Paylaş
GEÇEN çarşamba akşamüzeri, gazetelerin Ankara bürolarına şöyle “tuhaf” bir bilgi notu iletiliyor.
“Suriye’nin sınırımıza yakın bölgesinde muhalif güçler, Suriyeli ve Esad yanlısı subayların yaptığı bir toplantıyı basmış ve 15 kişiyi öldürmüştür.”
Asıl bilgi de şudur:
“Ölenler arasında 4 Rus, 4 Esad generali bulunmaktadır...”
* * *
Muhalifler için müthiş moral verici, karşıtları için ise müthiş moral bozucu bir haber...
Ama Ankara’da gazetecilik yapan, biraz tecrübeli, biraz şüpheci gazeteci için, çok da acemice yapılmış bir dezenformasyon olduğu besbelli...
O saatlerde Ruslar ve rejim yanlıları Halep-Türkiye yolunu kesmiş, muhalif kanatta müthiş bir moral bozukluğu başlamış.
Bilgi notunun amacının, bu moral bozukluğunu gidermek olduğu da apaçık belli....
* * *
Nitekim ertesi gün gazetelere baktığımda gördüğüm manzara şu:
Hükümet yanlıları dahil sadece bir gazete “kendinden istenen dezenformasyon hizmetini” manşetinden layıkıyla yerine getirmiş. Tam anlamıyla bir “Tak dediler, şak diye yaptım” haberi...
* * *
“Tak” diye emir yerine getireni biliyoruz, iyi de “şak” diye emir veren kim...
“Sivil” kanat mı, yoksa “askeri” kanat mı...
Daha açık sorayım, bu palavradan kim medet umdu?
MİT mi, yoksa Genelkurmay mı...
* * *
Cevabı çok önemli...
Suriye’de giderek sıkışan Türkiye’de, hangi taraf kendini daha köşeye sıkışmış hissediyor... İşin vahametini hangi taraf daha iyi anlamış durumda ki...
Artık, “taarruz” durumundan, “desparado” bir savunma
pozisyonuna geçmiş...
VATANDAŞLIK SORUSU: Suriye politikamız yanlış olsa bile desteklemeli miyiz
PEKİ bizler bu durum karşısında ne yapacağız...
Sizleri bilmem, benim pozisyonum şöyle:
Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, yanlış veya doğru demeden, ülkemin alacağı kararları desteklemeye devam edeceğim.
Ben böyle büyütüldüm, vatanseverlik bana göre böyle bir şeydir.
Birinci Dünya Savaşı’nda cepheye koşanlar ve şehit olanlar arasında, bu savaşın yanlış ve gereksiz olduğuna inanan on binlerce vatansever vardı.
Böyle bir ihtiyaç olursa, elbette biz de koşarız...
Ama vatanseverlik, aynı zamanda doğru bildiklerinizi yazmaktır.
Bu samimiyete sığınarak tekrar söylüyorum.
Artık tek yol Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konuyu ele alıp, bütün Türkiye vatandaşlarını arkasına alacak yeni bir politika belirlemesidir.
Unutmayalım, Kurtuluş Savaşı’nda bu vatanı savunan en etkili güç Türkiye Büyük Millet Meclisi’ydi...
Gelmekte olan bu büyük tehlikeye karşı da bizi koruyacak olan en etkili güç odur.
Yani bütün milletin sesi...
Bütün milletin politikası...
Ve bütün milletin duruşu...
TUHAFLIK 2
Rus generalin tuzağına düşecek miyiz
ANKARA’ya zerk edilen 8 general haberinden 24 saat sonra ikinci tuhaflık Rusya’dan geliyor. Savunma Bakanlığı Sözcüsü General İgor Konaşenkov şunu söylüyor:
“Elimizde Türkiye’nin Suriye’ye saldırmak için ciddi hazırlıklar yaptığını gösteren kanıtlarımız var..”
* * *
Türkiye’de yaşayan ve aklının yarısını dahi henüz kaybetmemiş birinin, böyle bir ihtimalin sıfırın da altında olduğunu bileceği çok açık.
* * *
Durum böyleyse, Rusya neden böyle mantıksız ve deformasyon amacı apaçık belli bir açıklamayı yapıyor?
Rusya’nın baştan beri hedefi, Suriye’deki cepheyi, “Esad” ve “IŞİD” gibi iki karşı kampa çevirip dünyaya “IŞİD’den mi Esad’dan mı yanasınız” dedirtmek.
Şimdi bu adımla da Türkiye’yi, Araplardan da soyutlayarak tamamen devre dışı bırakmayı amaçlıyor.
* * *
Lawrence’tan beri, her Ortadoğu uzmanı çok iyi bilir ki, bugün bile Arap milliyetçiliğini besleyen en güçlü damarlardan biri “Türk karşıtlığıdır...”
Daha dün, Arap dışişleri bakanları toplantısında, Türkiye’nin Başika’daki askerine karşı ortak bir deklarasyon yayınlandığını kimse unutmadı ve unutmayacak.
Herkes gibi Rusya da çok iyi biliyor ki...
Türk askeri, Suriye sınırından iki kilometre içeri girdiği takdirde, bütün Arap âlemini karşısında bulacaktır.
Rus general, Türk askerini daha içeri sokmadan, bunu yapmaya çalışıyor.
Türk yapımcıların Apple’la ilk gece şoku
APPLE Music, Türkiye’deki ilk gününe önemli bir tartışma ile başladı. Listelerinde birçok Türk sanatçının bulunduğunu ilan etmişti ama bu sanatçıların şirketleriyle hiçbir anlaşma yapmadan, listelerine alıp kullanmaya başladı.
O nedenle önceki gece birçok Türk yapımcı gerekli başvuruyu yaptı. Neticede Apple sabaha karşı bu listeleri arşivinden çıkardı.
Spotify 2013’te Türkiye’ye girdiğinde uzun süre Türkçe şarkı listelerini kullanmadı.
O şirketlerle uzun görüşmeler yaptı ve
sonunda ancak geçen yıl ortalarına doğru bu şarkıları listelerine aldı.
Apple bu şarkıları çıkararak doğru yapmış.
Çünkü TTNet, Turkcell Müzik, Spotify, Deezer gibi kanallardan müzik dinleyen insanlar, bunların legal olmasına, sanatçıların haklarının korunduğuna da dikkat ediyorlar.
Paylaş