BİLİYORUM hepiniz rejime bayramdan sonra başlayacaksınız. Ben de öyle yapacağım, o nedenle bayramınızı berbat etmek istemem.
Ama dün uçakta ‘‘Turn off the hunger switch’’ (Açlık düğmesini kapatın)adlı kitapta okuduğum bir tablo birden beni sarstı.
‘‘Aman Tanrım, yoksa ben şişman bir insan mıyım’’ korkusuna kapıldım.
Kilom 80, boyum 1.81.
Kitaptaki teste göre ben, ‘‘kilosu hafif fazla’’ insan kategorisinin alt sınırındayım.
Yani, iki kilo daha alırsam, ‘‘hafif şişman’’ kategorisine gireceğim.
Üstelik bu kahredici gerçeği, güzel yemekler yemeği, güzel içkiler içmeyi tahayyül ettiğim bir yere giderken öğreniyorum.
Her insanın bir ‘‘mazoşist’’ tarafı vardır.
Yol da uzun olunca, bu mazo duygumu fazlasıyla tatmin ettim ve kitabı sonuna kadar okudum.
Kitabın başında şöyle ‘‘umutsuz bir vaka’’ tarif ediliyor:
‘‘Daha sabah kalkarken ne yiyeceğini düşünür. Bütün gün boyunca da aynı şeyi yapar. Gece yatağa girdikten sonra da ne yiyeceğini düşünmeye devam eder. Bazen geceyarısı uyanıp, aynı şeyi yapar. Canı sıkıldığı zaman yer. Stresli olduğu zaman da yer, sinirli olduğu zaman da.’’
Yanılmadınız.
Bu arkadaş, mutlu olduğu, sevindiği zaman da yemek düşünüyor.
Anlayacağınız ‘‘full time obur’’...
Tamamı olmasa bile, küçümsenmeyecek bir bölümü bana uyuyor.
Öyleyse ne yapmalıyım?
Kitabın adı tabii ki çok umut vericiydi.
‘‘Açlık düğmesini kapatın’’
Demek ki bu mümkün.
İşte o yüzden size bütün bayram boyunca rahat etmenizi sağlayacak faydalı bilgiler vermek istedim.
Önce anatomik bilgiler.
İnsanın beyninde, biri ‘‘açlık’’ duygusunu, öteki ise ‘‘doyma’’ duygusunu kontrol eden iki ‘‘termostat’’ varmış.
İnsana ‘‘Şimdi acıktın’’ komutunu veren termostat, beynin ‘‘Lateral hipotalamus’’ denilen bölgesinde bulunuyormuş.
‘‘Doyma komutunu’’ veren merkez ise, beynin ‘‘Ventromedyal’’ denilen bölgesindeymiş.
Bu termostatlardan biri bozulunca bakın ne oluyormuş.
Mesela doyma emrini veren termostat arıza yaparsa, çatlayıncaya kadar yiyorsunuz, hatta çatlayıp ölüyorsunuz.
Beyninin o bölgesi tahrip edilen fareler, tıpkı ‘‘Büyük Tıkınma’’ filmindeki kişiler gibi yemek yiye yiye ölüyorlarmış.
Öyleyse bundan nasıl kurtulacağız?
Beyne iki tane düğme konduğunu farz edin.
Birini çevirince ‘‘açlık duygunuz’’ yok oluyor, iştahınız kapanıyor.
Ve yemek yemiyorsunuz.
Kendinizi tutamadınız yemeğe başladınız; öteki düğmeyi çeviriyorsunuz. ve daha yemeğin başında bile doymuş gibi oluyorsunuz.
Güzel bir buluş değil mi?
David A. Vincent adlı bir bilim adamı ‘‘gamma bıçağı’’ adlı bir şey keşfetmiş.
Bununla, çok yiyen birinin beynini açmadan, 34 hafta boyunca o merkeze gamma ışını vermiş.
34 hafta sonunda gamma ışını alan bu kişinin yemek yeme termostatının seviyesi aşağı indirilmiş.
Sonunda çok yemek yiyen bu denek, normal yemek yemeğe başlamış.
Güzel haber değil mi?
Tabii söylemem gereken küçük bir mesele var.
34 hafta boyunca gamma ışını verilen bu denek, bir deney faresi.
Ama yine de iyi bir haberim var.
En azından, beyinde açlık düğmesini kendiliğinden kapatan bir termostatın bulunduğu keşfedilmiş durumda.
Bakarsanız, bir gün oda sıcaklığını ayarlar gibi, yemek yeme seviyesini de ayarlamak mümkün olur.
Hatta bunun için bir ‘‘uzaktan kumanda’’ aleti bile yapılabilir.
Yoksa siz de şişman biri misiniz?
BENİM yaptığım testi siz de kolaylıkla yapabilirsiniz. BMI'nizi ‘‘Body Mass Index’’ yani gövde kitle endeksinizi bulabilirsiniz.
Bunun için kilonuzla boyunuzun bulunduğu haneleri bulup, BMI'nizin ne olduğunu öğreneceksiniz.
BMI'niz 25'in altında ise normalsiniz. 25 ile 27 arasında ise hafif bir kilo fazlalığınız var demektir. 27-30 arasında ise obezite başlıyor. Yani şişko kategorisine giriyorsunuz. 30'un üzerinde iseniz, ciddi şekilde şişkosunuz.