıkarılmış.
*
- İKİ: Pide tarzı hamurişi sevenlere ikinci bir güzel haberim var. Isırgan otlu gözleme servisi başlıyor.
Yapılan deneme gözlemelerden yedim.
Pide kadar güzel bir ürün ortaya çıkmış.
ELİT EKONOMİ İLE ELİT BUSİNESS AYRILMIŞ
- ÜÇ: Lounge iki bölüme ayrılmış.
Birinci bölümde elit kartı olup da ekonomi uçanlara hizmet verilecek.
İkinci bölüm ise elit plus kartı olup business bilet alanlara ayrılmış.
Bu da business biletle uçanların şikâyetlerini büyük ölçüde ortadan kaldıracak.
*
- DÖRT: Lounge’da “Ege”, “Türk kahvesi”, “çay” gibi bölümler hazırlanmış.
İnsana huzur veren tasarımlarla gerçekten farklı mekânlar oluşturulmuş. Sinema salonu ve kütüphane bölümleri de çok iyi.
*
- BEŞ: Bağlantı uçuşları arasında 6 saatten fazla süre bulunan business yolcuları için otel kalitesinde dinlenme odaları yapılmış.
Elit kartı olup ekonomi uçanlar için de ayrı dinlenme bölümleri var.
*
- ALTI: SONUÇ: Diyorum ki bu lounge İstanbul’un yeni havaalanını bütün dünyada tek kılacak bir aseti olmuş.
ÇOK UÇAN BİR TÜRK GÖZÜYLE YENİ HAVAALANI İZLENİMLERİM
- Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının gurur duyacağı bir havaalanı yapılmış. Türkiye’ye ilk defa gelen insanı çok etkileyecek bir modernitesi var.
*
- Tasarım çok iyi. Yüksek tavanlar, tavandaki şekiller, aradaki geniş boşluklar insana gerçek bir büyüklük duygusu veriyor.
*
- Free shop’lar ve çok az sayıda havalimanında görülebilecek türden büyük markalar buraya gelişmiş bir ülke havaalanı görüntüsü veriyor. Mesela Louis Vuitton dünyadaki dördüncü havalimanı butiğini burada açmış.
*
- Yolcu bekleme alanlarının düzenlenmesi çok iyi. Her bölümde ilk sıraların tamamen engellilere ayrılması insanı etkiliyor.
*
- Havaalanına ulaşım bazılarının anlattığı gibi zor değil. Bebek’ten yarım saatte gittik.
Beykoz’daki evimden gitmek ise 30 dakika aldı.
TERMİNALDE DİJİTAL BİR DEVRİM YAPILMIŞ
SON yıllarda sık sık dijital duvarların önemini yazıyorum.
Son olarak Apple’ın “Steve Jobs Merkezi”ndeki sunumda gördüğüm dijital sahneyi anlatmıştım.
Ridley Scott, Luc Besson gibi geleceği anlatan filmleri yapan yönetmenler, gelecek yüzyılların şehirlerini hep devasa dijital ekranlarla anlatırlar.
Bütün dünya yıllar boyu filmlerde gelişmiş bir şehir imajı olarak New York’un Times Meydanı’ndaki dev ışıklı ilanları göstermişti.
İstanbul’un yeni havalimanında kelimenin tam anlamıyla dijital bir devrim yapılmış.
Terminalin hemen her tarafı dev ekranlarla donatılmış.
Bu da insana 22’nci yüzyıldaymış imajı veriyor.
NİHAYET ANA BİNAYLA UYUMLU CAMİ MİMARİSİ
YENİ havalimanının yoldan giriş tarafına yapılan camiyi çok beğendim.
Caminin tasarımında ana binanın tavanındaki tasarımlara benzeyen bir tarz benimsenmiş.
Minareler henüz tamamlanmamıştı.
Umarım İstanbul’da cami mimarisini mahveden o orantısız yükseklikteki minarelerden yapılıp bu harika tasarım berbat edilmez.
KİMSE KIZMASIN AMA ŞU DUYGUMU SÖYLEYECEĞİM
TEKRAR ediyorum.
Her Türk vatandaşının iftihar edeceği bir havaalanı olmuş.
Terminalin üst katından aşağıda “Bosphorus” denilen geniş free shop alanına bakarken içimden şu geçti.
Böyle muazzam bir havalimanını 42 ay gibi kısa bir sürede ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyonu, kararlılığı ve takipçiliği gerçekleştirebilirdi.
Tabii bir de böyle bir dönemde bu devasa yatırımın altına elini sokan yatırımcılar.
Yani Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. Bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak hepsine çok teşekkür ediyorum.
Eminim, şu anki iktidara en kızanlarımız bile ileride bu havaalanını, bu köprüleri ve yolları hayırla anacaklar.
Bu havaalanını gezerken aklıma 1980’li yıllardaki Özal geldi.
Ve onu bir kere daha rahmetle andım.
O yıllarda demediğini bırakmayanlar, şimdi onun yaptığı yollardan Çeşme’ye, Urla’ya, Alaçatı’ya gidiyorlar.
KAFAMDAKİ SORU İŞARETİ
YENİ havaalanında iç ve dış hatlar terminalleri iç içe.
Bu da özellikle iç-dış transferinde yolcunun işini çok kolaylaştıracak bir tasarım. Ancak havaalanına ilk gelişte 1 ve 2 numaralı terminaller iç, ondan sonrakiler dış ve yan yana. Bana sanki gelişte bir karışıklık ve birikme yaratacakmış gibi bir duygu verdi.
4 BİN DİJİTAL EKRAN 200 METRELİK PANOLAR
DİJİTAL panoları Square Group’a bağlı Media Port yapmış.
Grubun eşbaşkanı İrfan Karakaş ve havaalanı reklamlarından sorumlu müdürü Enes Acar’dan bazı bilgiler aldım.
- Terminale toplam 20 milyon dolarlık yatırım yapılmış.
- Bütün terminalde 4 bin metrekare dijital ekran yerleştirilmiş. 700’den fazla ekran kullanılmış.
- Samsung burası için özel ekranlar üretmiş. En büyük ekran 200 metrekare boyutunda.
- Bu arada ilk defa üzeri kumaş kaplı dijital ekran da kullanılmış. Ben de ilk defa gördüm.
- Yolcuyla çeşitli dillerde konuşup bilgi veren interaktif ekranlar var.
TERMİNALİN GÖBEĞİNDEKİ GÖBEKLİTEPE
HAVAALANI terminalinde en etkili çalışan bakanlıklardan biri herhalde Kültür ve Turizm Bakanlığı olmuş.
Binada İstanbul Modern için ayrılmış bir müze bölümü var.
Ayrıca terminalin en merkezi yerine bir Göbeklitepe maketi yerleştirilmiş.
Mustafa Taviloğlu ve benim ortak görüşümüz şuydu.
Harika bir proje.
Ancak biraz suni duruyor.
Arka panodaki görüntü değiştirilebilir.
Işık, Şanlıurfa Müzesi’ndeki replikaya uygulanan ışığa benzetilebilir.
Bir de zemine toprak dökülmesi replikanın etkisini arttırabilir.
DÖRT PATRONUN SEVİNÇ VE ÜZÜNTÜSÜ
HAVALİMANINI gezdikten sonra burayı yapan konsorsiyumun dört ortağı ile çay içtik.
Havaalanını yapan İGA Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz, ortakları Cemal Kalyoncu, Nihat Özdemir ve ortağı Sezai Bacaksız ile Mehmet Nazif Günal ve icra kurulu üyeleri Uğur Cengiz’le Mehmet Kalyoncu tam kadro taşınma operasyonu işinin başındaydı.
Uzun bir süre sohbet ettik.
Yaptıkları işten gurur duyuyorlardı.
Haklarındaki eleştirilerden de epey üzüntülüydüler.
Bir kere daha anladım ki Türkiye’de iş yapmak kolay bir iş değil.
Sonunda başarıyorsun ama yediğin sözlü, yazılı dayaktan da bitap düşüyorsun.
Paylaş